Sesli Dinle
Selam üzerinize olsun. Emperyalist ülkelerin gözlerinin olduğu önemli bir coğrafyada yaşıyoruz. Anadolu topraklarını, Büyük Selçuklu sultanı Alparslan'ın Bizans ordusunu 1071 Malazgirt Savaşı’nda yenerek yurt edindik. Batılıların bizi bu topraklardan çıkarma planlarının adı "Şark meselesi"olmuştur. Osmanlı cihan devletimiz 1. Dünya savaşı sonucunda haksız ve ahlaksız bir biçimde tasfiye edilmiş 25 milyon km² toprağımız, yeraltı zenginliklerimiz paylaşılmış,Sevr dayatması ile Anadolu’da küçük bir kara parçası bırakılmak istenmiştir. Milletimiz Türkü, Kürdü, Arap’ı Çerkez’i ve Laz’ıyla Çanakkale'yi geçirmemiştir. Şehitlerimiz orada koyun koyuna yatmaktadırlar. İstiklal harbi ile Gazi Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve millet evlatları binlerce şehit vererek Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır. Milletler arası savaş hiçbir zaman bitmemiştir. Sıcak, soğuk, ekonomik, psikolojik, kültürel olarak devam etmektedir. Emperyalist, Siyonist-Haçlı ittifakını yürütenlerin hain planlarının hedefinde topyekûn ülkemiz ve İslam dünyası vardır. Etnik yapı, din ve mezhep farklılıklarımızı kullanarak bizleri ayrıştırmaya çalışmaktadırlar. Kırk yıldır terörle nifak ateşini yakmışlar, 40 bin şehit vermemize ve maddi, manevi kayıplarımıza yol açmışlardır. Türkiye'nin kendine yeter bir ülke olmasını istememektedirler, en son Tusaş saldırısı da bu amaçlarına hizmet etmektedir. Yakılan tüm nifak ateşlerinin söndürülmesi, sadece askeri ve polisiye tedbirlerle mümkün olmaz. Terörü besleyen nedenleri ortadan kaldırmak, yanlışlarımızı düzeltmek, doğrularımızı artırmakla, milletimizin birlik beraberliğini ve kardeşliğimizi pekiştirmekle mümkün olacaktır. Birlikteliğimiz, aklın ve vicdanının gereğidir. Barışı, adaleti, refahı ve gelişmeyi ancak, birlikte sağlayabiliriz. Türklerle, Kürtler aynı değerlere bağlı bölünmez bir millettir. Varlığımızın devamını irademizi icraya muktedir ve güçlü olarak sağlayabiliriz.
Selam üzerinize olsun.
Emperyalist ülkelerin gözlerinin olduğu önemli bir coğrafyada yaşıyoruz. Anadolu topraklarını, Büyük Selçuklu sultanı Alparslan'ın Bizans ordusunu 1071 Malazgirt Savaşı’nda yenerek yurt edindik. Batılıların bizi bu topraklardan çıkarma planlarının adı "Şark meselesi"olmuştur. Osmanlı cihan devletimiz 1. Dünya savaşı sonucunda haksız ve ahlaksız bir biçimde tasfiye edilmiş 25 milyon km² toprağımız, yeraltı zenginliklerimiz paylaşılmış,Sevr dayatması ile Anadolu’da küçük bir kara parçası bırakılmak istenmiştir. Milletimiz Türkü, Kürdü, Arap’ı Çerkez’i ve Laz’ıyla Çanakkale'yi geçirmemiştir. Şehitlerimiz orada koyun koyuna yatmaktadırlar. İstiklal harbi ile Gazi Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve millet evlatları binlerce şehit vererek Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır.
Milletler arası savaş hiçbir zaman bitmemiştir. Sıcak, soğuk, ekonomik, psikolojik, kültürel olarak devam etmektedir. Emperyalist, Siyonist-Haçlı ittifakını yürütenlerin hain planlarının hedefinde topyekûn ülkemiz ve İslam dünyası vardır. Etnik yapı, din ve mezhep farklılıklarımızı kullanarak bizleri ayrıştırmaya çalışmaktadırlar. Kırk yıldır terörle nifak ateşini yakmışlar, 40 bin şehit vermemize ve maddi, manevi kayıplarımıza yol açmışlardır. Türkiye'nin kendine yeter bir ülke olmasını istememektedirler, en son Tusaş saldırısı da bu amaçlarına hizmet etmektedir.
Yakılan tüm nifak ateşlerinin söndürülmesi, sadece askeri ve polisiye tedbirlerle mümkün olmaz. Terörü besleyen nedenleri ortadan kaldırmak, yanlışlarımızı düzeltmek, doğrularımızı artırmakla, milletimizin birlik beraberliğini ve kardeşliğimizi pekiştirmekle mümkün olacaktır.
Birlikteliğimiz, aklın ve vicdanının gereğidir. Barışı, adaleti, refahı ve gelişmeyi ancak, birlikte sağlayabiliriz. Türklerle, Kürtler aynı değerlere bağlı bölünmez bir millettir. Varlığımızın devamını irademizi icraya muktedir ve güçlü olarak sağlayabiliriz.