İnce ipleri ne kadar birleştirirseniz kopması o kadar zorlaşır.
Diyelim ki, mazlum ve mağdur devletler, topluluklar; bilim, teknoloji, savunma ve ekonomi bakımlarından tek tek ele alındığında “zalim, hırsız, soyguncu, gâsıp, vicdansız” … yani sömürgesi iri devletlerden zayıftır.
İşte birleşen ince ipler gibi bu; mazlum ve mağdur; dinine, servetine, toprağına, ahlakına… göz dikilmiş olan devletler ve topluluklar zalime karşı birleşirlerse yeterli güç oluşacaktır.
Bunların birinde olmayan diğerinde vardır; hiçbirinde olmayıp gerekli olan da hemen üretilir.
Mazlumlardan, güç bakımından zayıf olanlardan çaldıkları, zorla aldıkları servetler ile palazlanan iri devletler sıfırı tüketme noktasına yaklaşınca yine soymak için planlar kurmaya başladılar.
Bu planların başında tefrika var.
Ne diyordu merhum Akif’imiz:
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
İçeride parti, cemaat, mezhep, tarikat, mektep, medrese, menfaat… bölüyor, dışarıda soyguncuların, zayıflara yönelik oyunları bölüyor.
İçeride “farklılık içinde birlik” mümkündür; peki bu nasıl olacak?