Mermerle Ebedi Olmak
MAKALE
Paylaş
18.01.2025 11:39
154 okunma
Mesut Akdağ

Bu hayatta şunu öğrendim: Geçmişi hatırlamak ve geleceğe bir miras bırakmak için yaşarız. Yaşadıklarımızın bazıları mermer üzerine kazınır bazıları da kumsal üzerine yazılır. Mermere yazılan yazılar genellikle unutamadığımız sevinçli veya hüzünlü anlarımızdır. Kumsala yazılan yazılar, günlük hayatın sıradan yaşantılarımızdır.

Ömrümüz boyunca kendimizin ve herkesin zihninde kalıcı olacak olan bu "mermer yazıları" aslında büyük bir ibret vesileleridir.

Sevinçli veya hüzünlü anlarımızdan hangisi olursa olsun fark etmez nedenini araştırıp düşünmeliyiz.  Mutluluğumuzun kaynağı olan olayın neresindeydik, doğrudan bizim etkimiz oldu mu olmadı mı? Hüzünlü anlarımızın sebeplerini araştırmalı, olayların bizim kontrolümüzde olup olmadığını analiz etmeli, olmasındaki etkimizin ne kadar olduğu veya olmadığını görebildik mi?

İşte bu sorgulamalar, sevinçli anlarımızı artırmamıza, hüzünlü anlarımızdan ise ders alıp benzer hataları tekrarlamamamıza yardımcı olur.

Yukarıda yazdığımız üzere mermere yazılanlar unutulmaz; ancak kumsala yazılanlar unutulur zamanda kaybolup gider. Kumsala yazılan yazılar günlük yaşantımızın sıradan, basit, bize ve topluma hiçbir şey kazandırmayan vakit kaybına sebep olan fiillerimizdir.

Ebedi olmak istiyorsak, günlük yaşantımızın bayağı ve niteliksiz davranışlarını mermere kazımalıyız. Mermere yazmaktan kastım, yaşantımızı ve düşüncelerimizi kalıcı bir esere dönüştürmektir. Bu da ancak ruhumuzda ve insanlık arasında daima hatırlanacak izler bırakmamızla mümkün olur. Bu izler, sevinçli ve hüzünlü olaylardan çıkaracağımız derslerle meydana gelir.

İşte sorulması gereken soru: “Peki, nasıl ibret alacağız?”

Sevinç ve hüzünlü bir anımızın olması için önce bir olayın gerçekleşmesi gerekir. Örneğin, bir iş yerinde terfi etmek sevinç kaynağıdır; işten kovulmak ise hüzün. Her iki durumda da kendimize şu soruları sormalıyız:

Bu olayda benim rolüm neydi? Ne yaptım veya yapmadım? Eksilerimizi ve artılarımızı düşünerek bu sorulara yanıt aradığımızda suçumuzu veya doğrumuzu buluruz. Böylece hem sevincimizi artıracak hem de hüzünlerimizi azaltacak dersler çıkararak ebedi olma yolunda ilerlemiş oluruz.

Yaşadığımız olaylardan ibret almamızı sağlayacak en büyük rehber ve etken Allah’ın yaratılış ayetleridir “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.” (Âl-i İmrân 3/190) ayetinde Allah bize yaratılışa, tabiatın kusursuz işleyişine bakarak ibret almayı öğretir. Tabiatın bu kusursuz işleyişinden aldığımız ibretle yaşadığımız olaylardan ders alırız. Muhakeme ve kavrama kabiliyetimiz artar. Bundan sonra karşılaştığımız olayları daha iyi analiz ederek daha kalıcı ve anlamlı işler başarmamıza basamak olur.

Ebedi Olmanın Gerçek Anlamı

Ebedi olmak, sadece elle tutulur eserler (kitap, bina, icat) bırakmak değildir. Görünürde hiçbir malı, makamı veya serveti olmayan; hayatlarını bin bir çile ve yokluklarla geçiren fakat sözleri ve yaşantısıyla insanlara örnek olan âlimler ve filozoflar, asıl ebedi olanlardır. Çünkü asıl kalıcılık, güzel ahlak ve iyilikltir.

Şöyle düşünebilirsiniz: “bu dünyada fakir çok muhtaç bir şekilde yaşayarak ölüp gitmektense bu dünyanın bütün zevklerini tadıp mal, mülk, servet edinerek yaşayıp ölmek daha iyidir.” Diyebilirsiniz. Düşünceniz doğru gözüküyor fakat şunu daha iyi anlayalım; ebedi olmak aynı zamanda ahirette de ebedi bir hayata, yani cennete ulaşmayı ifade eder. Eğer iyiliğimizle ve güzel ahlakımızla ölürsek hem bu dünyada hem de ahirette ebedi oluruz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in “Dîninde iki günü eşit geçen ziyandadır” ( Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, no: 2406.) hadisini rehber edinerek, her gün insanlık için bir şeyler yapma gayretiyle üretken bir hayat yaşamalıyız.

Bu üretkenlik, bazen elle tutulur eserler bazen de kalplerde iz bırakacak güzel davranışlar şeklinde olur. Her günümüzü ve her anımızı bu şekilde mermere yazarak, sıradan günlük, basit, faydasız işlerimizi azaltabilir ve hayatımızı daha anlamlı hale getirebiliriz. Çünkü her basit ve bayağı işlerle boşa geçirdiğimiz vakitlerimiz bize gelecekte sıkıntılar ve hüzünler getirecektir.

Sonuç olarak, mermere kazınan sevinçli ve hüzünlü yaşantılar, bize ibret sunar. Günlük yaşantılarımızı da mermere kazıyacak bir derinlikle yaşamayı öğrenirsek, aynı hüzünlü anları yeniden yazmak zorunda kalmayıp mermerle ebedi oluruz.

                                                                                                               Mesut AKDAĞ

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya