İnsanların, giydikleri elbiselerinin zamanla yıpranıp deforma olması durumunda yeni bir elbiseye ihtiyaç duymaları gibi; toplumlar da tarihi süreç içinde yaptıkları anlaşmaların zamanla şartları değiştiğinde yenilenmesine ihtiyaç duyarlar.
Hele bu yenileme ihtiyacı, bedeni yapının genişlemesi il elbisenin dar gelmesi gibi bir ZARURET gösteriyorsa bunun ertelenmesi, dar bir elbiseyi gelişkin bedene zorla giydirmek gibi sırıtan ve sıkıştıran bir rahatsızlık verir.
Kuruluşunun ikinci yüzyılına girmiş olan TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZE artık mevcut sınırları dar geliyor.
Birinci Dünya Savaşının yenilgi şartlarında süngülerle çizilmiş bugünkü sınırlarımız o zamanki şartlarda kabul etmek zorunda kalınmıştır.
Şimdi ise, bu sınırlarımızı bugünkü ülke yapımızı rahatlatacak ve buralardaki terör faaliyetlerini daraltacak olan MİSÂK-I MİLLİ sınırlarımıza göre genişletmek gerekmektedir. Bunun için Suriye ve Irak komşularımızla görüşüp konuşarak yeni bir SINIR ANLAŞMASI yapmamız zaruri hâle gelmiştir.
İslami esaslara göre düzenlenen MECELLE’mizde, *Ezmânın tagayyürü ile ahkâmın tegayyürü : (Zamanın değişmesi ile hükümlerin değişmesi) kabul gören bir hüküm olduğuna göre, sınırdaş ve kardeş olduğumuz komşu müslüman devletlerin de bu durumu anlayışla karşılaması görüşmeler ile sağlanabilir. Buna göre;
1- Vrupa Birliği (AB) ülkelerinde olduğu gibi komşularomız arasında karşılıklı rıza ile yapılacak böyle bir anlaşma, emperyalist (yayılmacı) bir uygulama izlenimi verilmeden yapılabilir..
2- Dünyanın iki süper gücü Amerika (ABD) ile Rusya'nın komşuları ile sınırlarında SATAŞMALI olduğu bu sırada bizim de böyle bir konuyu gündeme getirmemizin tam sırasıdır.
3- Mevcut sınırlarımız bize, komşular arasında rızaya dayalı bir anlaşma ile değil, savaş sonrası o günkü olumsuz şartlar altına DİKTA ile kabul ettirilmiştir. Tarihi belgeler incelenirse bunun böyle olduğu anlaşılacaktır.
4- Diğer taraftan, Suriye ve Irak komşularımız ile böyle bir sınır anlaşması yapılır ise, komşularımızın sınırları da terör farelerinin yuvası olmaktan kurtulacaktır.
5- Ayrıca, bu durumda bölgede Türkiyemizin öncülüğünde yapımı planlanan *Ortadoğu petrollerinin Avrupa'ya nakledileceği BORU HATTI ve tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılacağı *KALKINMA YOLU projeleri ile bölgede yeni bir gelişme hereketi başlayacaktır.
Böylece bölge, Avrupa ile Ortadoğu’nun enerji ve ekonomi damarı olacaktır.
6- Bunlar gerçekleştiğinde, terörizmin ocağı haline gelen bölgede, dışarıdan desteklenen TERÖR HAREKETLERİ de tarihe gömülecektir.
7- Bunların hepsinin birden gerçekleşmesi ZOR gibi görünse de, *anlaşmaya taraf üç ortak devletin altı elle sarılması durumunda çok kolay olacak ve terörün buralarda yarım asra yaklaşan yerleşmesi SON BULACAKTIR.
Allah yar ve yardımcımız olsun !
08.02.2025
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü