Son günlerde bölgemizde yaşanan jeopolitik gelişmelerle ilgili basın-yayın-medyada izlenen haberleri kısa spotlar ve yorumlarla hatırlatmak istiyorum.
1. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri (Türk Devletleri Topluluğu-TDT) üyesi devletler Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan; Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde (GKRY) peş peşe büyükelçilikler açtılar. İşin arkasında Avrupa Birliği (AB) ile yapılan 12 milyar euroluk ortaklık anlaşması var. Anlaşmayla bölgenin değerli mineral, maden ve enerji kaynaklarını (doğalgaz) AB değerlendirecek. Böylece GKRY’nin anlaşmaya vetosu ortadan kalkmış oluyor. Yani “Rum yönetimini tanımazsan AB desteğini alamazsın.” şantajı işliyor! Oysa biz Türkiye olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) -TDT’nin gözlemci üyesi- tanımalarını bekliyorduk! Sonuçta bu durum KKTC’nin varlığını reddetmektedir. Yani Türkiye’ye dost kazığı, KKTC’ye hançer gibi… AB Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne 12 milyar £ fon tahsis ederek TDT’nu etkisizleştirmeyi planlıyor. Ayrıca o bölgede Rus-Çin nüfusunu zayıflatması amaçlanıyor.
2. Körfezde en yakın dostumuz Katar, Yunanistan’da İsrail ile ortak F-15 uçaklarıyla askeri tatbikat düzenliyor.
Yer: Yunanistan Andravida Hava Üssü
Tarih: 31 Mart-11 Nisan
Katılımcılar: ABD, Fransa, İtalya, GKRY, BAE, Bahreyn, Hindistan, Polonya, Slovenya, İspanya, Karadağ (Türkiye yok!)
Amacı: Doğu Akdeniz’in istikrarını sağlamak. Türkiye medyası bu habere suskun! Tatbikat resim ve videoları can sıkıcı!
Yine Katar yönetiminin Gazze celladı İsrail Başkanı Netenyahu’ya 2012, 2018 seçimlerinde 65 milyon$ destek verdiği haberleri bültenlerde flaş!
3. Mavi Vatan (Ege-Akdeniz) ve Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye karşı bir kuşatma yaşanıyor. Yunan-Rum-İsrail hattı çok hareketli gözüküyor. Yunan lideri Kiryakos Miçotakis Kudüs’te Netenyahu ile poz veriyor.
4. GKRY Kıbrıs adasını, Yunanistan’ın Ege adalarını hızla silahlandırmasına, yabancı askeri üsler açılmasına (İngiltere, ABD, Fransa, İsrail, AB), ENOSİS -Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması- amacı, EOKA terör örgütünün yeniden hortlatılmasına (Son günlerde Yunan bayraklı EOKA artıkları Lefkoşe’de örgütün kuruluş yıldönümünü anmak için geçit resmi/ gösteri düzenlediler. Yeşil hattan Türk tarafına hakaretlerle taş yağdırdılar.) hak ettiği tepki ve etki gösterilemedi! Kasım 2024’te Cumhurbaşkanımız GKRY lideri Nikos Hristodulidis ile görüşmüştü…
5. Yunanistan’da şehir girişlerinde (Örnek: Kavala şehri) üzerinde “Kıbrıs’ı unutma, hatırla!” sloganı yazan Kıbrıs’ı yansıtan haritada KKTC tarafından Rum tarafına Kanlar sızan dev afişler sergileniyor. Kin ve Tehdit!
6. KKTC’nin içerisinde de ilginç şeyler de yaşanıyor. Lefkoşe’de türbanlı bir öğrencinin okula alınmaması için direnen, ikna odaları kuran, çocuk ve ailesini rencide eden Eğitim Sendikası başkanı öğretmen Selma Eylem; “Bize kendi dinci, gerici, şoven yaşamlarını dayatmaya çalışıyorlar. Bu büyükelçiyi bunun için getirdiler. Sayın elçiye bir kez daha diyoruz Go Home!” diye seslenirken Rum destekçisi Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) başkanı İzzet Özcan’da Türk Büyükelçiliği önünde tehditler savurarak “Ya bize saygı gösterecekler ya da ne elçiliğini ne müftüsünü ne de memurlarını istemiyoruz. Defolup gitsinler” diyebiliyor. Bu tavır ve tepkiler kabul edilemez! Bunlar Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye’ye karşı tam bir ihanet içerisindeler. Kıbrıs’ta verilen mücadelenin ödenecek bir bedeli yoktur. Kanların, canların, şehit ve kahraman gazilerin bedeli KKTC’de Müslüman Türk varlığını sonsuz kadar şerefle yaşatmaktır!
Kıbrıs’ta bu kin neden? İnsan hakları, hukuk, özgürlük, inanç hürriyeti ve dünya hali… hiçbiri bir şey ifade etmiyor mu? Yazık! Türkiye yoksa Kıbrıs yok, Kıbrıs düşerse Anadolu düşer! Bunu kimse unutmasın!
7. TDT Gözlemci üyesi Macar Urban Sırplarla askeri ittifak anlaşması yapıyor. Hedef Boşnaklar! Yakında Netenyahu’yu ağırladı…
8. Suriye’de Esad’ın gidişinden sonra hiç durmayan İsrail saldırıları Suriye’nin kara, deniz/donanma, hava üsleri ve savunma alt yapısını tahrip etmeye devam ediyor. Yüzlerce hedefe yapılan sayısız saldırılar pervasız bir şekilde can-mal tesislere korkunç zararlar veriyor. Son olarak Humus yakınlarında Türkiye’ye tahsis edilmesi söylenen T4 Hava Üssü de özellikle vuruldu. İsrail savunma bakanı Yoan Galant: “Suriye lideri Colani’yi uyarıyorum. Eğer düşman güçlerin Suriye’ye girmesine ve İsrail’in güvenlik çıkarlarını tehdit etmesine izin verirseniz, çok ağır bir bedel ödersiniz.” Yani Türkiye düşman hedefinde! Bu tehdide Colani:” Biz hiçbir komşumuz için bir tehdit değiliz. Kimseyle bir hesabımız yoktur..” Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan; o açıklamaya “Suriye’de İsrail ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Suriye, İsrail ile belirli anlaşmalar yapmak istiyorsa bu onların bileceği iştir.” diyor.
ABD’de Trump ile acele görüşen Netenyahu; “Türkiye’nin Suriye’yi kullanmasını istemiyoruz. Suriye’nin hiçbir ülke tarafından İsrail’e karşı bir saldırı üssü olarak kullanılmasını istemiyoruz. Türkiye ile Suriye’de çatışmak istemiyoruz.” diyerek ondan “Orta yol bulucu” olmasını istedi.
Bu söylemler Suriye, İsrail, ABD ve Rojova’ya ne mesajlar veriyor? Yine Şam’a ABD helikopteri ile giden Mazlum Kobani Ahmet Şara ile yaptığı anlaşma Fırat’ın doğusundaki SDG/YPG/PYD ile PKK Kürdistan’ını gündemden soğutarak varlığını belirsiz bir süreye uzatmış görünüyor. “Terörsüz Türkiye”ye endeksli bir süreç!
9. Suriye yeni geçiş kabinesinde Suriye Türkmenleri dışarıda bırakıldı. Suriye’deki onca angajman, fedakârlık ve söylemlere rağmen niçin bu dışlama? Her kesimden (Hristiyan, Dürzi, Nusayri, Kürt) bakan var Türkmen yok. Yetkililerimiz bu konuda suskun!
10. Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkileri tam gaz devam ederken Eurovision’a “Barış ve Sevgi” mesajıyla Yahudi bir şarkıcıyı gönderiyor.
11. Gazze/ Filistin’deki soykırım enkazların arasında tüm zalimliği ile devam ediyor. Sanki kanıksanmış, haline terk edilmiş izlenimi veriyor. Gazze çaresizliği; İsrail/ABD/AB’nin jenosit saldırıları ile İslam coğrafyasının aciz, pısırık, korkak, inançsız, ruhsuz göz yummasıyla bir insanlık trajedisi olarak, yüz karası olarak zamanın tükenmişliğini dünyanın yüzüne gözüne vuruyor!
12. Gözlenen tabloda ABD’nin İsrail’in güvenliği ve hedefleri önceliğiyle Çin’i bile ikinci sıraya koyarak Ortadoğu bölgesindeki jeopolitiği domine ediyor ve Türkiye’yi de çepeçevre kuşatıyor! Kıbrıs, Suriye ve Irak’taki gelişmeler her şeyi anlatmıyor mu?
13. Türkiye’nin Rusya ve İran ilişkilerinde güven kaybı ve denge kaymalarını da not etmek gerekiyor.
Sonuç:
Bölgemizde, çevremizde bütün bu önemli gelişmeler olurken elbette Türkiye imkân, fırsat, kazanımlar ve stratejik potansiyeli ile bölgedeki gücünü azami olarak kullanarak süreçleri lehine çevirmenin mücadelesini veriyor. Başarabildikleri de var henüz başaramadıkları da…
Türkiye varlığını, jeopolitik ve stratejik çıkarlarını koruyabilmek için; iç cephesini tahkim etmesi elzemdir. Siyasi sıkışmışlık, toplumsal gerilim ve kutuplaşmalar, ekonomik sıkıntılar dış politika ve uluslararası ilişkilerde zafiyet izlenimleri verebilir.
Gelişmelerle ilgili aşırı, abartılı, irrasyonel yorumlar, ölçüsüz hamaset söylemleri fayda yerine Türkiye’nin politikalarına zarar verebilir. Diplomatik zafiyetlere imkân tanımadan basiret, feraset ve stratejik takaddüm ile uluslararası ilişkiler rasyonel politikalarla yönetilmelidir.
İç politika için dış politikayı ya da dış siyaset için iç dinamiklerin dengesini ortak akılla sağlayarak iktidar ve muhalefetin Türkiye’nin varlığı ve geleceğini öncelemesi şarttır. Bu mesuliyet yeni nesillerimize, ülkemize borcumuzdur. Bu vatan hepimizin… Başka Türkiye yoktur!
08.04.2025
Aydın BOLAT