BU VATAN KOLAY KURULMADI
MAKALE
Paylaş
04.07.2025 17:51
189 okunma
İsmail Aydın

Tarih sohbeti esnasında can sıkıcı bir soruyla karşılaştım: Osmanlı ne yaptı?

Gerçi bu soru cevaba bile değmezdi ama yine de kuruluş dönemindeki dinamizme ve Anadolu Birliğinin sağlanmasına kısaca temas etmek istiyorum. O zamanların çetin şartları bilinir ve buna karşı Osmanlının ruh hali hatırlanırsa hem Osmanlı’nın ne yaptığı öğrenilmiş olur hem de geleceğe dönük dersler çıkarılabilir.

Devletin kurucusu Osman Bey ile Orhan’ın fütuhatı, diğer Anadolu beylerinin fütuhatına nazaran daha çetin ve ağır oluyordu. Çünkü buralar her zaman (İstanbul) Bizans’dan yardım görüyordu. O sebeple, vatan yapılan topraklar ancak büyük bir gayret ve mücadele ile elde ediliyordu. Öncelikle bunun kabulü gerekir.

Tabii bu durum diğer yandan, öteki beyliklere nazaran Osmanlıya bir bakıma geleceğe dönük imkân da sunuyordu. Bu şudur: Osmanlının, her an Haçlı ruhuyla hareket eden ve saldırması kuvvetle muhtemel Bizans ve Avrupa’ya komşu olması, elde faal ve mücadeleci kuvvetler bulundurulmasını icap ettiriyor ve devamlı olarak uyanık bulunmayı zorunlu kılıyordu. İşte bu cevvaliyet Söğüt civarında kurulan küçük Osmanlı Beyliği’nin daha sonraki muvaffakiyetlerinde mühim amil olmuştur.

AKILLI SİYASET-EHİL ELEMAN

Girişilen harekâtlar bir plan dâhilinde yürütülüyor, askeri strateji ve taktikler en ince ayrıntıya kadar uygulanıyordu. Mesela Bursa’nın etrafına iki kale yapılarak muhasara işi daha esaslı hale getirilmiştir. Kaplıca tarafındaki kaleye güvenilir ve kabiliyetli eleman olarak Osman Beyin yeğeni Aktimur, dağ tarafındakine de kardeşinin kölesi Balabancık tayin edilmiştir.

Orta Anadolu’da Ankara’nın elde edilişi yine bir plan ve uygun şartlarda gerçekleşmiştir. Ankara, İlhanîler için batı Anadolu’da yer alan bir bölge idi ve Sivas’ı kendisine merkez yapmış olan Alâüddin Eradna’nın elinde idi. Eradna’nın vefatını müteakip yerine geçen oğulları zamanında karışıklıklar çıktı. Bundan istifade eden Orhan Gazi, Osmanlı’nın doğu hududunda önemli bir mevki olan burasını 1354’te oğlu Süleyman Paşa kumandasında sevketmiş olduğu kuvvetle zaptetti.

Bursa, İznik, İzmit adilane idare sonucu teslim oldular. Bunlar Osmanlı’nın yaptığı ilk büyük işlerdi.

İlk akınlar bir miktar çapul mahiyetli idi ama bunlar Türklerin coğrafyayı tanımalarını sağladı. Bu sırada Bizans imparatoru II. Andronikos akınlar karşısında epey telaş gösteriyordu.

ÜSTÜN ASKERÎ STRATEJİ-AKILLI İSKÂN SİYASETİ

Gelibolu’ya geçildikten sonra Balkanlara Karesi (Balıkesir) havalisinden getirilen Türkler iskan edilirken, Gelibolu’daki Rumlar, özellikle askeri sınıftan olan Rumlar da, isyan çıkarma ihtimaline binaen Balıkesir ve havalisinde iskana tabi tutuluyorlar. Cephede savaşan hiçbir devlet, arkasını emniyete almadan rahat hareket edemez.

Balkanların kazanılmasında (1348-1354) önemli rol oynayan Süleyman Paşa, Gelibolu yarım adasının en dar yeri olan Eksimiliye berzahını aşıyor ve bu suretle Doğu Trakya’ya ayak basıyor. İlk iş olarak Malkara, Keşan ve Çorlu’yu alıyor. Böylece İstanbul ile Edirne yolunu kesiyor. Bu fütuhat esnasında Osmanlıların akıllı siyasetlerinden birisi de, elde edilen şehir ve köyler halkına iyi muamele edilmesi olmuştur.

Şeyh Edebali, Dursun Fakih ve Cendereli (Çandarlı) Kara Halil Hayreddin Paşa gibi ilim adamı danışmanlar, idareci ve yönetici kadrolara, Müslümanlığın öncelikli hedefi adalet, din ve vicdan hürriyeti gibi prensiplerini telkin ve tavsiye ediyorlardı.

Süleyman Paşa’nın (1360) bir avı takip ederken attan düşerek kırk üç yaşında vefat etmesi üzerine, yerine kardeşi Murad Bey (Murad Hüdavendigâr) kumandan tayin ediliyor. Süleyman Paşa, vasiyeti üzere Bolayır’a oğlunun yanına defnediliyor. Süleyman Paşa’nın vefatından kısa süre sonra Orhan Gazi de (1362) vefat ediyor. Yerine hükümdar olan Murad Bey, hemen Bursa’ya geliyor ve idareyi ele alıyor.

TOPRAK KABİRLERLE VATAN OLMUŞTU

Süleyman Paşa cevval bir kumandan iken baba Orhan da azim ve irade sahibi kudretli bir hükümdar idi. İkisinin pek kısa ara ile vefatını fırsat bilen Bizans, Burgaz, Çorlu ve Malkara’yı geri alıyor ve sahil şehirlerini de elde etmeye çalışıyordu. Bu sırada Osmanlı kuvvetlerine kumanda etmekte olan Lala Şahin Paşa ve Hacı İlbey’i ve Evrenuz Bey telaş göstermeyerek, yeni hükümdarın Anadolu vaziyetini düzeltip avdetine kadar müdafaayı soğukkanlılıkla idare ediyor, buralarda vukuu muhtemel bir paniğin önüne geçiyorlardı. Türk kuvvetleri sahil ve kale şehirlerini büyük bir gayretle müdafaa edip tutunmağa çalışırken, vatan şuuruyla Bolayır’a defnettikleri kumandanları Süleyman Paşa’nın mezarını çiğnetmek istemiyorlardı. Adı geçen bu üç kumandanın enerjileri geleceğe dair umut veriyordu.

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İsmail Aydın
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

İSMAİL AYDIN KİMDİR?

İsmail Aydın, Hukukçu yazar. Anacığının anlatımına göre koç katımında doğmuş. Koç katımı, Yozgat’ta ekim ayının sonu ile kasım ayının başında olur. Dolayısıyla doğum günü belli değil ama Aydın, doğum günü olarak 29 Ekimi benimsiyor. Koç katımı, döl almak üzere erkek koyunun (Koç) dişi koyunlar arasına bırakılmasına denir.

Peki, hangi yılın koç katımı? O da belli değil. 1950 olabileceği gibi 1949’a da ihtimali var. Her nasılsa nüfusa 08.02.1953 D.lu olarak tescil edilmiş. Yaşı küçük diye ortaokula kabul edilmemiş, bu defa da mahkeme kararıyla, ay ve gün sabit kalmak üzere 1950 olarak tescil edilmiş. İsmail Aydın, doğum gününün bile doğru dürüst kayıt altına alınamayışını, okur-yazar olmayan tolumun  “hal-i pürmelâli” olarak niteliyor.

İsmail Aydın İlkokulu Sorgun’a bağlı Temrezli köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. Yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra Sorgun’da altı yıl avukatlık yaptı. Ekim 1986’da Diyarbakır / Bismil’de Noter oldu. Kastamonu/Tosya, Bolu ve Ankara’da çalıştı, 2015 Şubatında emekliye ayrıldı.

İsmail Aydın çilekeş Anadolu’nun yanık sesi olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye’mizin karşı karşıya bulunduğu sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Üzerine titrediği kesim Gençlik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğu sorun Eğitim.

İsmail Aydın, fakülte yıllarından itibaren yazı hayatının içinde oldu. İlk gençlik yıllarıyla beraber memleket meseleleriyle ilgilendi. Tartışmalı radyo ve televizyon programlarına katıldı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Şubat 2013’ten beridir, internet ortamında yayın yapan Ana Haber Gazete’de yazmaya devam ediyor.

Meteorolojinin Sesi Radyosu’nda 2013-2016 yılları arasında yayınlanan Kıssadan Hisseler Programı’nın yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Türkiye Noterler Birliği’nin Meslekî Forum Sitesi’nde anılarını yazdı.

Ağustos / 2016’da “Batı’nın Gücü Nereden İleri Geliyor?”, Kasım 2016’da “Yeniden Yükselişe Doğru”, Şubat 2017’de “Umut Ülke Türkiye”, Mayıs 2017’de “Bir Noterin Anıları”, Ağustos 2017’de “Kaybettiklerimiz”, Ocak 2018’de “Kıssadan Hisseler”, Mart 2018’de “Niçin Akif? Niçin Safahat?” isimli kitapları yayımlandı.

Yazı hayatını ve kitap çalışmalarını sürdüren İsmail Aydın evli ve dört çocuk babasıdır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya