Silahlara veda!
MAKALE
Paylaş
13.07.2025 23:34
147 okunma
Muhsin Kızılkaya

PKK’nın silahları yakma töreninden sonra; törenden geri dönerken bir arabanın içinde olan biten her şeyi, gördüklerini, tanıklığını, içine zerre hissiyatını katmadan mükemmel bir gazetecilik lisanıyla en ince ayrıntısına kadar tatlı tatlı anlatan Habertürk’ten Mehmet Akif Ersoy’u dinlerken, uzun ama çok uzun, kim zaman ucunda bir ışık görünen, çoğu zaman da bıçak işlemez kör karanlığa bürünen ucu bucağı olmayan daracık, klostrofobik bir tünelin içinden geçtim. Zaman zaman soluğum kesildi, zaman zaman dilimden düşmek isteyen ama bir türlü bir anlama kavuşmayan kelimeler düğümlendi boğazımda, soluksuz kaldım, ağlamak geldi içimden.

Ağlasaydım eğer dökülecek gözyaşlarım sevinç gözyaşları olacaktı kuşkusuz. Kendimi çok talihli biri olarak gördüm bir anda çünkü. Benim gibi hayatını bu mesele içinde geçirip, onca belayı atlatmış, zaman zaman ölümlerden dönmüş, çoğu zaman her iki tarafın “haini” olmuş birçok isim, mesela Mehmed Uzun, mesela Musa Anter, mesela Şerafettin Elçi, mesela Tahir Elçi, mesela Sırrı Süreyya Önder ve daha yüzlercesi bugünü görmeden öldüler.

Her iki tarafın sıktığı kurşunlar hayatının baharında gencecik insanların bedenlerine isabet etmesin diye bedenini duvar yapmaya hazır birçok insan barış diye diye göçtü öteki dünyaya. Ben bugünü gören bir talihliyim; Allah’ım, şükürler olsun sana!

*

Süren bir savaşı, biten bir savaşı en iyi kim anlatabilir sahiden? Benim gibi her safhasına şahitlik yapmış, üzerine bir araba dolusu laf etmiş, yirmiden fazla kitap yazmış gariban bir muharrir mi, yoksa silahları yakmaya gelen üç manga militanın başında silahlı gelip, aynı mangaların başında silahsız dönen Besê Hozat mı? Elinde silahıyla gelirken ne kadar mağrur bir erkek; silahını yaktıktan sonra dönerken ne kadar munis bir kadındı! Silahını yakmış bir asker artık asker değildir çünkü. O Besê Hozat ki, 2013 barış sürecini, 2015 yılının 14 Ağustosunda İstanbul’da çıkan bir günlük gazetede yayınlanan yazısıyla “Süreç devrimci halk savaşı sürecidir” diyerek bitişini resmen ilan etmişti. O gün barış sürecini resmen bitirip savaşı resmen başlatan kadın, bugün savaşı resmen bitiren, silahını ilk yakan kadın oldu. Tarih öylesine müdanasız bir kalıba dökme ustasıdır ki, zamanın neresinde kime ne rol vereceğini ondan başkası bilemez. O Besê Hozat ki, 1992 yılında dağa çıkmış olan kız kardeşini geri getirmek için çıkmıştı dağa. Kardeşinin izini bulmuş, varmış yanına, onunla uzun uzun tartışmış, oradakilere “kardeşimi almadan buradan gitmem” demiş, bu arada kardeşine bir görev çıkmış, o beklemiş, kardeşinin bulunduğu yerde bir çatışma çıkmış, ölüm haberini alınca da kardeşinin silahını alıp onun yerine geçmişti.

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya