Bir Dua Gönülde Bin Nur
MAKALE
Paylaş
01.11.2025 11:25
225 okunma
Mesut Akdağ

Gönül yalnız, gece ıpıssız, rüzgarlar gönlün penceresini yalnızlığın tıkırtılarıyla tıklatıyor. İnsan umursanmışlığın hicranını en derinlerinde hissediyor. Düştüğü karanlık dehliz kuyularında çaresiz halde kendine dokunacak bir el, yardım çığlıklarına cevap verecek bir ses arar.

İşte, o ses ta gönlümüzün en derinliklerinde gizlenmiş, yaratılışımızın fıtratından gelen hayatın ritmi, kainatın sesi, huzurun, umutların tek kaynağı: Zikir.

Hayat, inişleri ve çıkışlarıyla, sevinci ve hüznüyle, coşkusu ve hayal kırıklıklarıyla devam ederken, insanın içinde daima bir boşluk olur. Ne kadar güçlü, kudretli, bütün istediklerini de elde etse, bütün hayallerine, umutlarına kavuşsa da o boşluk hep gönlünün tenha bir köşesinde görünür veya görünmez bir şekilde varlığını hissettirmektedir.

Bu boşluk, Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber, Ya Rahman, Ya Kerim gibi tesbihlerle dolmaktadır. Bu zikir, kainatta tek güç, tek kudret Allah'ın olduğunu, insanın ise ne kadar büyük bir güçlü ve iktidar sahibi olursa olsun daima acizliğini bildiren, hatırlattıran bir manevi öğretiyle gönlü huzurla doldurur.  

Günümüzün koşulları, maddiyatı tanrılaştırması ile maneviyat insanoğluna unutturulmuş. Bu sebeple daima içimizde bir sessiz çığlık çağlayanları alaborasında kalabalıklar içerisinde yalnızlaşma, dost ve akrabalarla menfaate ilişkilerine dayalı yalnızlık içinde yaşamaktayız.

Bu durum maddiyatın bize daha da dayattığı menfaat dehlizlerine, bencillik girdaplarına, tüketim sarhoşluğuna doğru hıphızlı çekmektedir. Yaşadıklarımızdan, tattığımız lezzetlerden haz duymamaya başlarız. Aldığımız lezzetler bizi tatmin etmez. İstek ve arzularımız daha çok depreşir ve yeni haz arayışlarına gideriz. Daha mutlu, huzurlu olabilmek için giriştiğimiz arayışlarla gecelerimiz kabusa döner, gözlerimize uyku girmez. Yatakta bir sağa bir sola döneriz. Bu çalkantılı ruh halimizde hiç aklımıza gelmez. Gecenin bu ıpıssız vaktinde yalnız kendimiz ve Rabbimizin olduğunu, Allah’ın Kendisiyle baş başa kalmamız için bir fırsat meydana getirdiğini anlayamayız ve “biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16) ayetini hiç aklımıza getiremeyiz. Gecenin o sessizliği rahmetin, bereketin sağanak sağanak huzuru arayan gönüllere düştüğü o en müstesna anlarında bundan habersiz uyuyamamanın acılarında kıvranırız.

Yaşadığımız bu ıstıraplı gecelerimizde abdest alıp gönülden samimi bir Elhamdülillah diyerek “Şükür, beni Sana çağıran, gönlüme Senin rahmetini düşürüp varlığını zerrelerime kadar hissettiren gecenin sahibi olan Ey Rabbim.” diyerek O’nun isimleriyle mesela, Kafi ismiyle “Allah kuluna kâfi değil mi?” (Zümer 39/36) ayetinin tecellisiyle Allah kullarına daima ihtiyaçlarını karşılayacağını, Müheymin ismiyle her zaman kullarını görüp gözettiğinin bilinciyle kendimizi güven de hissetmek, Vedud ismi ile Peygamber ve Allah aşkı ve sevgisi ile kalbimizin dolacağını, Rahman ve Rahim isimleriyle de her nerede ve ne şekilde yaşarsak yaşayalım her anımızın Allah'ın rahmeti ile bize merhamet ettiğini, zorlukların, belaların, musibetlerin arkasında mutlaka bir rahmetin geleceğini biliriz ve anlarız.

Zikir öyle kapsamlı, kişiyi öylesine çepeçevre kuşatan bir ibadet ki insanın her haliyle bedeniyle, diliyle, gönlüyle ve fikirleriyle yaptığı bir ibadettir.

Zikrin ilk basamağı dildir. Zikir bir duadır. “En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin” (A’râf 7/180) ayeti ile Allah'ın isimleriyle dille dualar zikrin ilk basamağını oluşturur. Rızık istiyorsak Rezzak, şifa istiyorsak Şafi düşmanlarımıza karşı korunmak istiyorsak Hafız, zorluklardan, engellerden kurtulmak istiyorsak Fettah ve daha ne istiyorsak O’nun isimlerini seslendirdiğimiz zaman hem dua hem de zikretmiş oluruz.

Bedenen zikir, dilden fiiliyata dönüşmektir. Sözden öze geçebilmenin ilk adımıdır. Bedenen yaptığımız ibadetler, iyilikler, işlerimizi en layıkıyla yapabilmek beden zikridir.

Gönül ile zikir, gönlümüzde her zaman bulunan boşluğu huzurla doldurmaktır. Daima bizi sızlatan bu yarayı temizlemek için dilde ve bedende yaptıklarımızı gönülden samimiyet ve ihlasla yapmaktır. Gönül zikri ihlasın doruğa çıkmış halidir. “Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.” (Ra’d 13/28) ayeti zikrin gönülde yaşatma halini bildiriyor.

Fikir ile zikir ise zihinde hatırlama ve hatırlanmaktır. Peygamberimizin “İhsan, Allah"ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O"nu görmüyor olsan da O seni görmektedir…” (B4777 Buhârî, Tefsîr, (Lokman) 2) meşhur Cibril hadisinde Allah'ın her an bizimle olduğunu hatırlayıp ona göre yaşamakla her anımızı, her dakikamızı, aldığımız nefesleri dahi ibadete çevirebilmeyi bize öğretmek istediğini ve “İhsanın” en büyük zikir olduğunu öğretmesidir.

Burada görülüyor ki, zikrin en büyüğü hatırlamaktır. Allah'ın bizi Müheymin ismiyle her an gördüğünü ve gözettiğini hissederek ve Rab ismiyle bütün âlemleri terbiye ettiğini yani sevk ve idare ederek bütün ihtiyaçlarımızı her an verdiğini idrak etmek. Bunları iliklerimize kadar hissedebilmek en büyük zikirdir.

Evet, her şey bir dua ile başlar. O dua gönlümüze binlerce nur saçar ve hayatımız; huzur, saadet, her an bir sorumluluk ve Allah’ın varlığına dair bitmeyen bir şehadet haline dönüşür.

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya