Sesli Dinle

Selam üzerinize olsun.

İsrail’in terör devleti olduğu, dünya tarafından 7 Ekim 2023’ten sonra bir kez daha tescillenmiş oldu. 24 Kasım’da geçici insani ara sağlandı. Vahşi, barbar ve katiller sürüsü İsrail bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden öldürdü. 48 günde şehit sayısı 15 bini geçti, bunların 6 binden fazlası çocuk, 4 binden fazlası kadın, 36 bin yaralı ve 7 bin kişi kayıp. İsrail hapishanelerinde 7 binden fazla da Filistinli bulunuyor.

Gazze'de aileler, İsrail saldırıları sonrasında çocuklarını bulabilmek için avuçlarına , kollarına isimlerini yazdılar. İsrail Filistin’in yerleşim yerlerini enkaza çevirdi. Bu zulüm 1948 yılından beri devam ediyor. Bu süreçte ABD ve batılı devletler ya destekledi ya da göz yumdular. Müslümanların durumunu da 2004’te tekerlekli sandalyesiyle sabah namazı camiden çıkarken İsrail tarafından atılan füzeyle şehit olan Şeyh Yasin Ahmet, “İslam ümmetinin hali benim bu felçli halim gibidir; Dilinden başka hiçbir yerini hareket ettiremiyor” diyerek özetlemişti.

Televizyonlardan, sosyal medyadan gelen görüntüleri izlemeye yürek dayanmıyor. Filistinli çocukların feryatları, arşa yükseliyordu. Çocukların çağrılarından birkaçını yazıma aldım. Şehit olan babasına evladı “Babacığım! Allah sana kolaylık versin” diye ağlıyor. Annesi şehit olan kız çocuğu “Annemle birlikte ölseydim her şey daha iyi olurdu” diye feryat ediyor. Başka bir çocuk “Savaş çocukların hatası değil" yaralanan bir çocuk ise babasına, “Endişe etme baba! Bu kadar gözyaşı yeter, ben iyiyim” diye teselli etmeye çalışıyor.  10 yaşlarında bir çocuk şu anlamlı sözleri söylüyor. “Her şeyden önce ve bütün olanlara rağmen elhamdülillah diyoruz, çok zor ve şiddetli bir saldırı idi. Bir evden tam 7 şehit Allah’ın rahmetine kavuşmuş. Bakın her şey yok olmuş. Biz bunu hak etmiyoruz. Bomba sesleri ile yatıp kalkıyoruz. Kaderimiz bu sanki, bir çocuk olarak neden güzel hayattan mahrum bırakılmışız. Yahudi düşmanlarımız bizden çok öldürünce bizim korkup kararlarımızın zayıflayacağını mı zannediyor, asla. Tam tersi teslim olmayız. Bu toprağın asıl sahibi biziz. Boşuna uğraşıyor onlar, saldırdıkça azmimiz daha da artar. Benim gibileri ürkütmek için bilerek çocukları hedef alıyor ama bilmediği bir şey var. Toprağını savunacak yeni nesil doğacak ve daha güçlü olacağız inşallah. Rehavete kapılmayacağız. Zafer bizim olacak Allah’ın izniyle. ” … “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.” [1]