Bir mendil verin kardeşlerim!
İçini kaplayan üşümelerden şu öksüz yavrucağın gözyaşları donmuş, onu silmek için bir mendil verin!..
Kanı hiç dinmiyor yaralı kahramanın, hemen bir mendil verin!..
Yaşmağı çalılara takılıp kalmış göçmen gelinin, bir mendil verin!..
Yelkenleri paramparça denizin ortasında çaresiz muhacirlerin, bir mendil verin!..
Leylâ umudunu koysun içine, Mecnûn âhını doldurup yâre götürsün, bir mendil verin...
Yılanlı tarlalarda bir bebek doğdu. İlk kundağı olsun diye bir mendil verin!..
Bir mendil verin kardeşlerim!
Gözyaşları sele dönmüş memleketim için. Yâreli gönlüme sarmak, acıyla ısırmak için!..
Mendil deyip geçmeyin kardeşlerim; kuyuya inip onu ıslatacak, suyunu susuz kalmış köpek yavrularına sıkacağım, bir mendil verin!..
Gönül bayrağımı burcundan indirmişler; göndere çekmek için bir mendil verin!..
Filistin'in yarasına saracağım! Doğu Türkistan'lı ak sakallı dedelere salacağım! Bengladeş'e çadır kurup, el kadar gölge bulacağım!.. Bir mendil verin!..
Yâr saçının telleriyle işlesin o mendili. Gözyaşıyla yıkayıp aklasın bahadırlar.
Dört köşesi dört iklimi toplasın.
İçinde ahiretin azığını saklasın...
Bir mendil verin kardeşlerim!..
Ahmet Efe