Adalet Mülkün, devletin temelidir.
Devletin dini adalettir.
Tarafsız ve Bağımsız yargının olmadığı yerde düzen, istikrar, barış kurulamaz.
Yargı önünde HERKESİN eşit ve adil soğulamadığı yerde hukuk devleti tesis edilemez.
Adalet, Hukuk ve yargıya güvenin sarsıldığı bir vasat kaos üretir.
Adaletin araçsallaştırdığı, siyasallaştırdığı ve taraflaştırdığı algısı hukuka, devlete, birlikte bir arada yaşama güvenini sarsar.
Ülkenin dirliğinin, birliğinin, düzeninin, istikrarının, huzur, barış ve güvenliğinin teminatı; hukuk devletinin varlığı yani adil yönetimidir.
Ötekinin hakkını, hukukunu koruyamayan yargı adalet dağıtmaz.
Ötekinin güvence olduğu hukuk düzeni adil yönetimin kanıtıdır.
Olgulardan ziyade ALGILAR daha önemlidir.
Ne yaptığınızdan ziyade nasıl anlaşıldığınız/algılandığınız önemlidir.
“Hukuksuzluk algısı” HERKESE, ÜLKEYE kaybettirir. Kimseye kazandırmaz!
Adalet; ekmektir, sudur, hayattır.
Hukukta; Stratejik tekaddüm, konjektür, itidal, zamanlama, sabır ve sağduyu sonuç için elzemdir.
Nihayet:
“...Allah için hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan öfkeniz/karşıtlığınız sizi adaletten ayırmasın. Adil olun…”(Maide.8)
İlahi düsturu rehberimiz/ışığımız olmalıdır.