Asimetrik Savaş/ Siyonist İstila
Gazze Şeridi; Doğu Akdeniz kıyısında eni 10km uzunluğu 40km olan yaklaşık 400 kilometrekarelik bir vatan. Yaşayan Filistinli Müslüman halk 2,2 milyon kadar. İki yıl, on beş ay tam 466 gündür işgal, soykırım ve jenosit bir saldırı altında kaldı. Siyonist terörist İsrail devleti ve batılı destekçileri tarafından zamanın en modern, son teknolojik yıkıcı, yakıcı silahlarıyla, top, tüfek, tank, bomba, füze, savaş makinaları, uçak, İHA, SİHA imkanlarıyla gece-gündüz, hiçbir insani kayıt gözetmeden acımasızca vuruldu, yakıldı, yıkıldı. Asimetrik, orantısız, ahlaksız, hukuksuz bir savaşla Gazze Şeridinin altı üstüne getirildi. Evler, hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, yollar, köprüler, çadırlar, ambulanslar, yardım tırları dur durak bilmeksizin zalimce mahvedildi. Binaların yüzde 90’ı şiddetli bir depremden çıkmış gibi yerle bir edildi, enkaza döndü. Ara vermeden, aman beklemeden, uyarı yapmadan sivil halk çoluk, çocuk, bebek, kadın, yaşlı demeden vahşice katledildiler. O daracık şeritte kapana kısılmış insanlar bir güneye bir kuzeye kaçışarak, can pazarında cehennem bombalarından aç, susuz, evsiz, yurtsuz korunmak için çaresiz çırpındılar. Şehitler vererek, gaziler vererek bu alçak istilaya, jenoside bütün dünyanın gözleri önüne feryat figanla ama onurla, sabırlarıyla direndiler.
Vatanlarını kanları, canları, imanlarıyla savundular. Topraklarını terk etmediler, kaçmadılar, korkmadılar ne ölümden ne yok edilmeden yılmadılar. İnsanlık onurlarıyla cihadın en şereflisini gösterdiler. Haksız, hukuksuz, kahpe savaşın çirkin yüzünü gösterdiler, vatan mücadelesinin güncel sembolü oldular. Süper güce karşı basit, mütevazi silah ve imkanlarla savaşan Hamas Kassam Tugay’ı direniş güçlerinin arkasında durdular. Bu asimetrik, orantısız savaşta terörist İsrail ordusunun en modern, son teknolojik savaş makinalarına karşı onların silahlarının enkazlarından dönüştürerek silah üreterek onlara ağır kayıplar verdirdiler, esirler, rehineler aldılar. Yeraltı tünel labirent mevzilerinden kara, hava, denizden saldıran Siyonist İsrail askerlerine karşı tarihe geçecek savunma ve direniş destanları yazdılar. 50 bin şehit, 100 binden fazla yaralı/gazi verdiler, her şeylerini kaybettiler ama vatanlarını vermediler.
Gazze Bir Zaferdir
Siyonist Netenyahu savaş kabinesi ve destekçileri; ve Gazze Kuvva-i Milliyesi Hamas’ı bitirecek, Gazze’den süpürecek, halkı yok edecek ve rehineleri kurtaracaklardı.
Ama yapamadılar, başaramadılar, kaybettiler. “Gazze Geçilmez” dediler. Aslında Çanakkale’ye eş zafer kazandılar. Siyonistleri, destekçilerini, korkak Müslüman devlet yöneticilerini yendiler. Her şeye rağmen yenilgi, yenilgi yendiler, kazandılar. Tarihe ibret, insanlığa ders, zamana isyanla başardılar.
Şair Sezai Karakoç’un dediği gibi;
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır,
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır,
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır,
Senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır,
Sevgili, en sevgili, ey sevgili…
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır,
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır,
Gün batsa ne olur geceyi onaran mimar vardır,
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır,
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
Bu zaferin maddi bir izahı olamaz!
Bu da benden olsun:
Mazlumun ahını, yetimin figanını bir duyan vardır,
Zalimin zulmünü, ateşten kırbacını bir gören vardır,
Çaresiz yenilginin, acıyla imtihanın bir mükafatı vardır,
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır,
Allah’ın vaadi, inananların umudu bir kutlu zafer vardır.
Siyonist Netenyahu ve avanesi, tanımadıkları, yok etmek istedikleri Hamas ve kahraman Filistinli Gazze halkıyla 15.01.2025’te ATEŞKES anlaşması yapmak zorunda kaldılar.
Filistinli Gazze Müslümanları; Siyonist İsrail devleti ve işbirlikçi destekçileri ABD ve Avrupa devletlerine karşı zafer kazandılar. Batılı devlet yönetimlerine rağmen dünya insanlık kamuoyunun vicdanını ayağa kaldırarak küresel bir devrim yarattılar. Günlerce, aylarca “Özgür Filistin” için, Siyonist vahşet ve soykırım için dünyanın her köşesinde, meydanlarda, üniversite kampüslerinde, salonlarda milyonlar protestolarla yeni bir çığır açtı adeta. İnsanlık vicdanı uyandı, soykırım isyanı ile dünya sarsıldı.
Batının İnsan Hakları Evrensel Beyanname’sine yazılan insani tüm değerler; adalet, özgürlük, yaşam hakkı, savaş hukuku hepsi derinden sorgulandı. Bunların bir hiç olduğunun canlı örneği olarak Gazze insanlığa, uygarlığa kapak oldu. Batının maskesi düştü. Kendileri için insanlık, onlara has değerler olarak demokrasi, özgürlük, uluslararası hukuka rağmen yaşanan paradoks eleştirildi.
Bu acı dehşet tablosundan Müslüman ülkeler, yönetimler ve halklar da dersini aldı. İsrail ile normalleşme yarışına giren despotik, işbirlikçi Arap rejimleri madara oldu.
Süper güce karşı basit silahlarıyla ve az sayılarıyla Gazzeliler diz çöktürdüler.
Siyonizmin güçlü ve yenilmezliğine dair küresel efsaneyi yıktılar.
Ortadoğunun tek demokrasisi, en modern en insancıl yönetimi algısını bitirdiler.
Siyonizmin dünyaya hükümdar olmuş eşkıya terörist tasallutuna karşı bütün umutların tükendiği noktada gelen zaferle Gazze yeniden dirildi.
Hamas liderleri İsmail Haniye, Yahya Sinvar ve binlerce kahraman şehitlerle Gazze güç kazandı ve bilendiler. Hamas güçlendi ve uluslararası meşruiyetini kanıtladı.
Uluslararası Adalet Divanı’ndan İsrail yönetiminin soykırım ve savaş suçu tescil edilerek, İsrail mahkum edildi.
Antisemitizm; Yahudi düşmanlığı, nefret, önyargı ve ayrımcılık palavrası çökertildi. Artık dünya insanlık vicdanında Filistin sempatisi, empatisi ile “Filistin’e Özgürlük” sloganı var.
Gazze’den bekledikleri göç olmadı ama İsrail vatandaşlarının yüz binlercesi Siyonist saldırılarına tepki ve utancıyla İsrail’i terk ettiler.
07.10.2023’teki “Aksa Tufanı” 15 Ocak’taki Ateşkes anlaşmasıyla “Gazze Zaferi” ile taçlandı.
“Aksa Tufanı” Gazze Zaferi’nden önce 08.12.2024’te Suriye’de 61 yıllık despotik Baas rejimini ve emperyalist iç savaş tezgahını kırarak Suriye devrimini tetikledi.
Aslında bu savaş 07.10.2023’teki Kassam Tugaylarının “Aksa Tufanı” ile zaten kazanılmıştı. Şu andaki “Ateşkes” dursa savaş yeniden başlasa da fak etmez Gazze’nin zaferi kesindir, değişmez. Gazze’nin imarı yıllar sürse de kazandılar.
Esir/tutsak İsrail askerlerinin ve rehinelerin (özellikle kadınlar) Kızıl Haç’a teslimlerinde Kassam Tugayı askerlerine güler yüzleriyle, teşekkür ve şükran duyguları, selam ve muhabbetle vücut dilleriyle bıraktıkları mesaj ile İsrail Siyonist yönetimin teslim ettikleri Filistinli mahkum ve esirlerin(özellikle kadınlar) saçları ağartan, bedenleri çürüten, ağır işkence ve zulüm izlerinin fotoğrafları ve canlı görüntüleri karşılaştırılınca insanlık adına ortaya çıkan tezat tablosu her şeyi anlatıyor sanıyorum. Merhamete karşılık vahşet ve zulüm…
Sonuç:
Gazze zaferi reel politiğin yenilgisi, gerçeklik safsatasının mağlubiyetidir.
Bu tablo herkesi, hayata, dünyaya, her şeye bakışı gözden geçirmeye, radikal bir otokritiğe, jeopolitiğin yeni kriterlerle yeniden dizaynına davet ediyor.
İsrail terör devleti üzerinden emperyalist, sömürgeci işgal ve istila projelerinin Gazze örneği üzerinden kışa döndürülen “Arap Baharı” nın Irak, Libya, Tunus, Mısır, Yemen, Sudan, Suriye misallerinden sonra zaferle noktalanan bu safhası yepyeni bir umut olabilir mi?
Despot bir tasallut ve yıkıcı bir iç savaştan sonra “ Suriye Devrimi” de bunun bir yansıması sayılmaz mı?
Yardımsız, desteksiz bir avuç inanmış Müslümanın azmi, sabrı, şeceati, mücadelesi, direnci Allah’ın mazlumlara vadinin gerçekleşmesine tüm insanlık şahit oldu. Mübarek ve kutlu olsun.
Bu zafer öyle bir milat ki hiçbir şey bundan sonra eskisi gibi devam edemez, etmemelidir! Zulüm, yıkım, soykırım ve yenilgiden kaynaklanan bu zafer insanlığın uyanışına, Müslümanların dirilişine bir kıvılcımdır…
Yeni bir Ortadoğu, yeni bir İslam dünyası hatta yeni bir dünyanın müjdecisi, yeni bir çağın mihenk taşı olur, olmalıdır inşallah…
31.01.2025
AYDIN BOLAT