Akıllı insanlar fikirlerle ilgilenirmiş, orta akıllılar olaylarla, akılsızlar ise kişilerle… Belki de bizde siyaset akıl dışı bir düzlemde yer aldığı için daha çok isimler üzerinde duruyoruz. Falanca gidince böyle oldu, filanca giderse şöyle olacak, yerine feşmekan gelirse de şu şekilde olacak… vs. şeklinde bir düşünce tarzımız var.
Ülke yönetiminde yer alan kişilerin ve kadroların niteliği elbette önemli ama sözkonusu kişiler gökten inmiyor. Bahsedilen görevler de babadan oğula geçmiyor artık. Toplum olarak bizim tercihlerimiz onlar. Ülkenin siyasetçisi de sanatçısı da nihayetinde içinden geldiği toplumun vasıflarını yansıtır. Dolayısıyla siyasi sahadaki bütün problemlerin temelinde toplumsal özelliklerimizin yer aldığını söylemek için allame olmaya gerek yok. Sorunların çözümü için her şeyden önce toplum kalitesinde artışa ihtiyaç olduğu da bir diğer aşikâr gerçek.
Peki, sosyal bilgiler yazılı sorusu gibi soralım, toplum kalitesi nedir ve nasıl yükseltilir? “Siyasi güç” ve “ekonomik başarı” konusunda ülkeler arasındaki farklılıkların sebebini araştıran düşünürler ve sosyal bilimciler epeydir kültürel faktörlere bakıyorlar. ABD niye güçlü, Afganistan niye zayıf? Almanya niye başarılı, Suriye neden başarısız? Hollanda niye zengin, Liberya niye fakir? Güney Kore’nin Kuzey Kore’den ne farkı var?