Tartışma sosyal medyadan çıktı. Elazığ’dan deprem haberinin geldiği akşam galiba Kızılay için yardım çağrıları başlayınca kimilerinin aklına 20 yıldır devlet tarafından vatandaşlardan toplanan deprem vergileri geldi. “O paralar ne oldu” diye soranlar görüldü. Keza bugüne kadar depreme hazırlık yolunda kayda değer bir iş yapılmamış olduğu da bu vesileyle bir kere daha hatırlandı. Ülkemizin bir deprem felaketiyle karşılaştığı saatlerde bu konunun gündeme gelmesi anormal olmasa gerek!
Çünkü artık hepimiz biliyoruz ki “deprem öldürmez, depreme uygun olmayan yapılar öldürür.” Mesela Japonya’da bizdekinden daha şiddetli depremler gerçekleşmesine rağmen bunlarda nadiren can kaybı oluyor. Deprem riski altındaki bir bölgedeki yapıların depreme uygun olup olmaması devletin sorumluluğu altında bir konu. Dolayısıyla vatandaşın “neden önlem alınmadı” diye sormaya hakkı vardır.
Elazığ’da yerbilimcilerin uyarıları göz ardı edilmeyip gerekli önlemler alınsaydı şimdi cenazelerinde ağladığımız vatandaşlarımızı kaybetmemiş olabilirdik. Japon milletinin sahip olduğu haklara ve güvenceye Türk milleti de layıktır.
Aynı şekilde ülkenin nüfusunun beşte birinin yaşadığı bir şehirdeki yapı stokunun depreme uygun olmadığı bilindiği halde kentsel dönüşüm için çaba harcanması yerine şehir dışında adeta yeni bir şehir teşkil edecek miktarda yeni konut alanları inşa edilmiş olması eleştirilecektir tabii.
Yıllardır dile getirilen eleştiri ve uyarıların duymazdan gelinmesinin bizi bekleyen tehlikeyi her geçen gün büyütmüş olduğu ortadayken bu konuyu “siyaset yapmayın” diyerek gündemden çıkarmaya kalkışmak akıl işi değil.