Tek kişilik bir iyilik hareketi… Kayseri’nin müstesna vakıf insanı… Yardımseverliğin zirvesindeki diğerkâm… Sıra dışı hayırsever… Erdemli davranışların çoğunu üzerinde toplayan bilge kadın… Gönlü Erciyes Dağı kadar yüce kişilik…
Çoğumuzun üzerinde büyük emekleri var. “Hepimiz Gogol’un ‘Palto’sundan çıktık” demişti ya Dostoyevski! O, birçok genci, kadını ve erkeği eğitmiş, iş ve meslek sahibi olmalarını sağlamıştı. Bazı siyasetçiler, belediye başkanları ve bürokratlar da, Nevin Hanım’ın referansıyla, kefaletiyle yola çıkmışlardı. Birçok aday adayı, onun fikrini ve desteğini almadan, siyasi çalışmalara başlamak istemezdi. Günümüzde faaliyet gösteren bazı hayırseverler de, onu örnek almışlar, vakıfçılığı kendisinden öğrenmişlerdi.
Tabii, onun da kendisine rol model olarak gördüğü ağabeyleri, ablaları, üstatları vardı. Mesela Ömer Faruk Aksebzeci, Nihat Bengisu, Kemal Hasbahçeci, Abdullah Büyük, yakın zamanlarda vefat eden Vasfiye Taceddin Anne… Bu güzel insanlar da, tıpkı Nevin Hanım gibi, yorulma nedir bilmeyen, adeta “koşu bittikten sonra da koşan atlar”dı.
Bu çok özel ve güzel insan, gerçekten içimizden, ailemizden biri gibiydi. Kimimiz ‘anne’ derdik ona, kimimiz ‘teyze’, kimimiz ‘abla’, kimimiz ‘bacı’… Hatta ‘abi’, ‘baba’ gibi görüp, böyle hitap edenlerimiz de vardı. Doğrusu ona annelik, teyzelik, ablalık, kardeşlik, abilik, babalık da çok yakışırdı. Eğitimci olduğu için aynı zamanda “Nevin Öğretmen, Nevin Hoca”ydı. Genellikle “Nevin Hanım” diye tanınırdı.
Gönül insanlarının sultanı
Aslında tam bir İstanbul hanımefendisiydi. Çocukluğunun, gençliğinin yani en güzel yıllarının geçtiği ve çok sevdiği İstanbul “Şehirlerin Sultanı”ysa, Nevin Hanım da gönül insanlarının sultanıydı.
Ahmet Muhip Dıranas bir şirinde;
“Her zaman sonsuz elbet İstanbul bu…
Körelen belki de biziz… Kalbimiz…”
der.
İşte Nevin Ablamız, kalplerin körelmeye, insanların bencilleşmeye başladığı bir dönemde, kendisini hayır hasenat işlerine adayarak, gerçek mutluluğun Allah rızası için vermekten geçtiğinin çok güzel bir örneğidir. Rabbimizin sonsuz kaynaklarından bize bahşettiği nimetlerin infak ettikçe azalmadığının, tam tersine çoğalıp bereketlendiğinin bilincindedir çünkü!
“Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası”
D. Mehmet Doğan’ın “Büyük Türkçe Sözlük”ünde “Nevin” kelimesinin “yeni, yepyeni” anlamına geldiği yazılı. ‘Nevi şahsına münhasır’ Nevin Akyurt da, adının anlamına uygun biçimde, yaşadığı şehire, bulunduğu ortamlara yenilikler getirmiş, hep “ilklerin kadını” olmuştu. “Bizim Yunus”un “her dem yeni doğarız, bizden kim usanası” dediği gibi, fikirleriyle, yaşantısıyla her zaman genç, her zaman taze hatta çocuksu kalmayı başarmıştı. O, içindeki çocuğu hiç kaybetmeyenlerdendi. O, Sezai Karakoç’un, ”Büyüyüp de çocuk kalmak/İşte bu en büyük tehlike/Belki gün doğarken patlak verir/ Belki bir bando geçende.” diye şiirleştirdiklerindendi.
Kayseri’nin yüz akı olan çok sevdiğim ablamla 1994 yılında tanıştım. Dostluğumuz, kardeşliğimiz 2004 yılında vefatına kadar sürdü. Kendisini tanımaktan ve on yıl süreyle çalışmalarına şahitlik etmekten, karınca kararınca destek vermekten büyük onur duyuyorum. Özellikle bazı faaliyetlerini haberleştirmek, gazetelerdeki kupürleri arşivleyip sunmak, konuşma metinlerine yardımcı olmak beni mutlu ederdi.
Rahmetlinin, hakkımdaki güzel düşüncelerini, kızı Neslihan Doğan kardeşim ve yakın dostu Perihan Altun hanımdan duyunca doğrusu çok mutlu oldum.
Gerçek ile kurmaca iç içe
Hayatını anlattığım “Sen Gelmez Oldun” isimli son eserimde, yazdığım diğer biyografilerden farklı olarak gerçek ile kurmacanın zaman zaman birbirine karıştığı bir tür “hibrit” teknik denedim. Günümüzden kahramanlarla Nevin Hanım dönemine geçişler yaptım. Yani “Biyografik Roman” türünün bazı unsurlarından faydalandım.
İsimsiz infak kahramanlarına ithaf
Bu güzellemeyi, başta ülkemiz olmak üzere, dünyanın dört bir yanına yardım gönderen/götüren isimsiz infak kahramanlarına adıyorum. Umarım bu eser, döneminde Kayseri’nin hatta Türkiye’nin en faal kadını olan rahmetlinin şanına yaraşan, onu lâyıkıyla anlatan bir kitap olmuştur. Umarım bu eser, genç kuşakların kendisini tanımasına ve yeni Nevin Akyurt’lar yetişmesine vesile olur. Umarım rahmetlinin örnek alınası bu güzel hayatı; belgesel, film ya da dizi film yapılarak daha geniş kitlelere ulaşır.
Bu kitap projesini teklif ettiğim anda kabul eden Talas Belediye Başkanımız Mustafa Yalçın Beye vefasından dolayı teşekkür ediyorum. Böyle bir biyografik eseri yayınlamak da, doğrusu ona; Nevin Hanım’ın çok sevdiği kardeşine, aile dostuna yakışırdı.
Not: Bu biyografik kitap Kayseri Talas Belediyesinden ücretsiz temin edilebilir.