Sakura Çiçekleri
MAKALE
Paylaş
19.09.2021 14:42
7 yorum
2.757 okunma
Kadir ÇALIŞICI

SAKURA ÇİÇEKLERİ 

      Wakayama, 1998. 

Resmi bir ziyaret için onbeş gündür Japonya’dayız. 

Japon yetkililer olağanüstü bir misafirseverlik sergiliyorlar. 

Bir akşam yemeği sonrası Japonya İçişleri Bakanı resmi konuşması sonunda: 

-Bilesiniz ki siz değerli konuklarımızın istekleri bizim için önceliklidir. Bize iletilmeyen başka istek ve arzularınız varsa yerine getirmekten onur duyarız. 

Geldik geleli aklım hep bir konuya takılı. Tam fırsatı deyip hemen atıldım. 

-Bildiğime göre burada bir Türk Şehitliği olacak, resmi programda göremedim. Mümkünse ziyaret etmeyi çok isterim. 

Heyetteki bazı arkadaşlar, “ Burada Şehitliğin ne işi var?” der gibi yüzüme baktılar. 

-Bir yerde okumuştum. Yerini hatırlamıyorum, ama burada bir şehitliğimiz olacak! 

Arkadaşların şaşkınlıkları daha da arttı. Anlaşılan çoğunun bilgisi yoktu. Heyetten bir arkadaş, 

-Yahu Kadir, burası dünyanın ta öbür ucu. Bizim şehitliğin burada ne işi var. 

Japon İçişleri Bakanı sevecen bir tavırla, 

-Doğru, burada bir Türk Şehitliği var, dedi.  

Hemen protokol görevlisini çağırdı. Şehitliği sordu. Görevli, büyük bir saygıyla, 

-Evet, dedi, burada bir Türk Şehitliği var. Wakayama İlindeki Oshima Adası’nda… 

Herkes merak kesildi. Protokol görevlisi açıklamasını sürdürdürdü. 

-1889 yılında Ertuğrul Fırkateyni adında bir geminiz gelir. Amaç, iki güzide milletin birbirini tanıması ve Türk- Japon dostluğunu tesis etmektir. Uzun süre mürettebatıyla birlikte bizde misafir kalırlar. Başta İmparatorumuz olmak üzere, tüm ilgililerle her sahada sıcak ve samimi görüşmeler yapılır, anlaşmalar imzalanır.  

Nihayet 1890 yılının 15 Eylülünde dönüşe geçer. 16 Eylül gece yarısı Oshima Adası açıklarında, maalesef korkunç bir tayfuna yakalanır ve parçalanarak batar. Mürettebattan 532’si şehit olur. yalnızca 69’u kurtarılabilir   

Bu açıklamayla duygusal bir hava oluştu. Bir arkadaşımız neredeyse ağlamaklı: 

-İşte şimdi oraya gitmek, şehitlerimize bir fatiha okumak farzoldu oldu arkadaşlar! 

Ertesi gün… 

Dört saatlik hızlı tren yolculuğundan sonra vardık Wakayama’ya. Vali, Belediye Başkanı ve büyük bir kalabalığı bizi beker bulduk. 

Bir motorla şehitliğimizin bulunduğu Oshima Adası’na geçtik. Adaya hakim bir tepede, ortasında kocaman bir anıt ve çepeçevre Şehitlik karşımızdaydı. Kapısında “ONURLU ŞEHİTLER ANITI” yazıyordu. Her yanda bayrağımız, Japon bayraklarıyla birlikte nazlı nazlı dalgalanıyordu.  

Birde çiçekler… 

Aman Allah… Bütün şehitlik göz alabildiğine cıvıl cıvıl renklerdeki bu çiçeklerle sanki bir cennetti. 

Girişte ufak tefek, sivri seyrek sakallı, sevimli mi sevimli bir ihtiyar, naïf hareketlerle eğile büküle öne çıktı. 

-Ben Kerem Kiyoshi Oishi, dedi… hoşgeldiniz. Kazazade Türk denizcilerini kurtaran balıkçılardan Okazaki Oishi’nin torunuyum. Şehitlik’in bakımı ve korunmasından ben sorumluyum. Burada 532 Türk Denizcisi yatıyor; bir de onların gelmesiyle açan Sakura çiçeklerini görüyorsunuz. 

Yüzünü şehitliğe döndü. Gözleri kapalı, trans halinde adeta bir efsaneyi tekrarlıyormuş gibi,  

-Sakura ağacı hayatın mucizesidir, mükemmel güzelliği temsil eder. Genç ölen bir samuray içinse hızlı, acısız ve şerefli bir ölümü anlatır; aynı zamanda yeniden doğuşu....  Burada yatan Türk Denizcilerine gelince...Onlar da birer samuraydır artık... Her samuray gibi vatanları için hızlı ve şerefli öldüler. Şimdi ise Sakura Çiçekleriyle yeniden hayat buluyorlar. 

Ciddi bir tavırla, 

-Bu şehitlikte açan Sakuraların tohumundan 532 adet Türkiye’ye göndermemiz gerek, dedi. Oraya dikilsin ki, yürekleri hasretle yanan Türk Denizcilerinin ruhları Sakura Çiçekleriyle vatanlarına kavuşup teselli bulsunlar.  

Şehitliğin kapısından girdiğimiz sırada günlük güneşlik olan hava birden bulutlandı. Ardından siyim siyim bir yağmur başladı.  

İhtiyar Oishi bir göğe, bir de tepeden tırnağa ıslanmakta olan bizlere baktı. İşaret parmağıyla yağmuru göstererek tuhafça gülümsedi.  

-Islanmaktan sakınmayın, dedi ve devam etti. Ne zaman buraya bir Türk gelse muhakkak yağmur yağar. Artık öyle inanır olduk ki bu bir yağmur değil, vatan özlemi duyan Türk Denizcilerinin sevinç gözyaşlarıdır.
 

Sonra tuhaf tuhaf başını salladı. 

-Yalnız bir kez yağmadı. O da Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı burayı ziyarete geldiğinde...

-Sizce bunun bir anlamı mı var? diye sordum. 

-Araştırdık, dedi; meğer varmış… Öğrendik ki, Türklerde asker komutanının önünde ağlamazmış... 

İşte bu son sözlerle koptum. Artık gözyaşlarımı saklamamın bir gereği yoktu. Nasıl olsa şehitlerimizin gözyaşlarına karışıyordu. 

Bütün arkadaşlar da benden farksızdı. Hatta Japon yetkililer bile… 

Resmi tören bitiminde, şehitlerimizin mezarlarını dolaşıp dualar ettik. Sonra yemek ve sohbet için küçük bir salona buyur ettiler. Yemek esnasında ihtiyar Oishi uçsuz bucaksız okyanusu gösterdi. 

-Buralar gözalabildiğince İNCİ TARLALARI, dedi. Dünyanın en özgün ve güzel incileri buradan çıkar. Hele de bu deniz kazasından sonra daha bir güzelleşip anlam kazandılar. 

Bir arkadaş sordu. 

-İnci nasıl oluşur? 

İhtiyar Oishi, 

-Bunu size bir efsaneyle açıklamak isterim, dedi. 

Gözleri kapadı, adeta transa geçti. 

Yüzünü okyanusa döndü. İdrakinde zorlandığından olacak, aklının ruhuna sığınışını yansıtan bir tavırla Japonca sözcükler ağzından dökülmeye başladı. 

Tercümana rica ettim,  

-Not alıp Türkçeye çevirebilir misiniz? 

-Elimden geleni yaparım, deyip hızlıca not almaya başladı. 

 

“Çok eski zamanlarda 

Yeryüzüne yağmurlar yağardı 

Okyanus derinlerinde 

Garip bir istiridye vardı 

Halince yaşardı 

Günlerden bir gün gaipten bir ses 

''Gel, dedi; gel beriye! 

İçinde aşk olmayan yürek 

Ya bir ölüye aittir, ya bir deliye...'' 

Garip istiridyeye bir haller oldu 

Vardı vardı “Bir Damla”ya aşık oldu 

Yüreği onun hasretiyle doldu 

Koca deryaları süzdü taradı 

Ömrünce durmadı, o‘Bir Damla’yı aradı 

Buldu sonunda o”Damla”yı 

Hasretle kucakladı 

Özbenliğinin sevİNCİ yaptı 

Pişirdi içindeki sevda ateşinde 

Yüreğine İNCİ yaptı... 

Gün gelirde yolunuz Japonya’ya düşerse… 

Mutlaka Wakayama’ya uğrayın! 

Uğrayın ki… 

Şehitlerimizin sevinç gözyaşları sizi de ıslatsın! 

Ve o şehitlerimizin ruhuyla daha da güzelleşmiş incilerden sevdiklerinize getirmeyi de unutmayın! 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 7 yorum yapıldı
KAHRAMANLARIMIZI UNUTMAYALIM
RUHLARI ŞAD OLSUN.NE GÜZEL BİR ANLATIM ELİNİZE DİLİNİZE GÖNLÜNÜZE SAĞLIK
Yorum Ekleyen: İLHAN AKKURT     21.09.2021 13:10:19
Bilmediğimiz Sakura Çiçekleri
Merhum A.Karakoç "Dağ ardında unutulmuş şehitler..." diye acı bir serzenişte bulunmuştu. İnşallah şühedaya sahip çıkıldığını görür ve kabrinde rahat eder. İnşallah,her şehit, millet ve şehit düşmanlarına rağmen kendini bir şekilde hatırlatacak ve bu millet onları unutmayacak,Japon milleti gibi asil duygularla onlara sahip çıkacak. Bu güzel bilgilendirme için çok çok teşekkürler.
Yorum Ekleyen: Hasan ERKILIÇ     19.09.2021 12:34:09
Ruhları şad olsun
Allah tüm şehitlerimizin şehadetlerini makbul bizleri de onlara layık Müslümanlar eylesin! Japon kardeşliği önünde HÜRMET VE MUHABBETLE EĞİLİYORUM!
Yorum Ekleyen: Mehmet AKTAN     19.09.2021 05:11:54
Ertuğrul Sehitliği
Sayın Valim, o akıcı anlatımınızla bizlere Ertuğrul Şehitliğindeki o atmosferi yaşattınız, kaleminize, yüreğinize sağlık. Şehitlerimize sonsuz sükranlarımla, saygılarımı sunuyorum.
Yorum Ekleyen: Muzaffer Ok     18.09.2021 10:27:43
Müthiş
Okurken o yağmura benim gözyaşlarım da karıştı. Ömrüne bereket sayı Valim
Yorum Ekleyen: Mustafa Yıldız     17.09.2021 14:12:05
ŞEHİTLİK
BİZLERİ ŞANLI TARİHİMİZDEN, KUTLU BİR TABLO İLE BULUŞTURAN YAZAR VE NAKİLCİLERE EN KALBÎ ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM. ALLAH CC RAZI OLSUN. İYİ NİYET VE KUTSAL AMAÇLARLA ÇIKILAN HER YOLDA CAN VERMEK ŞEHİTLİKTİR. TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN.
Yorum Ekleyen: MURAT ERDOĞAN     17.09.2021 10:47:57
Allah razı olsun
Muhterem Ağabey,
Bizi yine duygulandırdın. Tarihin derinliklerine götürdün. Allah razı olsun.
Ecdadımıza rahmet eylesin. Bize utanılacak bir tarih değil, gurur duyup geleceğimizi aydınlatıcı tarihi levhalar bırakmışlar.
Selam ve dua ile.
Yorum Ekleyen: Hasan Mutluoğlu     16.09.2021 12:05:38

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya