Bazı şairler vardır; şiirlerini ilk okuduğunuzda bir şey anlamaz, buna rağmen defalarca zevkle, şevkle ve anlamak niyetiyle okursunuz. Zaman ilerledikçe ve okudukça da orijinal tespitler, çok güzel söyleyişler bulursunuz.
Kültürünüz, ilminiz, kavrayışınız kuvvetlendikçe şairin şiirlerini daha doğru anlar, duymadığınız doğruları duyar, daha önce rastlamadığınız güzelliklere ulaşırsınız. Sizin düşünme âleminiz, şiir atmosferiniz daha ileri ufukları işaretledikçe, ufkunuz güllü, güneşli güzel günlerle aydınlandıkça, şairin ve şiirin size gülücükler göndermesi, köklü güzellikler sunması, diğer şairlerden daha farklı etik ve estetik özelliklere karşılıksız daveti sizleri daha da sevindirir. O şairi okumak ve anlamak gayreti; sizleri daha bir şiire ve belirtilen şairin şiirlerine yöneltir. Okudukça anlar, anladıkça okursunuz. (1)
1953 Sürmene doğumlu, liseyi Zonguldak’ta, yüksek okulu İstanbul’da okumuş, 1974 yılından itibaren birçok gazetede, dergide şiirleri, deneme-kültür-felsefe yazıları, hikâyeleri okurlarına ulaşmış, gazetelerde kültür, sanat ve edebiyatı ilgilendiren konularda kıymetli yazılar yazmış, Türk Edebiyatı ve Kültür Dünyası dergisinin yazı işleri müdürlüğü görevini başarıyla deruhte eylemiş, yıllar önce Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Pınar’da yazdığı emek mahsulü şiirlerinden de tanıdığımız merhum Olcay Yazıcı da işte yukarıda dillendirmeye çalıştığımız usta şairlerden biriydi. Deneme yazarlığı ve araştırmacılığı da bir hayli kuvvetli şair-yazarımız aynı zamanda hikâyeci ve gazeteci kimliğiyle de bilinir ve tanınırdı.
Her Şeyden Önce Hakiki Mânada Usta Bir Şairdi
Şiir türünde, birbirinden değerli, çok okunan ve beğenilen iki kıymetli eser yazan ve özellikle de 1991 yılında okurlara ulaştırdığı Erguvan Uğultusu isimli eseriyle okurlarını daha bir sevindiren merhum; her şeyden önce hakiki mânada usta bir şairdi.
Düşünme denen erdemin ve kültürün özünü karartmak niyetiyle çalışan, kitapla ünsiyet ve ciddi bir bağ kuramadığı, kitap sevgisini yüreğine misafir eyleyemediği için isabetli, faydalı düşünemeyen, ileri ufuklara yönelmeyen, aydınlık görüşler ve sağlıklı değerlendirmelerden nasipsiz, problemli kişilerin hiçbir zaman anlamayacağı kadar güzel ve derinlikli şiirler yazıyordu.
Soysuzlaşmış Aydınların Aksine Ruh Kökümüzden ve Millî Kültürümüzden Besleniyordu
Manevi değerlerimizin gereğini şiirlerinde şiirin kurallarına göre gıptayla karşılanan bir güzellikte işlemeyi, kelimelerden ses dokumayı çok güzel biliyordu.
Önemli ölçüde norm ve nasslarından, kültlerinden, kültür değerlerinden uzaklaşan, her daim sığda kalan soysuzlaşmış aydınların aksine ruh kökümüzden ve millî kültürümüzden besleniyordu.
Zengin ve Zinde Bir Dili Var
Muhtevasında birbirinden kaliteli şiirleri barındıran, iki eserinden özellikle Erguvan Uğultusu’nda; millî kültürümüzün işaretlediği önemli değerlerden beslenen, çağdaş ve düzgün, “ bire yüz veren topraklar kadar zengin ve zinde “bir dili var. Bahse konu eserde her şeyden önce düşünmek var, temiz ve soylu kelimelerle konuşan bir lisan var. Senail Özkan’ın da isabetlice belirttiği gibi “ fevkalade imajlar” var. “İkna kabiliyeti” ve “üstün idrak” var. Entelektüel vasıflar sahibi bir ustanın kelime ve cümleler üzerine kurduğu dil hâkimiyeti var. Bütün güzelliği ve ciddiyetiyle yüreklere seslenen, çağrışım zengini kelimelerle yüzümüzü çiçeklendiren, bir gülistan güzelliğindeki yürek okuntularını bizlere cömertçe ve karşılıksız sunan bir usta şair var.
Tarih, Felsefe ve Metafizik Bakımdan Derinlikli Şiirler Yazdı
Şiir türündeki eserlerinde etik ve estetik güzellikler kadar tarihi, felsefî ve metafizik derinlikler de vardır elbette. Her iki eseri okuyup özümseyenler, derinliğindeki güzellikleri görüp anlamasını bilenler, “ Êvet, tarih, felsefe ve metafizik bakımdan derinlikli şiirler yazdı” derler. Ustanın cidden usta işi şiirlerini okuduklarında; Hafız’ı, Uğut’u, Yunus’u, Tuna’yı, Mansur’u, Sultanahmet’i Fatih’i, Davut’u, Hallaç’ı ve Üçleri, Kırkları, Yedileri mutlaka görürler, bazı şiirlerinin bestelendiğini bilirler.
“Hece Şiirine Müptela Bir Şairdi”, Usta Bir Deneme Yazarıydı
Usta şair ve yazarlarımızdan Nurettin Durman ustanın “ Hece şiirine müptela bir şairdi.”, Mustafa Özçelik ustanın “ Dilde edebî hassasiyetini hep korudu.”, Bestami Yazgan ustanın “İnandığı gibi yazan ve yazdığı gibi yaşamaya çalışan bir şairdi” (2) dediği merhum usta aynı zamanda da usta bir deneme yazarıydı.
Denemelerindeki derinlik, insanı düşündüren, daha kaliteliye doğru yürümesini öğütleyen edebî dili, ufuk ötesini gösteren aydınlığı, yerli ve milli tavrındaki kararlılığı; okurlarını hakkıyla etkiliyor, değindiği konuları daha bir anlaşılır eyliyordu.
Kendi Çizgisinin “Son Adamı” idi
Merhum usta şair ve yazarımız, usta şair ve yazar Özcan Ünlü ustanın da özellikle belirttiği gibi “Kendi çizgisinin son adamı idi.” (3) ve onun kaleminden okurlara ulaşan deneme yazıları bir başka güzeldi.
Tartışmayı Tartışmak ( 1992), Hüzün Yazıları (1993), Kitapsız Toplum (1994) isimli deneme türünün en güzel örneklerindendir diyebileceğimiz eserlerinde; deneme yazılarındaki ustalığını görmek ve bu konudaki ustalığına gıpta eylemek merhum ustaya vefanın bir gereğidir.
Kaliteli Bir Çok Dergide Yazdı
Editörü bulunduğum Seviye dergisinde bazı yazılarını okurlara ulaştırdığım saygıdeğer usta; Pınar, Hisar, Töre, Meşale, Dolunay, Türk Edebiyatı, Ufuk Çizgisi, Milli Kültür, Cemre, Güneysu, İslami Edebiyat, Bizim Külliye, Çerçeve, Seyir, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Ufuk Ötesi, Kırağı, Anadolu Çınar ve editörlüğünü üstlendiği Kültür Dünyası (4) gibi dergilerde de kıymetli yazılarıyla okurlarına birçok güzellikler armağan eyledi. Dergi yazıları da; şiirleri gibi, okurlara ulaştırdığı deneme türünün nadide örnekleri gibi yürekten benimsenerek okundu. Yönetiminde okurlara ulaştırılan, bendenizin de yazı ve röportajı okurların ilgi ve alakasına sunulan Kültür Dünyası dergisinin kalitesini hatırlamamak mümkün değil.
Tanınmış Bir Gazeteciydi.
Bendenizle ilgili Anadolu Çınar dergisinde yazdığı bir değerlendirme yazısında “Durdu Şahin’in şiiri rahiyalı, samimi ve tabii bir şiirdir.”, “Sâde, kolay anlaşılır bir şiirdir.”, “Şahin’in tefekkür yazıları, şiirinden bir adım öndedir.”, “Durdu Şahin’in edebiyatçılara değil; edebiyatçıların Durdu Şahin’e takdir ve teşekkür borcu var.” (5) görüşlerini okurlarına ulaştıran (tam adıyla) Osman Olcay Yazıcı ustamız; 1984 yılında ünsiyet kurduğu gazeteciliği ile de tanınan, bilinen, yazdığı gazetedeki yazıları zevkle ve şevkle okunan, kendine özgü özellikleriyle izlenen usta bir gazeteciydi. 12 yıl Türkiye gazetesinde dizi, röportaj, köşe yazarlığı, bölüm şefliği ile yazı işleri kültür ve sanat sayfası yöneticiliğini de deruhte eylemiş, 1999 yılında Ayyıldız gazetesinin kültür ve sanat sayfası yöneticiliğinde hazırlanmıştı. (6)
Netice
“Yeryüzünün efendisi insandır” görüşünü benimseyen merhum Olcay Yazıcı, efendi ve edep timsali bir insandı.
Yüzü de, yüreği de tertemizdi.
“Sanat ruhumuzda estetik bir esinti, soyut bir rüzgârdır… Sanat bir vasıtadır. “, “ Sanatkâr, hadiselere farklı zaviyelerden bakabilen” sıra dışı insandır. Millî sanatkâr “pergelin bir ucunu kendi medeniyetinde, kendi harsında sabitleştirdikten sonra, öteki ucu ile evrensel olana ulaşabilen kişidir. Sanatkâr millî dinamiklere ve kültüre bağlı kalmalıdır.”, “ Şiir, sonsuz yorumlanan sözdür.” diyordu. (7)
Şiiri hakiki mânada şiir, yazısı hakiki mânada yazıydı.
Hece onun elinde adeta şahlanırdı.
Sesi pürüzsüz, özü doğruydu.
Ustalarına, işinin ehli kişilere her daim saygılı davranıyor, yazı ve konuşmalarında bu örnek kişileri saygıyla anıyor, Aliya’yı “Ebedi türkümüzü dirilten, ışık ordusu kuran, özgürlük kartalı, son erdemli cengâver, cesur ve bilge adam”, Necip Fazıl Kısakürek üstadı, “Kalabalıklara yeniden yerli ve milli tefekkür idraki kazandıran cesur, aksiyoner ve haysiyetli bir münevverdir ” şeklinde tanımlıyordu.
Güzel yaşadı, güzel şiirler, denemeler, hikâyeler yazdı. Şiir, deneme, hikâye, araştırma ve inceleme türlerindeki kaliteli eserleriyle okurlarına ulaştı.
Merhumla telefonda konuşmak, yazdığı derin tefekkür mahsulü eserleri okumak, bizleri sevindiren dostluğunu ve mütevazılığını görmek, hakkındaki övgüleri işin ustalarından duymak benim için fevkalade bir mutluluk hâliydi.(8)
1991 yılında İstanbul’da düzenlenen, “12.Dünya Şairleri Kongresi ve Yunus Emre’ye Saygı Kurultayı”na (X11. World Congress Of Poets, In Homage To Yunus Emre) “Derviş” isimli şiiri ve “Yunus Emre’nin Rüzgârıyla” isimli bir tebliği ile katılan ve denemin Kültür Bakanı Gökhan Maraş tarafından “Teşekkür Belgesi” yle taltif eylenen usta şair; 12/09/ 2010 tarihinde Rahmet-i Rahman’a kavuştu.
İnsan “ Yazmak, yaşamak ve yarına kalmak için yazar.” (9), “Yazanların mutlaka ve mutlaka okuması gerekir.” (10) , “Kalabalıklar günübirlik yaşar, idrakleri görünenle sınırlıdır.” (11) tespitlerini hafızamıza emanet eyleyen usta şair ve yazarımız; şimdi, şiirlerinde en güzel ve doyurucu bir şekilde dillendirdiği ötelerin ötesinde.
Bilge şair Yusuf Bilge ustanın “Tanıdığım Olcay Yazıcı” ve “"Kök Bilgiden Gök Bilgiye" Olcay Yazıcı” isimli zevkle okunan ciddi emek mahsulü yazılarında “Hikâyelerinde ruhsuz yığınlara karşı soylu direnişleri, erdem boyutuyla dile getirirken, deneme ve değerlendirme yazılarını, uyarıcı kutsal metinler ve evrenin yaradılışından beri süregelen mistik tecrübeler ışığında, analitik sağlam bir örgüyle berkitiyor, insanımıza aksaklıkları gösteriyor, sorunlara kalıcı çözümler teklif ediyor, kök ve gök bilgiye dayalı bir yol haritası çiziyordu.
Fikir ve imgeleriyle müsemma, bir şiir insandı… (12) Gaflet, dalalet ve ihanete bulaşmamış (…) özden özgün kişiliğiyle adam gibi bir adamdı”, “Gururdan, kibirden Allah’a sığınırdı… Sosyal-mistik bir öfkenin entelektüel şairidir…” (13) diyerek tanıttığı dirayetli ve onurlu aydına, sözün ve yazının efendisine, şiiri bilerek yazan usta şaire, bu yazı vesilesiyle Allah’tan rahmet ve cennet diliyor, merhumun her biri kendi sahasında örnek eser hüviyetine sahip kitapları mutlaka okunmalı diyorum.
Merhum ustaya ve kıymetli okuyucularıma saygılarımla…
Faydalandığım kaynaklar:
1) Durdu Şahin, Olcay Yazıcı ve Erguvan Uğultusu. Genç Yürekler Dergisi, Yıl:2, Sayı: 5, Mart-Nisan-Mayıs 2021, s. 43
2) https://www.dogrulus.com/yazi/1157/UNUTULMAYANLAR/OLCAY-YAZICI-ICIN-NE-DEDILER.html
3) https://www.dogrulus.com/yazi/1157/UNUTULMAYANLAR/OLCAY-YAZICI-ICIN-NE-DEDILER.html
4) https://www.biyografya.com/biyografi/8407
5) Olcay Yazıcı, Kendini Edebiyata Adayan Adam: Durdu Şahin, Anadolu Çınar Dergisi, 30 Ocak 2006, s. 30
6) İhsan Işık, Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi, Cilt:9, s. 3850
7) Durdu Şahin, Gülşende Hasbihal. Ankara 1995, s. 140-141
8) Durdu Şahin, Merhum Olcay Yazıcı ve Erguvan Uğultusu, Ayizi Dergisi, Yıl:3, Sayı:12, Temmuz-Ağustos 2021, s. 44
9) Durdu Şahin, Türk Ayıdının Gözünde Okumak, Yazmak ve Düşünmek. Ankara 1997, s. 275
10) Durdu Şahin, A.g.e., s. 276
111) Durdu Şahin, A.g.e., s.281
12)Bkz. Yusuf Bilge Tanıdığım Olcay Yazıcı https://edebiyatvesanatakademisi.com/Icerik.aspx?a=/e/YAZILAR/Makale/TANIDI%C4%9EIM-OLCAY-YAZICI/Yusuf-Bilge/47619D2C-E874-4B9C-A2E7-DE2124204D8A
13) Bkz. Yusuf Bilge, Kök Bilgiden Gök Bilgiye Olcay Yazıcı.
http://www.ufukotesi.com/yazigoster.asp?yazi_no=200808103