MÜSLÜMANLARIN GERİ KALMA NEDENLERİ
İlerleme/Gelişim: Yönetim, düzen, ahlak, hukuk, sosyal ve ekonomik değerler bakımından toplumsal pozitif değişim olgusudur. Bilim, din, düşünce, dünya görüşü, zihniyet yapısı, ekonomi ve sosyal hayata yönelik olumlu, müsbet tavırlar sergilemektir. Sonuçta refah, barış, huzur, özgürlük ve güvenli bir hayat demektir. Geri kalma ise bunların tam tersi olan durumu ifade eder. Yapılacak işlerin içeriğini, zaman ve sırasını bilememek denebilir.
İslam ve Müslümanlar
İslam eşittir Müslümanlar değildir. Müslümanlık; bizim dini anlama ve uygulama tarzımızdır. Yani İslam’ın tarihsel tecrübesidir. İslam ise kitabi olarak vazedilen vahiy ve ilkelerdir. Müslüman ülkelerin az gelişmişlik sorunu bizzat İslam inancıyla ilgili değildir. Bu sorun Müslümanlarla ilgilidir. “Allah indinde tek din İslam’dır. “ KK(3,19)Elbette İslam en iyisidir ancak Müslümanlar değil.. İslam’a rağmen değil, İslam’la birlikte toplumun ruhunu, fıtratını oluşturan değer, zihniyet ve köklerle birlikte gelişim olabilir. Geriliğin esası İslam/ Kuran’dan kopan zihniyet dünyası ve batıni tasavvuf anlayışı ile şekillenen Müslüman kimliğidir.
Az Gelişmişliğin Genel İç ve Dış Nedenleri
Müslüman toplumların geri kalmışlık sorunlarının genel sebepleri iki ana kategoride ortaya konabilir. Bunlar; bizim, din, düşünce, ekonomi ve sosyal hayata yönelik iç nedenler ile savaşlar, işgaller, sömürgecilik ve Batı dünyasının baskısı ile gelen dış nedenlerdir. Bu saiklerle gelen içe kapanma ve durağanlaşma İslam uygarlığının geri kalmasındaki ana faktör olmuştur.
Dış Nedenler (Konjonktür=Geçerli durum)
Yıllarca süren savaşlar, istilalar, işgaller, saldırılar, sürgünler gibi olağanüstü dönemlerin yarattığı konjonktür İslam’ın yorumlanış, anlayış ve uygulamalarına olumsuz etkiler getirmiştir. Haçlı seferleri, Moğol saldırıları, yerel savaşlar, 1. ve 2. Dünya savaşları, askeri darbeler, anarşi, terör, isyan ve şiddet dönemleri İslam coğrafyasının siyasi, sosyal, ekonomik dengelerini değiştirmiştir. Ticaret ve deniz yollarının okyanuslara kayması, coğrafi keşifler, sömürgecilik, kolonyalizm, Hindistan-Çin ipek yolunun zayıflaması gibi etkenlerle batının ekonomik güçlenmesi Müslüman toplumları ve İslam medeniyetini zaafa, yenilgilere ve çözülmeye sürüklemiştir.
İç Nedenler/ İslam dünyasının iç sorunları
a) Kuran’a muhalefetten doğan sorunlar. Kuranla ilişkiyi kaybetmek, Kuran ilkelerinden uzaklaşmak nedeniyle sosyal düzenin fesada, nifaka, ayrılık ve çatışmalara sürüklenmesi,
b) Kuran’a rağmen rivayetlerden üretilen yanlış din anlayışı,
c) Seçim yerine saltanata kayma, biat yerine boyun eğme, teslim olma, kullaşma,
d)Ehliyet yerine nepotizme(soy-sop) yönelme, emanete, liyakate ihanet etme,
e) Şura yerine diktatörlük, otoriter yönetim, firavunluğa kayma,
f) Savaş ganimetlerini akrabaya, yandaşa verme, yolsuzluk, adaletsizlik,
g) İlmi gelişmeyi durduran nedenselliğin sebep-sonuç denkleminin reddi, sünnetullah’ı anlamama,
h) Özgür irade, akılcılık yerine kadercilik ,
k) Nimet yerine bir lokma bir hırka (tasavvuf anlayışı), kör kanaat miskinliği (Buda-Hint felsefesinin etkisi) ekonomik gerilik nedenlerinden…
l)Yabancı kültürlerle karşılaşma, seçici olamama, denge tutturamama. (İşlerin sırasını, zamanını, yerini, ölçüsünü bilememe),
Gerileme ve durağanlaşmanın nedenleri özetle: Lafızcılık, ezbercilik, kadercilik, gelenekçilik, biat kültürü- boyun eğme, teslim olma, yanlış fıkıh yorumları, içtihat ve istişare, şura ve seçimden uzaklaşma olarak ortaya çıkan egemen zihniyet yapısıdır.
İslam medeniyet trendinde iki ekol savaştı.
Birincisi; özgür irade, mantık ve akılcılık, yenilik, içtihat, esneklik hoşgörü, yorumcu, sorgulayıcı ve kapsayıcı düşünce ekolü.
İkincisi de; kadercilik, lafızcılık, ezbercilik, katılık, tutuculuk, hoşgörüsüzlük, gelenekçi, nakilci, siyasallaşmış, pragmatist düşünce ekolü.
Bu savaşı maalesef birinci ekol kaybedince çöküş kaçınılmaz oldu. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemi bu mücadelenin alanı oldu.
Geri kalmaya çözüm arandığında ise yine iki tutum yüzyıllar boyunca sürekli çatıştı.
Birisi; yeniliğe, felsefi düşünceye, akıl ve bilime, dışa açılmaya karşı kuşkucu, dirençli bir tutuculuk.
Diğeri; kendi medeniyet değerlerini hatta bizzat İslam’ı gerilemenin nedeni sayan radikal bir batılılaşma (modernleşme) yolu.
Esasında bu iki tutum da yanlıştı. Ne bireysel toplumsal tutuculuk, ne de kimliksiz modernleşme! Ne ölçüsüz batı hayranlığı, ne de kör-kütük batı düşmanlığı. Tutuculuk ve radikal batılılaşma yerine üçüncü bir yol bulunmalıdır. İslami değerlere de uyumlu dengeli ve vasat bir çizgi…
NE YAPMALIYIZ ?
-Müslüman toplumların iç düşünce dünyası ve hayat görüşünde yer alan gelişmeyi frenleyici din, toplum ve dünya algısının irdelenmesi ve yenilenmesi elzemdir.
“İlim Çin’de bile olsa alınız.”
-Lafızcılığın ve donmuş din anlayışının yerine İslam’ın ve insanlığın evrensel değerlerine bağlı bir çerçevede açıklık ve kesinliğin bulunmadığı hallerde fikri/akli çaba olan içtihadı merkeze alan bir din ve dünya görüşü gereklidir.
-Bilim ve din arasındaki mutabakat (İslam’ın temel prensibi olarak) yeniden kurulmalıdır.
-Geri kalmışlık; ne sadece emperyalist sömürü ve yayılmadır, ne de yalnız Müslüman toplumların yozlaşması ve basiretsizliğidir. Hem iç hem de dış faktörlerin birlikte ürettiği bir olgudur. Çaresi de bu iki gerçeklik üzerinden bulunmalıdır.
-Eleştirel düşünce, sorgulama ve akılcılık yönteminin, sebep-sonuç nesnelliğinin, özgün irade ve hoşgörünün, şura ve istişarenin yeniden geçerlilik kazanması, bağnazlık ve dogmaların bitmesi gerekir.
-Siyasal alanda; özgürlükçü, demokratik bir İslami trend, adalet, hukuk devleti ilkesi, düşünce özgürlüğü, çok kültürlülük, çoğulculuk ve insani değerler hasılı İslam’ın özünde var olan kıymetler yaşanır olmalıdır.
-Toplum ve cemaatler karşısında bireyin hak ve özgürlükleri korunmalıdır.
-Ekonomik gelişmenin; siyasal, sosyal istikrar, adalet ve barış ortamında gerçekleşebileceği bilinmelidir.
Bütün bu yazılanlar İslam dünyasının geri kalma nedenleri ve çözümlerine ışık tutacak özet ve kısa bir analizdir.
Bu tespit ve teklifler bir çalışma grubunun müşaveresinden ortaya çıkarılmıştır. Bu özet analizin Müslümanlar için ortak bir iradeye dönüşmesi, yaşanan sorunların ve geriliğin aşılmasına deryada zerre misali katkı sağlaması samimi dileğimdir.
Temmuz 2024
Aydın Bolat