Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin “Filistinlilere karşı savaş ve insanlık suçu işlediklerine dair yeterli kanıt bulunduğu” gerekçesiyle tutuklama talebinde bulunulan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, elini kolunu sallaya sallaya en büyük suç ortağı ABD’yi ziyaret edip, Temsilciler Meclisi ve Senato'nun ortak oturumunda kongre üyelerine, Gazze’de yaptığı katliam ve soykırım faaliyetlerinden gururla bahsederek, onlardan destek istedi. Tabi, bu davet Demokrat Başakan Biden tarafından UCM kararını pprotesto etmek maksadıyla yapılmıştı. Söz konusu kendi tetikçileri ne BM kararları ne de hiçbir uluslar arası hukuk tanınmıyor. Kim terörist kim demokrat onlar belirliyor. 24 Temmuz günü bu soykırım katliamcısını ABD Kongresi, 58'i ayakta olmak üzere 79 kez alkışladı. Sadece 7 Ekim'den itibaren resmi rakamlara göre 39 binin üzerinde insanı katleden bir devletin yöneticisinin alkışlanması, ABD için insanlık tarihine büyük bir utanç olarak geçti.
Netanyahu Temsilciler Meclisi ve Senato'nun ortak oturumunda yaptığı konuşmada, ülkesinin Gazze Şeridi'ndeki savaşta tam zaferden daha azını kabul etmeyeceğini söyledi. Savaşın ancak, Hamas teslim olur ve rehineleri geri verilmesi ile sona ereceğini söyledi. Netanyahu'nun konuşmasında, 7 Ekim ve 11 Eylül benzetmesi yaparak, Gazze’de "Biz Batı medeniyetini bu topraklarda savunuyoruz. Bizim zaferimiz sizin zaferinizdir. Biz kazanırsak siz de kazanırsınız" diyerek, soykırımını ABD nezdinde meşrulaştırmaya çalıştı. Netanyahu konuşmasında, yönettiği ülkesinin soykırımını protesto eden ABD'lilere, "kullanışlı aptallar" diye hakaret etti. ABD Temsilciler Meclisi üyeleri, bebek katili Netanyahu'nun bu sözlerini de ayakta alkışladı. Sivil çoluk çocuk ve kadın ölümleri için geçen hafta Refah'a gittiğini ve İsrail ordusu komutanlarıyla görüştüğünü söyleyen Netanyahu, burada “kaç sivil öldürüldüğü” sorusuna “bir bombanın şarapnel parçasının Hamas'ın silahlı bir personeline çarptığı ve bu nedenle istemeden iki düzine insanı öldürdüğü tek bir olay dışında hiç sivilin öldürülmediği" şeklinde savunmasıyla adeta alay etti. Böylece çağdaş HİTLER lakabını hakkıyla kazanmış oldu.
Tabi, bu soykırıma ortak olmamak için konuşmaya katılmayanlar da vardı. Demokrat senatörlerin 23'ü, Demokrat Temsilciler Meclisi üyelerinin ise 73'ü Netanyahu'yu protesto ederek konuşmaya katılmadı. Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin tamamının Netanyahu'nun konuşmasına katılıp, kendisine ayakta alkışlayarak adeta show yaptılar. Oturuma eşbaşkanlık eden Cumhuriyyetçi Johnson ile birlikte oturuma başkanlık eden Demokrat Senatör Ben Cardin'in de çoğu kez Netanyahu'nun konuşmasını ayakta alkışlarla takip ettiği görüldü. Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson, Netanyahu'ya Kongre'de güçlü bir destek vermesi ve Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın güçlü bir İsrail destekçisi olması ABD’de Netenyahu’ya dur diyecek bir iktidar mümkün görünmemektedir. Bu konuda Trump, Biden’i aratacak gibi.
Neyse ki, bazı üyeler yine de vicdanın sesine kulak verdi. Netanyahu'yu boykot edenlerde var. Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Summer Lee, "Gazze'nin büyük kısmı, İsrail ordusu tarafından ABD'nin sağladığı silahlarla yok edildi. Çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 39 binden fazla Filistinli öldürüldü ve her gün öldürülmeye devam ediyor. Evler, altyapılar yok edildi. Biz ise ne yapıyoruz? Tüm bunların sorumlusu Netanyahu'yu, Kongre'de kollarımızı açıp karşılıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Netanyahu'nun konuşmasından önce açıklama yapan Lee, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, savaş suçu işleyince onu kınıyoruz. Sıra Netanyahu'ya gelince bahaneler, bombalar havada uçuşuyor. Bu ikiyüzlülük maalesef yok olmuyor" demiştir. Eski ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kongre'de yaptığı konuşmayı, “ABD Kongresi'ne davet edilen ve hitap etme onuruna erişen” diğer yabancı devlet adamlarına kıyasla “en kötüsü” diyerek karşı tavır koyabildiler.
İngiltere’de yeni hükümet şaşırttı
İngiltere adına, Muafazakar Parti Başkanı ve eski Başbakan Rishi Sunak Ululararası Ceza Mahkemesi Savcılığının Neteyahu hakkında yakalama kararı çıkartılması için başvuru yapmasına, Gazze'deki duruma yardımcı olmayacağını söyleyerek karşı çıkmıştı. İngiltere'de 6 Temmuz'da görevi devralan İşçi Partisi ve yeni kurulan hükümetin Başbakan’ı Keir Starmer ise Sunak hükümetinden farklı olarak, Netanyahu ve Galant hakkındaki yakalama kararına karşı çıkmayacaklarını açıkladı. Ayrıca, Londra’daki İşçi Partisi liderliğindeki hükümet, 19 Temmuz’da Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ocak ayında kestiği finansman desteğine devam edeceğini de duyurmuştu. İngiltere Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Bakan David Lammy, kesilen 21 milyon sterlinlik desteğin UNRWA'ya ödenmeye devam edeceğini belirtmişti. İngiltere'nin UNRWA'ya sağlayacağı 21 milyon sterlinlik destek kapsamında 6 milyon sterlin, Gazze ve Batı Şeria'daki acil ihtiyaç sahiplerine yönelik projelerde, 15 milyon sterlin ise Batı Şeria'daki temel ihtiyaçlara yönelik projelerde kullanılacak.
Bu ziyaretle, tarihi soykırımlarla dolu Batı medeniyetinin baş oyun kurucusu, ABD’nin bir kez daha zalimin yanında, soykırımın arkasında olduğu tecillenmiş oldu. Bu birliktelik, Ortadoğu’da sancılı günlerin devam edeceği, Suriye, İran, Yunanistan ve Irak gibi komşu ülkelerde yeni komplolara hazırlıklı olmak gerektiği ortadadır. Ancak asıl baş hedeflerinin, onlara karşı katı bir muhalefeti yapan ülkemiz olduğunu unutmayalım. Bütün bunlara rağmen Irak bu mücadelede yanımızda yer alması İran, Suriye ve Rusya ile yeni yakınlaşmalarla bu oyunu bozabiliriz. Bu birliktelik her devletin çıkarınadır.