Geçtiğimiz ay, MTO ekibinden bir grup kardeşimle Azerbaycan'a tadı damağımızda kalan nefis bir ziyaret gerçekleştirdik. Belki de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini köklü medeniyet dinamiklerimiz üzerinden yeniden belirleyip inşa edecek bir ziyaret oldu bu seyahatimiz. Azerbaycan'ın tarihini, kültürünü ve güzel insanlarını yakından tanıdığımız oldukça verimli ve ruh dolu bir seyahat oldu. Bu seyahati, MTO’muzun Azerbaycan Temsilcisi Vuqar Azizov’un kaleminden sizlerle paylaşıyorum. Leziz bir pazar yazısı kaleme aldı Vuqar kardeşim. Yazının ikinci bölümünü yarın yayımlayacağım. Zevkli, keyifli ve zihin açıcı okumalar…
BAKÜ'DE BİRLEŞEN KALPLER VE YOLLAR…
Anadolu'dan İstanbul'a, İstanbul'dan Bakü'ye Bakü'den Şeki'ye bir nefes geliyor. Bir milletin iki kardeşi kucaklaşmak için hasret çekiyor. Hasretin kökeni İstanbul’dan kaynıyor. İki kardeşin İstanbul’da vuslatı hasrete dönüştü. Şimdi İstanbul’daki vuslat aşkı, Şeki'de hasreti bekliyor. Her vuslat hasreti, her hasret de vuslatı doğuruyor. İstanbul’da fırtınalı havaya rağmen Şeki'de dingin bir hava var. Gelen fırtınaya rağmen kendi istifini bozmadan vuslatın özleminde “öz»ünü bekliyor.
Nihayet kadîm şehir Bakü’de iki kardeş kavuşuyor. Kucaklaşma tebessümle müşahede olunurken, öz'lerde kavuşmanın göz yaşı var. Gözlerde tebessüm, sözlerde muhabbet var.