Batılılar, farklı inançlarla, kültürlerle barış içinde nasıl birarada yaşanabileceğinin formülünü geliştiremediler. Bunun hakkıyla anlaşılamayan ve aşılamayan yegâne formülünü Osmanlı geliştirdi. O yüzden Osmanlı’ya düşman Batılılar. Osmanlı’nın lafı bile fena halde ürkütüyor Batılıları.
Türkiye’nin Suriye’de elde ettiği şaşırtıcı başarı, ister istemez “neo-osmanlıcılık” heyulasının hortlatılmasına yetti. Osmanlı, Batılıların kâbusu. Batı uygarlığı bilfiil / bedenen yaşıyor ama bilkuvve / ruhen öldü. İnsanlığa vereceği bir şey kalmadı kandan, yıkımdan, katliamdan ve gözyaşından başka!
Oysa Osmanlı bedenen / bilfiil öldü ama bilkuvve / ruhen yaşıyor… İnsanlığın yeniden insanca bir dünya kurmasının en son ve en sofistike formülünü Osmanlı geliştirdi. Batı’daki bazı yazarlar bile “Gel ey Osmanlı!” diye boş yere çığlık atmıyorlar!
Kim ki, “neo-Osmalnlıcılık” hortladı diye feryat figan ediyorsa, bilin ki, o kişi, ya beyni sulanmış, İslâm düşmanı, ya da Türkiye’nin gücünün nerede gizli olduğunu bilmeyen salak veya asalak biridir.