Bu ismi taşıyan şarkı yıllar önce Kibariye tarafından okunmuş, sanatçının şöhrete kavuşmasını sağlamıştı.
Soru yüz tonluk kaya gibi.
Kim bilir?
Bilen kişiler bilir, onların adı “bilirkişi”dir.
Eh!.. Sıkıntı yok. Meseleyi “bilirkişi”lere havale edelim, bu iş bitsin.
Bitmiyor efendim.
Nasıl yani, sebep?
16 Aralık 2024 tarihli Yeni Şafak gazetesinde şöyle bir haber var:
“Mahkeme tarafından tayin edilen ve uzman kişilerden seçilen bilirkişilerin rüşvet, siyasi görüş ayrılığı ve dinî inanç ayrılığı gibi sebeplerle yanlı rapor hazırladıkları tespit edildi”.
“Bilgi” ile “bilen kişi” ilişkisi mühim. Hele “bilirkişi” o daha mühim.
“Bilgi” meselesi oldukça karışık görünse de “bilim” ona son noktayı koydu. (Bilim felsefesi bunu kabul etmiyor, canı sağ olsun).
Şöyle: Günümüzde hayatı anlama ve anlamlandırmada adına “bilim” denen bilgiler öteki bilgi ve bilme biçimlerine göre tartışmasız bir üstünlük sağlamıştır. Dolayısıyla bilgi hiyerarşisinde nihai hakem odur.
Ancak gelişen iletişim araçları sayesinde her fert “bilgi”ye ulaşıyor. Ulaştığından ne anlıyor, orası ayrı mesele.
Öyle ya şimdi de karşımıza “anlam” denilen kavram çıktı.
Şu felsefeden, dilbilimden kurtulamadık gitti. Bu yazının derdi öyle uzmanlık gerektiren vadilerde at koşturmak değil. Benim derdim halka halkın diliyle “doğru bilgi” konusunda yardımcı olmak. Dezenformasyon aldı yürüdü.