Şu gönül yorgunluğu nedir bilir misiniz?
Tüm umarsız duygular bırakıyor derin iz
Aklımdaki fikirler içimde boğuluyor
Yazık artık bakmıyor pencerem sokaklara
Ne hazindir kalmadı mavi gökte yıldızım
Ben içten yaralıyım dinmiyor yürek sızım
Ne yapsam eylesem de gölgem yere sığmıyor
Soluğum kesiliyor nefes almak hayli zor
Sözcükler yara bere cümleler kırık kırık
Tıkanır boğazımda düğümlenir hıçkırık
Vurdu soysuz karanlık muhkem irademe gem
Tutsak olmuş ruhumu çekmiyor artık gövdem
Hani bahar nerede, huzur u haz kalmadı
Aldı gitti karakış, mevsimden yaz kalmadı
Bir kederin ahıyla tutuşup yanar içim
Varlığım yok hükmünde, var görünen bir hiçim
Sert esiyor rüzgârlar, nedir bu halin aslı
Belki hazan vaktidir, bu dem zemheri faslı
Baktım söz kitabına lâl olmuş diller gördüm
Dolaştım gülistanı incinen güller gördüm
Kulakları sağırlar feryadımı duyar mı?
Bakıp da görmeyenler bana dost mu ağyar mı?
Müsterih ol ey gönlüm aklımı kaybetmedim!
Zincire vurulsam da zulme biat etmedim
Karakışın ardından ılık mevsimler vardır
İşte cemreler düştü, gelen yeni bahardır
Sen yeter ki iman et, ümidini canlı tut!
Sana zarar veremez kara gölgeden haydut
Geceler kasvetlidir, geceler içim dardır
Karanlığın nüfuzu gün doğana kadardır
Olmaz olmaz denmesin olur nice olmazlar
İnanç pınarlarından beslenenler yılmazlar
İstenirse kör bahtım tersine döndürülür
Bağrımdaki bu yangın emin ol söndürülür