Avrupa üç sac ayağı üzerine kuruludur.
Roma şehirleşmesi.
Yunan felsefesi.
Ve Hristiyanlık öğretisi.
Bunun üzerine yükselen bir medeniyet örgüsü vardır Avrupa’nın.
Gizli bir ayak daha vardır aslında: “Ötekine” düşmanlık.
DÜNYAYA ÖRNEK İKİ DEVLET
İnsanın kendinden olmayan yani “öteki” ile ilişkisi onun medeniyet ve devlet duruşunu belirler.
Bu konuda iki örnek aslında insanlık için emsal teşkil eder.
Yedinci yüzyılda İspanya ve İber yarımadasında Endülüs Müslümanlarının bilim ve gelişmişlik üzerine inşa ettiği medeniyette, Yahudiler ve Hristiyanlar özgürce varlıklarını sürdürürdü.
Yine Osmanlı’nın Avrupa’nın doğusundaki hakimiyetlerinde hiçbir millet dinini, dilini ve kültürünü kaybetmedi. Çok kültürü ve çok dinli yaşam biçimine en iyi örnektir Osmanlı İmparatorluğuydu.
MÜSLÜMANLARI AVRUPA'DAN SÜRME HAREKETİ
Endülüs ve Osmanlı'nın bu tutumuna karşın Avrupa'da neler yaşandı?
Endülüs medeniyetini yıkmak, Yahudi ve Müslümanları Avrupa topraklarından atmak için Hristiyanların başlattığı “Reconquista” (yeniden fetih) hareketi, yüzlerce yıl boyunca İspanya'da tek bir Müslüman ve Yahudi kalmayıncaya kadar barbarca bir yöntem uyguladı.
Ya Hristiyan olacaklar ya İspanya topraklarını terk edecekler ya da öleceklerdi. Bu üç seçenek yüzlerce yıl sürecek büyük dramlara neden oldu