Seçim tarihi ve genel hatlarıyla takvimi belli oldu.
Türkiye’yi kim yönetecek sorusunun cevabını öğrenmek için yaklaşık 2 aydan biraz daha fazla bir zaman var önümüzde.
Bir iktidar sürecinin ortaya çıkmasının da, sona ermesinin de elbette çok sayıda etkeni vardır. Hele bu iktidar bir tarihsel döneme karşılık geliyorsa.
Kuşkusuz tarihsel dönemler birdenbire sona ermez, aniden de başlamaz. Bizim onlar için son ya da başlangıç diye ifade ettiğimiz tarih ya da hadiseler daha çok sembolik değerdedir.
12 EYLÜL NEYE HAZIRLIKTI?
12 Eylül askeri darbesinin, memleketimizde cereyan eden terör ve kaosu sona erdirmek üzere ortaya çıktığı devletin resmi teziydi. Üstelik 11 Eylül 1980 gününe baktığımızda bu tezi görünürde doğrulayacak hadiseler ve ortam da mevcut.
Türkiye o kargaşanın içine nasıl sürüklendi? Peşpeşe gelen koalisyonlar, ülkedeki yokluk ve o günlerin ifadesiyle anarşi, hangi dinamiklerin sonucuydu? Siyasetin ve daha büyük soruyla devletin bundaki payı ve ihmali neydi soruları hala anlamlı cevaplar bekliyor.
Öte yandan 12 Eylül darbesinin “kudretli” generalleri eliyle gerçekleşen “huzur ve sükunet” ortamının, Soğuk Savaş’ın bitmesine yakın bir dönemde Türkiye’yi “yeni dünya”ya hazırlayan bir tasarım olduğu tezi de ciddiye alınacak pek çok delile sahip.
24 Ocak 1980’de alınan ekonomi merkezli kararlar, bunların taşıdığı çerçevenin 1983 seçimleri sonrasındaki iktidarın ve tuhaftır birkaç istisna dışında hemen tüm parti programlarının gözdesi olması kayda değer bir tablodur.
Sonrasında ANAP’ın lideri olan Turgut Özal’ın 24 Ocak kararlarının mimarlarından olup, vesayet altındaki bir seçimde tek başına iktidara gelmesini de buraya ekleyebiliriz. Vesayetin seçtirdiği bir lider ve iktidar olduğunu söylemiyorum. Ama Türkiye’nin Berlin Duvarı'nın yıkılışı öncesindeki hazırlıkları ve kurulan “yeni dünya”ya entegrasyonuyla ilgisi de herhalde yok sayılamaz.
Bu süreçlerin öyle güllük gülistanlık ve çatışmasız şekillenmediğini, Türk devleti içinde de görüş ayrılıkları olduğunu, bunların farklı aktörler üzerinden temsil edildiğini hatırlatmama gerek yok sanırım.