Geçen hafta Simav’daki Filistin konulu konferansımın sonunda 15 yaşında bir Müslüman Türk kızı, salondaki herkesin aslında sormak istediği ama çok çeşitli gerekçelerle sor(a)madığı o soruyu, çocukluğun pür masumiyeti ve fıtratın tertemiz haliyle soruverdi: “Hocam, bu anlattıklarınız böyleyse niçin İsrail’e savaş açmıyoruz? Ordumuz mu yetersiz, ülkemiz mi güçsüz?”
Boş verin siz “niçin İsrail’e savaş açmıyoruz?” sorusunu duyduğunda bile ayılıp bayılacak insanların bu konuda kuracağı cümlelere. 80 yıldır Müslüman, 40 yıldır Türk kanı akıtan İsrail ile niçin savaşmadığımızın cevabını samimiyetle verebileceğimiz bir düzlemimiz var mı, bir mazeret kaldı mı elimizde, onu söyleyin bana.
Doğru okudunuz evet. İsrail, tam 40 yıldır Türk kanı akıtıyor. Tam 40 yıldır, emperyalizmin mayın eşekliğini yapan PKK üzerinden askerlerimizi katlediyor.
Hiç numara yapmadan söyleyeyim. Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 9 askerimizi şehit eden örgüt “Kürtlerin hakkını savunan bir organizasyon” değil, Müslüman Kürt çocuklarını İsrail’in köpeği haline getiren bir Mossad organizasyonudur. Bu böyle olmasaydı, yani PKK isimli mayın eşekleri topluluğu İsrail’in köpeği değil de gerçekten Kürtlerin haklarını savunan bir organizasyon olsaydı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hiçbir şey için olmasa bile “memleketin maslahatı” için bu organizasyonla barışmanın bir yolunu bulur, bu meseleyi bir şekilde hallederdi.