Hilafet Tarihsel Bir Fenomendir
MAKALE
Paylaş
13.12.2021 12:57
4 yorum
2.815 okunma
Fahrettin Dağlı
Mevzu üzerinde çalışmaları olan bazı aydınların “hilafetin tarihsel bir fenomen” olduğu düşüncesine ben de iştirak ediyorum.
 
Ne Kur’an’da ne de Hz. Peygamberin tatbikatında bir siyasal rejim şekli, şablonu çerçevelenmemiştir. Sadece bu özelliği itibariyle bile bu dinin ‘hak din’ olduğunun ispatıdır. 
 
“Ezmânın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz.” (Zamanın değişmesiyle, hükümlerin de değişmesi inkar olunamaz)
 
Allahüalem, siyasi yönetimin şekli/şemaili, şartların değişmesiyle; koşullara / konjonktüre göre değişim gösterebilir. Zamana göre değişmeyen şeyler, yönetimin istinat edeceği temel kaidelerdir. “Hak, adalet, eminlik, güvenlik, ehliyet-liyakat, istişare v.b…”
 
Hz. Peygamberin vefatından sonra Hz. Ebubekir’in seçimi tamamen spontanedir. Çünkü ne Kur’an’da ve ne de Hz. Peygamberin sünnetinde böyle bir mevzu tasrih edilmemiştir. Ve ne ilginçtir ki, Peygamberin hiçbir arkadaşı da Ona “Sizden sonra ne olacak?” sorusunu da sormamışlardır. Bunda bile büyük bir hikmet gizli. Çünkü herkes Kur’an’ın haber verdiği “Her nefis ölümü tadacaktır” gerçeğinden haberdardılar. Buna rağmen sorulmamıştır. Allahüalem, Müslümanlara kendi reyleriyle doğruyu bulmaları ihtiyarı tanınmıştır. Dolayısıyla Hz. Peygamberin irtihalinden sonra Müslümanlar hazırlıksız yakalanmışlardır. 
 
Hz. Ebubekir’in seçimi, o an için düşünülmüş spontane bir tercihtir. Hz. Peygamber vefat etmiştir; onun yerine Müslümanların başsız kalmaması ve durumdan vazife çıkaracak kötü niyet sahiplerine fırsat vermemek niyet ve amacıyla hemen seçim yapılmıştır. Her ne kadar İslam coğrafyası genişlemişse de burada yaşayan insanların büyük çoğunluğunda henüz İslam bilinci kökleşmemişti. Ki Hz. Ebubekir’in hilafetiyle birlikte gelişen isyan teşebbüsleri de bu acil seçimin ne kadar önemli ve isabetli olduğunu ortaya koymuştur.  
 
Bu seçimin vahiy ve sünnete istinat eden bir ciheti yoktur. Hz. Ömer’in aklı çözümüdür. Çok ilginçtir; Hz. Peygamber döneminde yapılan istişareler esnasında Hz. Ömer’in görüşü genellikle isabet kaydederdi. Kur’an da üç ayette Hz. Ömer’in görüşünün teyit gördüğü tefsir ulamasının yorumudur. Dolayısıyla Hz. Ömer gibi derinlikli görüşe sahip olan bir insanın o anki çözümünün de isabetli olduğu inancındayım. Hatta rivayet olunur ki, Hz. Peygamber “Eğer benden sonra bir Peygamber gelmiş olsaydı o da Ömer olurdu.” diye ifade buyurmuştur.
 
Aynı Hz. Ömer, kendisine ‘halife’ denilmesine de muhalefet etmiş, onun yerine ‘Emîrü'l-Mü'minîn’ denilmesini tercih etmiştir. Sadece müminlerin emiri/yöneticisi/önderi…
 
Zaten Hz. Peygamber de şunu haber vermiştir; “Benden sonra hilafet -veya nübüvvet hilafeti- otuz yıldır. Ondan sonra ısırıcı saltanata dönüşür” Ve Hz. Peygamberin haberini zaman doğrulamıştır. Burada sözü edilen hilafet, gerçek manada Hz. Peygamberin sünneti üzere yönetilmeyi ifade eder. Yani Ona gerçek anlamda haleflik etmeyi işaret eder. Evet, tarih Hz. Peygamberi teyit etmiştir. Emevilerle birlikte (Ömer B. Aziz’in kısa dönemli idaresi istisna) koyu, ısırıcı ve yakıcı bir saltanat dönemi başlamıştır. 
 
Malum, Ömer B. Abdülaziz’in seçimi, o günkü cari hilafet/saltanat geleneğinin iptali ile gerçekleşmiştir. Yazıyı bu hikâye ile uzatmamak adına bu kadarla iktifa ediyorum. İsteyen internet üzerinden bu kıssayı okuyabilirler. Ancak Ömer B. Abdülaziz’in seçimini mevzumuzla ilgili olarak şöyle telif/tevil etmeyi mümkün görüyorum; Allahüalem, Cenabı Allah birtakım tevafukları bir araya getirerek halifelik denilen bu saltanat rejimine bir teneffüs arası vermiştir. Ve bu aranın Emevi coğrafyasında nasıl bir karşılık bulacağını Müslümanlara göstermiştir. Yani adeta, “Eğer, hilafet adına sürdürdüğünüz bu saltanat rejimi yerine ilme, akla, ahlaka, ehliyet ve liyakate dayalı bir siyasal rejim inşa ederseniz; Ömer örneğinde olduğu gibi sizin coğrafyanızda yaşayan insanlar ilelebet mutlu ve müreffeh bir hayat sürerler.” mesajı verilmiştir. Tarihçeyi okuyanlar bilir. Ömer B. Abdülaziz’in 2,5 yıl gibi kısa halifeliği döneminde Emevi toplumu en müreffeh dönemini yaşamıştır. Zekat verebilecekleri fakir bulunamamıştır. Ömer B. Abdülaziz dört halifeden sonra muhtemeldir ki, o göreve en layık kişilik yapısına sahip olanlardan biriydi. Çağın en prestijli okulu olan Medine mektebinden mezun olmuş; çeşitli beldelerde Valilik yapmış ve bu süre içerisinde ehliyet ve liyakatini ispatlamış bir ilim, ahlak adamı ve bürokrattı. Yani idarecileri belirlerken Allah’ın emri olan liyakat ve ehliyeti gözetirseniz işte bu sonuçla karşılaşırsınız. Allahüalem mesaj bu…
 
Ömer B. Abdülaziz’den sonra İslam diyarları kısa süreli arizi durumlar hariç yine hilafet kisvesine büründürülmüş saltanat rejimlerinin hakim olduğu yönetimlerle idare edilmişlerdir.
 
Bugün halen ısrarla ve tekrarlarla ‘hilafet’ rüyaları gören ve hamasetle o günlerin tekrar yaşanacağı ütopik görüşleriyle yatıp kalkanlar var. Hatta sözkonusu cenahın akil adamlarından biri “Ankara Beştepe Sarayının buna göre inşa ve tezyin edildiğini” ifade ve iddia etmiştir. “Sarayda yeryüzündeki İslam ülkeleri kadar oda bulunduğunu; hilafet gerçekleştiğinde her ülkenin temsilcilerinin yerleşeceği odalar…” Evet, bu ütopik hayallerle yaşayan milyonlar var.
 
Ulus devletlerin yanında, aynı mezhep mensuplarının bile kendi içlerinde temin edemedikleri birliği, bir çatı altında toplamak ham hayal ve Hz. Peygamberin haber verdiği gerçekliğe de muhalefettir. 
 
Tekrarla ifade ediyorum; Düne göre bugün her şey bir değişimi yaşamış; insanlık aklı, ufku açılmış; tecrübe bir ilim disiplini haline gelmiştir. Beşer aklı daha doğrusunu aramış ve birtakım neticelere vasıl olmuş; denenmiş/sınanmışlar arasında tercih yapabilme kabiliyeti artmıştır. 
 
Burada önemli olan husus, Mevlana’nın pergel metaforundaki hikmeti gözetmektir; Pergelin sivri ucunu hakikatin merkezine yerleştirip, diğer ucunu dünya üzerindeki çiçeklerin üzerinde dolaştırıp, işe yarayan polenleri toplayıp bal yapmaktır. Siyasi yönetimin asıl gayesi, insanoğlunun mutluluğudur, saadetidir. Bunu başarmanın enstrümanları da akıl, ilim, tecrübe, ahlak ve adalettir.
 
Bugün ‘Din’le ilişkili veya zorlamalarla ilişkilendirilen kavramlar üzerinden siyasal kazanımlar elde etme gayreti her şeyden önce dine ve onun yaşanırlığına haksızlıktır. 
 
Bugün bunun böyle uluorta konuşulması, gündem bulması son derece tehlikeli bir siyasi hamledir. Bu politik atraksiyonlar ne Müslümanlar için ve ne de dünya insanlığı için hayırlı sonuçlar doğurmaz.
 
Aslında bunu seslendirenler, hamasetini yapanlar da çok iyi biliyorlar ki, bu gelecek tasavvuru gerçeklikten mahrum ham hayal bir ütopyadır. Kendi halklarını bile bir araya getirmekte aciz olan yönetimlerin İslam dünyasındaki onlarca İslam ülkesini bir çatı altında toplama söylemi, eğer hayallerine esir olmuş olmanın bir eseri değilse, bile bile toplumu aldatmaktır.
 
Fahrettin Dağlı
Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 4 yorum yapıldı
Takdir ve teşekkür
Değerli Dağlı, hilâfetin dinin asıl ve esasından olmadığına dair yapmış olduğunuz izahat, ortaya koyduğunuz gerekçelerle tartışmaya gerek bırakmamıştır. Sayın Yusuf beyin ve sayın Ömer beyin yorumları bu yazınızız üzerine yapılmış bir eleştiri niteliği taşımamaktadır. Vesselam...
Yorum Ekleyen: Abdulbaki Bilgin     8.01.2023 21:16:30
Bu nasıl cahilce bir yaklaşım
Sadece bu yazıyı eleştirmiyorum; zira bu şahsın ne üslubu ne de tarzı İslami esaslara uymuyor. Benim eleştirdiğim ne zamandan beri siteniz böyle cahilane yazarlara yer veriyor ya da sizin çizginiz mi bu yönde değişim gösterdi. Bu kadar değerli yazarın bulunduğu bir siteye hiç mi hiç yakışmamış. Bu eleştiriyi siyasi bir taraftar olarak yazmıyorum. Bu şahsın yazıları ne fıkıh usulü, ne hadis usulü ve ne de tefsir usulüne uygun değil. Yazıları resmen cahilane içtihatlarla dolu. Sadece üzüldüm sayın site yöneticileri. Yazara benim sözüm yok. Sonuçta bu yazılara onay veren sizlersiniz. Yazık...
Yorum Ekleyen: Yusuf Çoşkun     28.12.2021 19:12:06
Sevdiğini Allah için seven, sevmediğini Allah için sevmeyenler hiçbir zaman kaybetmezler.
Kin,nefret,hınç,toptancılık bir Müslümanın vasıfları değildir. Müslümanın kalitesini ölçme biçme ameliyesini görevini ve yetkinliğini kim verdi size. Milletim,devletim her daim mazlumun yanında yer almış ona yardım etmiştir. "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz","Dünya beşten büyüktür"diyen ses,zalimlerin zulmüne karşı dünya çapında bir haykırış değil midir? Yoksa; Mavi Vatan fikrinden Karabağ zaferinden Ayasofya’nın açılmasından, başörtüsü zulmünün sona erdirilmesinden, IMF’nin kovulmasından vb yerli-milli silkinişlerden siz de mi rahatsızsınız, particilik adına. Sayın Dağlı, Size göre Türkiye'nin düşmanları var mıdır? Bunlar ne yaparlar? Nasıl çalışırlar? Görüşlerinizi merak ediyorum. Sizce salih bir mü’minin şiarı “iyiye destek kötüye köstek” bugün nasıl uygulanmalı? Bir iyiliğe destek olmak, yapanın tüm yanlışlarına ortak olmak mıdır? Yoksa büyük alim İmam-ı Şafi Hazretleri “Ortalık toz duman olduğunda sizin safınız düşman oklarının düştüğü yerdir” diyerek size göre yanlış mı söylemiştir?
Yorum Ekleyen: ömer osman başoğlu konya     28.12.2021 15:36:27
Adil Yönetim
Güzel bir konuya değinmişsiniz. Devamını bekleriz.Müslümanların hayal aleminden,ilmi gerçeklere yönelmesi hayal mi...? Müslüman ülkelerin sefil yaşamları ne zaman son bulacak..? Ne zaman akledeceğiz..? Ne zaman adil bir yönetime kavuşacağız. Evet her koşulda adil olmak imtihanların en zorudur.Bunu başaranda çok azdır...Ahhh zavallı müslüman...! Kendin sefilleri oynarken aleme nizam vermek haaa... Muhabbetle selamlar...
Yorum Ekleyen: Mecnun Yıldız     17.12.2021 09:56:38

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya