1-Yeterli sıvı tüketmeliyiz. Su içmeliyiz.
2-Uyku düzenine dikkat etmeliyiz.
3-Düzenli spor, egzersiz yapmalıyız. Spor yapmak bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli faktörlerden biridir. Kanın iyi pompalanması bütün vücut organları için önemlidir. Vücutta ödem toplanmasına engel olur. Ödem varsa atılmasına yardımcı olur. Hücrelerin yenilenmesine faydası vardır. Ancak aşırı spor yapıp yetersiz beslenmemeliyiz. Kendimizi halsiz hissetmemeliyiz. Şeker, tatlı ve beyaz undan yapılan gıdaların dışında tam buğday unundan yapılan gıdalar, baklagiller, et, süt, yumurta, her türlü sebze, meyve yemeliyiz. Kendimizi halsiz hissettiğimizde bazen küçük bir çikolata yiyebiliriz. Evin içinde spor yapmalıyız. İsteyen 10 dakika yürüyerek egzersizlere başlayabilir. İsteyen benim gibi 10 dakika koşarak hazırlanabilir. Bir hap atsan yağ yaksam, bir hap atsam zayıflasam yok öyle şeyler. Durumuna göre, kilona göre yürüyerek egzersizini yaparak sağlığına kavuşacaksın.
4-Günde 4-5 öğün meyve ve sebze yemeliyiz. Her sebze ve meyvenin içerdiği antioksidan maddeler farklıdır. Antioksidanlar ne kadar çeşitli alınırsa vücudun savunma sistemi de o kadar güçlü olur. Sağlığımızın daha iyi korunması için farklı sebze ve meyvelerden çeşitli antioksidanın alınması gerekir.
5-Yemeklerin yanında salata veya yeşillik yemeliyiz. Bütün yeşillikleri sirkeli su da bekletmeliyiz. Sofralarımızda salatayı eksik etmeyelim. Ortada iyi hazırlanmış bir salata bütün yemekleri lezzetle zevkle yememize sebep olur. Bağışıklığımızı güçlendirmiş oluruz.
6-Turşu yemeliyiz.
7-Süt ve süt ürünleri tüketmeliyiz.
8-Süt içmeliyiz.
9-Peynir yemeliyiz. Marketlerden aldığımız beyaz peynirlerden yiyeceğiz.
10-Yoğurt yemeliyiz. Yoğurt tüketmeliyiz. Evde hazırlanan yoğurt daha iyidir. Bu da hayvandan insana geçen brusella hastalığı ve antibiyotik içermesi gibi riskler taşır. Ancak sokak sütleri kontrolsüz olduğu için bilhassa antibiyotikli süt olma riski vardır. Ben buradan kimseyi suçlamıyorum. Devletin ilgili birimlerince kontrol edilmeyen sütten bahsediyorum. Bence en iyisi büyük firmaların marketlerde sattığı günlük pastörize sütlerden alıp yoğurt yapmaktır. Ben tanıdığım çiftlikten alıyorum da diyebilirsiniz. Kontrolden geçmesi önemlidir. UHT süt için toplanan sütler kontrolden geçer. Diğer sütler kontrolden geçmez.
Marketten aldığımız yoğurtlar için hiçbir faydası yok ifadesi kullanılıyor. Bence bu biraz insafsızca oluyor. Marketlerden alınan yoğurtlar da yoğurdun görevini görür. Sağladığı faydayı sağlar. İşi o kadar da büyütmenin anlamı yok. Bugün bütün dünya yoğurdunu evde mi mayalıyor? Çoğu marketlerden alıyor.
11-Limon antioksidan ve C vitamini deposudur. C vitamini sadece limonda değil bütün turunçgillerde (portakal, mandalina, greyfurt), yeşilbiber ve bütün yeşillikler de vardır.
12-Moralimizi yüksek tutacağız. Ruhsal çöküntü bağışıklığımızı çökertir.
14-Fazla tuz tüketmemeliyiz.
15-Sabah kahvaltısını mutlaka yapacağız. Kahvaltıda yiyeceğimiz, 1 adet haşlanmış yumurta, 8-10 zeytin(yarısı yeşil, yarısı siyah zeytin), 30-60 gr(1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir ve bal yiyeceğiz. Haftada bir sucuk, sosis gibi gıdalardan da yenebilir. Bunların hepsi de bağışıklık istemimizi güçlendirir.
16-Bağışıklık sistemini güçlendirici bitkisel olsun veya normal ilaç olsun doktora danışmadan almamalıyız.
Arı ürünleri; bal, polen, propolis ve polen bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Baharatları kullanacağız. Fazla değil.
Şifalı bitkileri kullanırken dikkatli olacağız. Bol bol iç yanlış, bol bol ye yanlıştır.
Yukarıda ki gıdaları düzenli alırsak otomatik olarak bağışıklık sistemimiz kuvvetlenir.
Daha önceki makalelerde verdiğim bilgiler ışığında bir günlük, bir haftalık ihtiyacımız olan protein, karbonhidrat, vitamin ve mineralleri almalıyız.
Değerli okuyucular sağlıklı ve dengeli beslenmek için ve bağışıklığımızı güçlendirmek için besin ögelerini bilmemizin faydalarını anlattım.
Günlük olarak tükettiğimiz yiyecek ve içeceklerden karşılanan besin maddeleri vücut yapımızın fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olması için gereklidir.
İnsan vücudu sağlıklı olması için günlük beslenmede farklı besin maddelerinden alınmalıdır. Besin maddelerinin yeterli düzeyde alınabilmesi besin çeşitliliğine bağlıdır.
Besinler, farklı besin maddeleri ve enerji içerdikleri için tek bir besini tüketmekle ihtiyaçlarımızı karşılamamız mümkün değildir. Her besinin içerdiği besin miktarları farklı oranlardadır. Besin maddesi içeriği düşük besinlerden fazla tüketilmesi yetersiz besin alımına sebep olur.
Sadece karbonhidrat ağırlıklı beslenirsek fazla kalori almış oluruz. Sonuçta fazla kilo alırız. Fazla kilo da şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıklarına davet çıkarmaktır.
Karbonhidratlardan yeteri kadar tüketeceğiz. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği yemeliyiz. Unlu mamullerin tüketimini sınırlandıracağız.
Karbonhidrat İçeren Besinler: Un ve undan yapılan yiyecekler;( tatlılar, şeker, pasta, kurabiye, ekmek, hububatlar), fasulye, bezelye, nohut, mercimek, börülce, patates, kuru meyveler, taze meyvelerden; muz, elma, üzüm karbonhidrat bakımından diğerlerinden daha yüksek değere sahiptir.
Sadece protein ağırlıklı beslenirsek enerjice yetersiz beslenmiş oluruz. Bunun da zararları vardır. Yani sağlıklı olmak için tek yönlü beslenmeyeceğiz.
Günlük ve haftalık beslenme menümüzde karbonhidratların yanında proteince zengin gıdalardan(baklagiller, et, süt, yumurta ) almalıyız.
Hayvansal protein olarak en çok bilinen ettir. Bizim vatandaşımız et yemedi mi protein almadığını zanneder. Yumurta, süt ve süt ürünleri(peynir, çökelek, yoğurt, lor) de hayvansal protein kaynaklarıdır.
Ayrıca bütün baklagiller ve çerezler bitkisel protein kaynaklarıdır. Her gün alacağımız 1 bardak kadar leblebi bitkisel protein ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılar. Bütün sebzeler, meyveler, baklagiller(kuru fasulye, bakla, bezelye, börülce, mercimek, nohut), çerezler, yumurta, et, süt ve süt ürünleri de vitamin, mineral madde ve bağışıklık maddelerince zengindir.
Ayrıca günlük canlı ağırlığımızın 1 kg’ı için 1 gr yağ, 1 gr protein tüketmeliyiz.
Burada şunu hatırlatalım bazı TV programlarında yapılan uç araştırmaları normal günlük kullanılabilir gibi anlatmaktadırlar. Aynı anda hem protein (et), hem de karbonhidrat (ekmek) yenmemeli, yok şu ile şu beraber yenmemeli, meyve yemekten hemen sonra yenmemeli gibi örnekler verilmektedir. Bunlar da gerçeklik payı ne kadar olduğu araştırılmalıdır. Ancak bunları aynı öğünde yemenin söylendiği gibi hiçbir faydası olmaz gibi yorumlar yanlıştır. Öğle yemeğini yediniz. Meyveyi cebinize katıp işyerinde mi yiyeceksiniz? Tatlıyı ne yapacaksınız? Birini yedik yarım saat sonra dönüp gelip bir de diğerini mi yiyeceğiz.
Kan grubuna göre beslenme diye bir şey çıkardılar. Bu konu tıp fakültelerinde okutulur, bilimsel bir temele oturtulursa belki ancak şu anda insanların aklını karıştırmaktan başka bir şeye yaramaz. Biz her zaman ki gibi beslenelim.
Dediğim gibi bunlar uç noktalardır. Her zamanki gibi sofraya oturduğumuz zaman sofraya gelenleri yediğimiz zaman bal gibi de besleniriz.
Bir haftalık beslenme programı yapmalıyız. 7 gün içinde 3-4 öğün baklagil yemeliyiz, haftada 1 balık yemeliyiz, haftada 1 kırmızı et yemeliyiz, haftada 2-3 defa bulgur pilavı veya pirinç pilavı yiyebiliriz
Bol sebze yemeği yemeliyiz. Sebze yemeklerinin yanında yoğurt gibi proteince zengin gıda almalıyız. Öğle ve akşam yemeklerinde birer kase yoğurt yiyebiliriz. Örneğin ıspanak yemeğinin yanında yoğurt veya ıspanak yemeğini yumurtalı yaparsak proteince zenginleştirmiş oluruz.
Bağışıklığımı güçlendireceğim diye bilmediğiniz şeyleri satın almayınız.
Necdet ERGÜN
Ziraat Yüksek Mühendisi
Mail:necdet@necdetergun.com