Türkiye’nin etrafında, doğrudan kendisini ilgilendiren çok hızlı gelişmeler var. Bunların her biri geleceğimize dair yüksek sesle mesajlar veriyor.
“Karar vericiler” düzeyinde bu gelişmelerin ne düzeyde takip edildiği, söz konusu ülkenin gücünü ve kaderini belirler.
Karar vericilerle kastedilen nedir? Birbirine benzer tanımlar olsa da şunu tercih ediyorum. Bir ülkede karar vericiler; siyasetten, entelektüel, ekonomik ve kültürel güç merkezlerine kadar geniş bir alanı ifade eder.
Siyasal iktidarlar, karar vericiler arasında önemli bir ağırlığa sahiptir, ancak asla tek başına belirleyici değildir. Pek çok etken süreci etkiler ve yönlendirir. Siyasi muhalefetin de söylem ve hamleleriyle bu süreçlere etkisi kaçınılmazdır.
Kısacası, muhalefette olmak bir ülkenin kaderinde söz sahibi olmadığınız anlamına gelmez.
İRAN-AZERBAYCAN GERİLİMİ
Şimdi bir örnek olayla söylemek istediğim noktaya doğru ilerlemek istiyorum.
Azerbaycan’ın Tahran’daki büyükelçiliğine yönelik bir saldırı oldu. Sınırdaş ve çok önemli ilişkileri olan iki ülke, çok ciddi bir çatışmanın eşiğinde.
Peşi sıra İran’ın İsfahan kentinde Savunma Bakanlığı’na ait mühimmat üretim tesisinde patlama meydana geldi. Saldırıda Tahran yönetiminin açıklamalarının aksine tesislerin ciddi hasar gördüğü iddia ediliyor.
Bu iki olayı bir an için güncel parantezine alalım ve daha geniş bir alanda bakmaya çalışalım.
Öncelikle bu iki ülkeyle aramızda çok boyutlu ilişkiler var. Nitelik ve tarihsel açıdan farklı elbette.