İnsan bir günde on binden fazla nefes aldığının farkında değildir. Farkında olmadığı diğer hususlardan biri ise boşluk duygusuna kapıldığında, en büyük sorunlardan birini taşımak zorunda kalmasıdır. Bürokraside makam sahipliği geçici olup, hiç kimse vazgeçilmez değil, herkes er ya da geç günün birinde unutulacaktır.
Kariyer ve mutluluk birbirlerine bağlıdır. Eğer yaptığınız işten mutlu değil, o işe tutkulu değilseniz büyük bir kariyere ulaşmakta başarısız olabilirsiniz. Tutkunuzu bulup cesaretle izler, kullanırsanız, basamakları hızla yükselirsiniz. Bürokraside liyakat ilkesi, etik ve erdem değerleri son derece önemlidir. İşinde usta, sorumluluk duygusuna sahip, makam hırsına kapılmamış, değerler sistemine bağlı, işinde aranan kişiler bürokraside verimli olur.
Hiçbir kurum ve hiçbir çalışan vazgeçilmez değildir. Çalıştığı yerde harika işler yapmış olsa bile, insan asla zihnine büyük anlamlar yüklememelidir. Çalışma hayatını fazla beklentiye kapılmadan yaşayanlar huzurlu olurlar. Bu kıvama ulaşmış, sorumluluk bilincine erişmiş çalışkan, güvenilir, itimat edilir, umut bağlanır kişi, kendi vizyonunu oluşturur. Çalışma hayatının bir gerçeği de zamanla aynı makam için herkesin kendini bir rekabet ortamında bulması ve benzer görev yapan kişilerin çıkarlarının çatışmasıdır. İşin içine çıkar girdiğinde insanın yapısı bir daha düzelmeyecek kadar bozulur. Kurumlarda yetişmiş, yıllarca emek vermiş onca bürokrat varken, dışarıdan tecrübesiz ve liyakatsiz kişilerin hak edenin yerine makamlara atanması; kırgınlık, incinme, gücenme ve küskünlük oluşturup verimliliği düşürür.
Emeklilik henüz dünyayı terk etme zamanı değil; yağmur sonraları yürüyüşe çıkmanın, kar yağışını balkondan izlemenin harika gerçeğini yaşama anlarıdır. Unutulanlar, kaybedilenler, bulunanlar hakkında bol bol sohbet dönemidir. Kimse emeklilik dönemini açılan yepyeni ufukların yılları olarak düşünmez. Farkındalığı yükselmemiş, sıradanlığı aşamamış, vasatı geçememiş bürokrat çoğu kez kendi dünyasında kaybolduğu için; emeklilikle işinin bittiği endişesine kapılıp, bir an için hayatın anlam ve amacını yitirip boşluğa düşebilir.
Eskiden emeklilik hayalleri arasında, bir güzide sahil kasabasında, denizin en berrak haliyle kalan ömrü geçirmek vardı. Çünkü yaşam şartları ve hayat koşulları kolay ve insanın yüzünü ışıldatıyor, ruhunu kaliteli kılabiliyordu. Günümüzde hayat pahalılığı ve değerler değişimi nedeniyle, ülkenin en iyi kurumunda çalışıp emekli olunsa dahi, hayal kurmak zorlaştı. Özlenen bakir doğaya kavuşabilmek, dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip bölgelerinden bir yer seçip biraz vakit geçirebilmek hayali şimdi çok uzak görünüyor.
Charles Lindbergh “Yaşam bir peyzaj gibidir. Orta yerinde yaşarsınız ama ancak belli bir uzaklıktan onu tanımlayabilirsiniz." der. Emekli uzun yıllar ortasında yaşadığı dört duvar hayatından sıyrılıp onu artık özgürce izleyecektir. Bürokrasi biter; insanın birikimi, görgü ve gözlemleri paylaşılır. Bürokratı emeklilikte mutlu edecek şeyler aslında sahip olduklarından çok, kurduğu ilişkiler ve yaşadığı deneyimlerdir. Zamanını bundan böyle kendine ve sevdiklerine ayıracak, yeni yollar ve keşifler peşinde ilerleyecektir. Üç şey insana çok yakışır. Yaratıcı zekâ, bilge bir beyin, hoş ve ince bir zevk. Genç bürokratlara önerim; yaşamlarını şansın yapacağı gibi değil, sağduyu ve öngörünün yapacağı gibi planlamalarıdır. Yarına kalma arzusu olanlar birikimlerini yazmalıdırlar.
Kimi emekliler dine yönelir, kimisi durmadan nerede bir etkinlik varsa onu takip eder. Bazıları siyasete atılıp yoksulları kalkındırmaya çalıştığını sanır. İnsanı kenara bırakıp toprakla vakit geçirenlerin sayısı az değildir. Diğerleri kendilerini onarmak için şiirler, kitaplar yazar. Yapılan tüm bu işlerde bir amaç duygusu bulurlar. Coşku, neşe, iyimserlik, iç ferahlığı, sakinlik taşırlar. Bu anlam ve amacı fark etmeyenler kendini daha mutsuz, endişeli, depresif, sıkıntılı, huzursuz ve sömürülmüş hissedip içe kapanırlar. Ancak bu koşuşturmada erdemin özü sevgiye kavuşmak, hayata katkı sunmak, gönüllülük ikliminde iyi kalpli bir insan olarak üretkenliğe yönelmek unutulmamalıdır.
Her ne kadar insanları en çok cennet, bürokratları en çok makam etkilese de; hiçbir makam ve mevki kimseye baki değildir. Bir kariyer memuru olarak diplomatlık görev dâhil bürokrasinin çeşitli kademelerinde uzun yıllar görev yaptım. Kısmetse nisan ayının ilk günü olan doğum günümde emekliliğe ayrılacağım. Huzur kalpte duyulan rahatlık duygusu; mutluluk ise özlem, istek, arzu ve hedeflere kavuştuktan sonra duyulan sevinç halidir. Bunları keşfeden biri olarak; emeklilik yaşamım boyunca sağlıklı, verimli bir hayat yolculuğunu sürdürmeye çalışacağım.
Emekli kişi yenilikleri anlamayı ve hayatında uygulamayı sürdürüp kendisini teknolojik gelişmelere adapte etmeyi başarırsa, sevdikleriyle beraber yaşarken hem kendi, hem de onların hayatını çok kolaylaştırmış olacaktır. Olgun ve bilge bir yaşam sürdürmenizi dilerim.
Dostlukla…