SON YAPILAN ZAMLAR ÇERÇEVESİNDE SON DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Özellikle son dönem yapılan mevcut çalışanlarla ilgili maaş artışlarının emeklilere yansıtılmaması, aradaki makasın bugüne kadar hiç olmayan bir şekilde açılması bu kesimdeki mağduriyeti maalesef had safhaya ulaştırdı.
Temmuz ayı itibariyle Memurlara %50-80 arasında emeklilere ise %25 oranında zam yapılması bu kesimlerde hayal kırıklığına neden oldu.
Diğer taraftan özel sektör çalışanları açısından aynı dönemde asgari ücretliye %34 zam yapıldı.
Gerek kamu çalışanları arasındaki ücret dengesizliği gerek özel sektör çalışanları ile ilgili asgari ücret v.b düzenlemelerin kendi içinde tutarlı olmaması, adalet temelli olmaması maalesef bu kesimler arasındaki sosyal barışı da bozmuştur.
Çalışan Kesimlerin Milli Gelirden Aldığı Pay
2 Yıllık süreçte ;
Çalışan ücretli kesimin Milli gelirden aldığı pay önemli ölçüde düştü.
Sermaye/Milli gelir oranı %43’den %54’e çıktı
Ücretler /Milli Gelir Oranı %37’den %25’e düştü.
Ancak gerek bu konunun gerekse ekonomik anlamda yaşadığımız sıkıntıların temelinde uzun süredir yaşadığımız fiyat istikrarı konusu var. Enflasyondaki ciddi ve gözle görülür bir düşüş olmadığı sürece biz bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz.
Satınalma gücü önemli.
Bu anlamda seçimler sonrası Hazine Ve Maliye Bakanlığına Yapılan Atama, Cumhurbaşkanı Yardımcılığına planlama kültürü de olan Cevdet Yılmaz Beyin getirilmesi Merkez Bankası Başkanlığı ve sonrası Başkan yardımcılıklarına yapılan atamalar olumlu değerlendirilebilir.
Ancak Merkez Bankası Başkanı ve yardımcıları değişikliği sonrası enflasyonla mücadele stratejisini belirleyen Merkez Bankası bünyesinde Para Politikası Kurulu v.d kurullarda da gerekli değişikliklerin bir an önce yapılması karar alırken ürkek ve çekingen bir tavır yerine piyasa gerçeklerine uygun radikal kararların bir an önce alınması zorunluluk arz ediyor..
Bu anlamda ekonomide yapılması gerekli yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesi ve ekonomiye güven tesisi için Sadece Merkez Bankası Değil TÜİK,SPK,BDDK,SGK,İŞKUR v.d görev alanları itibariyle son derece stratejik kurumlara da dürüst ve ehil kadroların atanması ve planlı şeffaf ve hesap verebilir bir yapının oluşturulması gerekiyor.
Maalesef Temmuz ayında Tüik tarafından enflasyon rakamı %47,83 olarak açıklanırken ENAG %122,88 İTO 63 oranında enflasyon açıkladı. Bu durum dışarıya verilecek güven açısından önemli bir sorun olarak görülüyor. Bu anlamda da yukarıda ifade ettiğim gibi gerçek rakamlar ne ise bunun şeffaf ve inandırıcı bir şekilde açıklanacağı bir ortamı acilen oluşturmalıyız.
Bu gün geldiğimiz noktada sorunları bir bütün halinde gören bataklıktaki sineklerle değil bataklığı kurutma anlayışı ile hareket eden, ağaçlar yerine ormanı gören ortak aklın egemen olduğu bir yönetim anlayışını gerçekleştirecek ehil ve dürüst kadrolarla bu sorunlar çok rahat bir şekilde çözülebilir.
Sorunların çözümüne yönelik en kısa zamanda kısa,orta ve uzun vadeli bir stratejik plan hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
VERGİLERDE DE ÖNEMLİ ARTIŞLAR NEYİ İFADE EDİYOR.
Tabii seçimler sonrası kamu harcamalarının olağan dışı artışları ve seçimler öncesi verilen birtakım taahhütlerin yerine getirilmesi için birtakım düzenlemelerin yapılması bir zorunluluk halini almıştı.
Bu değişiklikler sonrasında önce kamu maliyesinin finansmanı anlamında vergi artırımların da öngörülen düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeleri kısaca hatırlarsak; KDV oranının 2 puan artırılması ve temizlik ürünleri KDV oranının yüzde 8’den genel orana çekilmesi, kurumlar vergisi oranının finansal kurumlar bakımından yüzde 50’lik bir artırımla yüzde 30’a, diğer kurumlar bakımından yüzde 25’e çıkarılması, Ek motorlu taşıtlar vergisi getirilmesi gibi gelir getirici etkisi çok yüksek değişikliklerdi. Bu değişiklikleri bazı ÖTV ayarlamaları da takip edince işin kamu maliyesi tarafında önemli sayılabilecek düzenlemeler hayata geçti.
Vergilerin Dağılımı Ve Gelir Dağılımı İlişkisi
Kurumlar Vergisi yanında KDV VE ÖTV oranlarında yapılan önemli artışlar dolaylı vergilerdeki artışı yani toplumun tamamına yüklenilen bir yükü ifade etmektedir. Bu düzenlemelerle GİB Verilerine göre %27 Dolaysız Vergiler, %73 Dolaylı Vergiler (Gelişmiş Avrupa Birliği Üyesi ülkelerinde bu oran vergi adaletini sağlayacak şekilde %65 Dolaysız Vergiler %35 Dolaylı Vergiler şeklindedir.)dolaylı dolaysız vergiler arasındaki makas daha da açılmıştır. Bu durum önümüzdeki süreçte adil vergi dağılımı açısından ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu yılın ilk çeyrek verilerine göre Dolaylı vergi tahsilatında yüzde 76,4 oranı, istatistiki verilerle ölçülebilen tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaştığını gösteriyor..
Mevcut verilere göre, dolaylı vergi oranında bundan önceki en yüksek düzey yüzde 73’le, yıllık bazda 1951 yılında gerçekleşmişti.
Bu anlamda önümüzdeki süreçte vergi adaletini tesis edecek özellikle rant alanlarının vergilendirilmesi ile kayıtdışı ile mücadele stratejik Eylem planının hazırlanması da büyük önem arz ediyor.
KAMUDA TASARRUF KONUSU
Tasarruf Konusu
Bir diğer konu bugüne kadar sürekli zamlar yeni vergilerde artış yoluna gidilirken asıl üzerinde durulması gereken tasarruf alanında yetrli çalışmaların yapılamadığı gerçeğidir. Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse 2022 yılı kesinleşmiş bütçe rakamlarına göre 6.6 milyar TL (Hava ve personel taşıt kiraları dahil) taşıt kirası ödemesi gerçekleştirilirken, 1.5 milyar TL hizmet binası kira ödemesi gerçekleştirilmiştir. Maalesef lüks makam araçları, birden fazla yerden alınan yüksek miktarlı maaşlar, gereksiz ödenen hizmet binası kiralamaları v.b konular gerektiği gibi ele alınamamış ve çözüm önerileri hayata geçirilememiştir.
Bu konuda da sorun tüm boyutlarıyla ele alınmalı ve bir seferberlik anlayışı içinde kısa orta ve uzun vadeli bir eylem planı hayata geçirilerek sonuç alınmalıdır.
KAYIT DIŞI EKONOMİ KONUSU
Kayıt Dışılık
Kayıt dışı ekonominin boyutlarıyla ilgili yapılan son araştırmalarda Kayıtdışı/Milli Gelir Oranı %32,9 ile en yüksek ülkelerin başında geliyor.
İstihdamdaki kayıtdışılık anlamında ülkemizde her üç kişiden birinin kayıt dışı istihdam edildiği gerçeğiyle karşılaşırız. Bu oranla Türkiye % 31,6 kayıt dışılık olan Meksika, %30.5 kayıt dışı istihdam olan Guatemala ve %29.2 kayıt dışı çalışan olan Romanya ile aynı seviyede bulunuyor. Rusya'da kayıt dışı istihdam oranı %6.7. Almanya'da %8,8. Norveç'te %6.5.
Kaynak: OECD, 2021
2023 yılında toplam istihdam rakamları ile %32,9’luk kayıtdışılık oranı dikkate alındığında yaklaşık 10.5 milyon kişinin kayıtdışı çalıştığı söylenebilir.
Kayıtdışı çalışan bu kişilerin kayıt altına alınması durumunda bu kayıt dışılıktan yaklaşık 45 milyar TL prim geliri elde edilecektir. Bu rakam 2022 yılı SGK açığı olan 39,7 milyar TL’nin üzerinde bir rakamdır.
Yıllardır çözülemeyen bu sorun da en kısa sürede masaya yatırılmalı ortak akıl çerçevesinde kısa,orta ve uzun vadeli bir yaklaşımla sorunun çözümüne ilişkin bir eylem planı hazırlanmalıdır.