Sadece evlilikte değil, tüm birlikteliklerde mesela ticarette bile ortakların veya eşlerin birbiri ile anlaşması, duyguların uyuşması ile olur. Duyguların uyuşmasında, dolaysiyle insanların anlaşmasında hislerin, yetişme tarzlarının, örflerin ve olaya bakış açılarının da etkisi vardır.
Hisler ve duygular uyuşmazsa ileride önemli sorunlar çıkar. Baştan, birbirlerini bilmeyenlerin birbirlerine alışmaları zor olur. Herkes kendi dediğinin yapılmasını ister. Orta yol bulma ilk anda akla gelmez. İnsan, heyecanla bazen beraber olacağı insanla ne kadar anlaşabileceğini bile düşünmez.
Peki birbirini hiç tanımadıkları halde bira araya gelen, mesela evlenen insanların tezatları nasıl gider?Normal olarak evlilik sürdürülecekse, bunun çaresi; farklılıkları gözetmektir. İnsan kendine benzemeyen birisi ile de yaşayabileceğini bilmelidir. Çok önemli bir tezat yoksa..Sonra; “insan insanın zehrini alır” diye bir özdeyiş vardır. İnsan birlikteliği sürdürmek isterse, zamanla birbirlerine bezemeyen haller(zehirler) alınır. Orta bir yol bulunur. Bu öz deyişteki gizli hal, bir diğerini etkiler.
Yazar Lütfi Filiz, aşırı uçtakilerin normalleşmesinden bahseder. Bu normalleşme herkesin birbirinden fedakarlık yapması de olur. Kendiliğinden iki zıt kutbun karşı karşıya gelmesi ile yeni bir durumun ortaya çıkacağını söyler. Yazar, gazap ve öfkenin yumuşak huylar karşısında silineceğini söyler. Bu, soğuk ile sıcağın karışımı ile ılımanlaşmanın olması gibidir.
Evlilikler, ömür boyu bir yastığa baş koyma olarak anlaşılmalıdır. Eskiler hele köylerde, o kadar ki,eş seçmezmiş. Ana babası beğenmişse, “seni falan adama verdik” derler, kız da anasının ve babasının kötü bir şey düşünmeyeceğinden emin olduğu için onun beğendiğini o da beğenirmiş. Buna razı olurmuş. Onlar için hayat evlendikten sonra başlarmış. Şimdi böyle değil. Herkes evleneceği kişiyi ya görücü usulü ile ya başka türlü kendisi buluyor.
Ninem, yeni evlenmiş uzak akrabalarımız bizim eve geldiklerinde; “buban seni kime verdi” diye sorduğunda, o da durumu anlattığında ;“ geçincemen nasıl” derdi. Geçinceme..İyi geçinip geçinemedikleri.. Anlaşıp anlaşamadıkları.. Erkeğin eve bakıp bakamadığı, karısına iyi ve hoş bakıp bakmadığı yani..
Biraz önce iyi geçinmek için huyların uyuşmasından bahsettik. Zıtlıklar varsa soğuk suyla sıcak suyun ılıklaştırılmasından ve insanın zehrini insanın almasından bahsettik. Bunlar denenmiş olaylardır.
Zıtlıkların ılımanlaşması ile ilgili bir olay gene yazar Lüffi Filizden..
Bir gün Allah Resulü, arkadaşları ile bir yere gidiyorlardı.
Yürüyerek gidildiği için hem yoruldular, hem susadılar. Bir çadırın önüne geldiklerinde çadırın kapısı önündeki genç kıza Peygamberimiz; ”çok susadıklarını, biraz süt verip veremeyeceklerini, süt içerek susuzluklarını gidereceklerini söyledi. Kız,bir asık suratla ve sert bir ifade ile; “Bizim sütümüz kendimize yetecek kadar var. Fazla sütümüz yok” dedi. Peygamberimiz gülümsedi. Kıza;”Allah sana yumuşak huylu bir koca versin” diye dua etti. Ve oradan ayrıldı. Biraz sonra başka bir çadıra vardılar. Orada da bir genç kız vardı. Peygamber, ona da kendilerinin çok susadıklarını biraz süt verebilirse sütü içip susuzluklarını gidermek istediklerini söyledi. Genç kız, güleç bir yüzle;”Siz, şurada biraz istirahat buyurun. Hemen hayvanlardan sağıp getireyim “dedi. Biraz sonra da onlar otururken, kız sütü sağıp getirdi. Peygamber ve arkadaşları kana kana içtiler. Susuzlukları gitti. Peygamber ve arkadaşları oradan ayırılırken kıza teşekkür ettiler ve o kıza peygamber; ”Allah sana biraz sert bir koca nasip ettin “diye dua edip yola koyuldular.
Allah Resulüne arkadaşları hayretle; ”bu iki temenniniz arasında büyük bir zıtlık var. Niye böyle dediniz”dediler.Peygamber;”O ilk kızın sözleri ve konuşma tarzı oldukça sertti. Eğer ona sert bir koca nasip olursa, ikisi de asılacağından ip kopar. Geçim olmaz. Ama kocası yumuşak olursa, geçinip giderler” dedi. Ardından ikinci kızın durumunu anlattı:” Diğer kız ise, yumuşak huylu ve cömert bir kız. Kocası da kendisi gibi olursa, o zaman evde dirlik düzen olmaz. Her şey karmakarışık olur. İkisi de elline geçeni her vurup harman savururlarsa, geçimi nasıl sağlayacaklar? Onun için ona durumu biraz toparlayacak bir koca lazım” dedi.
Kız babalarına duyurulur…
NOT: Geniş bilgi. Lüftfi Filiz. Noktanın Sonsuzluğu.sf 204.