İlk söylediğinde büyük tepki topladı. Kendi partisinin adamları bile karşı çıktı.”..terörist başının affını istiyor” dendi. Sözleri, siyasi ortamı alabildiğine gerdi.
Oysa Bahçeli’nin sözleri, “gelse “,” olsa” gibi gerçekleşecek şartları ihtiva ediyordu.
“PKK’yı lağvetsin, gelsin DEM toplantısında bunu ilan etsin” deyince, bunun, bir sınama, bir samimiyet testi olduğu sonradan ortaya çıktı. Ayrıca o sözler, muhatapların kabul edemeyeceği sözlerdi.Bunlar
DEM ve terör örgütü liderini zora soktu. DEM’liler de zordan kurtulmak için “biz de varız”kabilinden hareket etmeye, “İmralı’ya bile gitmeye hazırız” demeye başladılar ve oraya da gittiler.
İmralı’da Öcalan ile ne konuştuklarını basın toplantılarında hiç açıklamadılar. Beylik laflar: ”Sürece katkı sunacağım dedi “gibi yumuşak ve yoruma müsait laflarla geçiştirdiler toplantıları.Oysa 4 saat süren bir toplantıda iki cümle koşulması mümkün değil. Kimse, “ PKK’yi ne zaman lağvedeceksin dediniz mi” diye de sormadı onlara.
DEM’in iki milletvekili, bir de sonradan katılmış bir eski siyasi, parti parti gezdiler.TV kanallarında ziyaretler canlı yayınlandı. Ama hiçbir partide ,ziyaretlerde neler konuşulduğu konusunda sesli bir açıklama yapılmadı. Yani parti ziyaretlerinin sesli görüntüsü verilmedi Ve parti görevlileri de ; “ Öcalan PKK’yı dağıtsın dediğininde, size ne dedi” diye soru da sormadı. Yani parti ziyaretleri sadece görüntülü idi. Sesli değil..Neler konuştuklarını seyirci ve halk tv.deki parti ziyaretleri toplantılarından da öğrenemedi. Parti ziyareti görüntülerinin hiç birisi tatmin edici değildi. Sadece ziyaret ile ilgili resimler.. Kapıda karşılamalar.. Nezaket gösterileri…
Oradaki konuşmaların elbette bir kaydı vardır. Bildiğim kadarıyla, orada üç kişiden başka, devletin resmi görevlileri de konuşmaları dinledi. Yani iki DEM milletvekilinin Öcalan ile toplantısında onlar da bulundu. Muhtemelen maskeli devlet görevlileri kayıt tuttu. İleride bu kayıtlar açıklanacak.
Ama DEM’in bu ortamda ileride kendisi ile çelişecek bir gösteri yaptığını görmemek mümkün değil.
DEM ve PKK yanlıları, önce bu işten bir pazarlık çıkar mı diye barış havarisi olma hayaline kapıldılar. Sık sık; “ barış içinde yaşayalım. Barış yapalım “dediler. Hele ben şu “Barış yapalım” lafına oldum olası gıcığım.Ne barışı ?Savaş mı var da, barış olsun?Ülkede her kesim, bir diğeri ile zaten barış içinde yaşıyor..Barışı bozan birileri var. O da terar örgütü..
Onların barış dediği teröristleri affetmedir.Bu da mümkün değildir.
DEM’in ve diğerlerinin bu görüşmelerden bir pay çıkarmaya çalıştığı baştan belli imiş. Barış diye diye taviz koparma, tek şart olan örgütü dağıtmanın bir bedel ile olabileceğini yaymak imiş asıl amaçları.
DEM Başkanı bayan;” Türkiye, Kuzey Suriye’deki kantonları tanımalıdır”dedi .Bilmem bu görüşmeleri bir pazarlık konusuna çevirmeyi anlatan başka bir cümle var mı? Silahı bırakırız ama, siz de şunları yapın bakalım demek, kafalarının arkasında zaten varmış. Gelişmeleri göreceğiz..