Beraber yaşamak…
MAKALE
Paylaş
11.05.2024 21:34
1 yorum
2.055 okunma
Av. Sabri Turhan

Beraber yaşamak, toplumların ve fertlerin ; fedakarlık, karşılıklı  saygı ve hoşgörü ilkelerini kendi içlerinde yaşamaları ile mümkündür. Bunu aynı apartmanda oturmaktan tutun da, aynı şehirde, aynı devlet sınırları  içinde, hatta komşu devletler arasında bile görmeniz mümkündür. Yani beraber yaşama iradesinin sınırı yoktur.

Burada bir apartmanda farklı farklı kültürlerin içinde, ayrı ayrı inançlara bağlı komşuların  beraberce nasıl yaşadıklarını anlatacak değilim. Zaten bu konuda herkesin bir hikayesi vardır.

Yazıda sadece; Filistinlilerle İsrail’in  ilişiklerini konu edineceğim.

Lafı uzatmadan, ”bunlar birlikte yaşayamaz mı” demek istiyorum.

İsrail’in zorla toprak almasını, adım adım 1948’e kadar gelip, orada bir devlet kurmalarını, hatta şimdi asla kabul etmediğimiz katliamı daha sonra başka bir yazıda anlatmak üzere, iki toplumunun beraber yaşama iradesine sahip olup olamayacağını anlatmak istiyorum.

İsrail ile Filistinliler  sınır.Hatta,Batı Şeria ve Gazze,israil’e idari olarak bağlı iki eyalet.Filistinlilerin ayrı ayrı yöneticileri  var.Ama genel idare İsrail’de.. Her iki toplum da kendi inanç ve kültür varlıkları içinde  ayrı ayrı yaşıyor. Ortak sınırları  olduğuna göre (sınırdaş  olmasalar bile )insani ihtiyaçları ,ulusal ve uluslararası ilişkiler ve komşuluk ilişkileri, onları birbirlerine muhtaç edebilir. Mesela bugün bir Filistin’li, İsrail’in ördüğü 4 metrelik duvarın nizamiyesinden girip, içeride bir Yahudi’nin işinde çalışıp akşam  evine dönebilir.Hatta şimdi bile bunun örneği vardır.Savaşlar istisnadır. Birlikte  yaşamak, her gün yaşamaktır.

Birlikte yaşamanın  şartları her zaman bulunabilir. Bu, herkesin kendi varlığını korumasına engel değil.

Tarihin derinliklerine girince; bunun örneğini çok defa ve daima görmek mümkün. Mesela, Osmanlı döneminde her gün savaş mı oluyordu ?Veya savaş olmadığı zaman insanlar ne yapıyordu? Söğüt’te bir Türk devleti var. Etrafı hep Bizans ..Savaş yok o yıl. Bütün civar halkı  büyük bir meydanda pazar kurulduğunda;  Rum da, Türk de kendi malını getiriyor. Bir birlerinden alış-veriş yapıp , akşam olduğunda herkes kendi evine gidiyordu. Pazarda; ”sen Rum’sun, sen Türk’sün diye kavga olmuyordu. Onlar, ticaret yapıyorlar ve  para kazanıyorlardı. Ve beraber yaşıyorlardı.

Daha ilerisine gidelim..

İslam Peygamberi, Mekke’den adeta kovulmuş. Medine şehir devletine sığınmış. Orada kendi ile göç etmiş (kendinden önce veya sonra) 1.500 kişilik bir koloni kurmuş. Ama şehrin göçden önce orada  yaşayan müstemir bir halkı var. Onların sayısı 8.000 veya 8.500 civarında. Ve o insanların hemen hepsi Yahudi...Yani Medine şehir devletinin nüfusu o zamanlar 10.000 civarında. Müslümanların  sayısı azınlık olacak kadar az. Şehirde Hristiyan çok az. Belki yok. Yahudiler çoğunluk..O zaman büyük Yahudi aşiretleri veya sülaleleri vardı Medine’de. Ben-i Kurayza, Ben-i Nadir. Ben-i Kaynuka gibi..Bunlar Medine ticaretini  ellerinde tutuyorlardı.Şehrin yönetimini de..Müslümanlar adım adım ileride yönetime ortak oldular.

Peygamberimiz tüm Yahudi liderleri ile gürüştü. İş, sadece ticaret değil o zaman. Şehrin korunması ve can güvenliği tedbirleri de var..

Hicret’in 2.yılında Medine Vesikası  yapıldı. Yani (belki) ilk yazılı anayasa. Medine Vesikası 47 madde. 47 maddelik anayasanın çoğu maddeleri  şehrin nasıl korunacağı ile ilgili. Ve emniyet tedbirleri ile ilgili.

Şimdi olaya bakalım.. Anlaşma yapılan insanlar Yahudiler. Metinde,Yahudi  mahallesine bir  saldırı olursa, müslümanlar  ne yapacak, müslüman  mahallesine  saldırı olursa, Yahudiler ne yapacak onlar yazıyor. Şimdi savaşan iki dinin mensupları  o zaman işbirliği yapmış.

Geçmişte olmuş şeyler bu gün de yapılabilir. HAMAS, arı kovanına çomak sokmadan, İsrail de  soykırıma  varan katliama yönelmeden birlikte yaşama yolları bulmalıdırlar.Bütün dünya da görüş açılarını değiştirmelidir.Hayatın tümü savaşla ve silahlı çatışma ile geçemez.

İnsan fıtratının özelliklerinden birisi neslini korumaktır.Filistinliler, bu politika ile nesillerini koruyamaz ve geliştiremez.Filistinli çocuğa,”..büyüyünce ne olacaksın”dediklerinde  çocuk;”..biz büyüyemeyiz ki.”  demiş . Olayın özeti budur.O zaman nesiller kaybolur.Gelecekte büyük işler umduğumuz enerji, istikbale umutla bakamaz. Yani ille beraber  yaşamak ..İlle beraber  yaşamak...

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 1 yorum yapıldı
İki ayrı devler oluşumu kurulmalı
Bu güne kadar beraber yaşamaları mümkün gözükmemekte birlikte yaşayamazlar.
Yorum Ekleyen: Haşmet Halilağaoğlu     12.05.2024 10:21:15

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya