Yaklaşık son bir yıl içinde ülkemizde uygulanan Ekonomide Türkiye Modeli denilen düşük faizli ekonomi modeli üzerine 4 adet makale yayınlayarak uygulamayı destekleyip, iyi sonuçlar verdiğini söylemiştim. Son yazımda şöyle yazmıştım:
“Ülkemizde mevcut iktidar adına “Ekonomide Türk Modeli” dedikleri bir modelle, 2021 yılı son aylarından beri enflasyonla mücadele etmektedir. Bu model kapitalist ekonomide enflasyonla mücadelede bilinen yöntem olan faiz arttırılmasının tersine, faiz indirimi yapılarak sürdürülmektedir. Kapitalist ekonomide faiz arttırılması, mevcut enflasyonun üzerinde olunca vatandaş elindeki parayla döviz almak ve tüketim yapmaktan ziyade, bu parayı bankalara yatırıp paraya para kazanmayı yani parasının değerini korumayı tercih ettiğinden pazarda talep düşmektedir. Talebin düşmesi sonucu, pazarda alış-veriş azalmasıyla üretim azalmakta ve ekonomik olarak bir küçülme yaşandığından enflasyon da düşmektedir. Ayni şekilde dövize de talep azaldığından, döviz artışı da durmaktadır. Tabi üretimin düşmesi ve ekonomide küçülme demek iş yerlerinin kapanması, çalışanların işini kaybetmesi ve iflas eden firmaların ucuza satılması demektir. Yani “Yapılan sevap ürküttüğü kurbağaya değmez” misali ülke tam bir yıkım yaşamakta ve ekonomist geçinenler bu başarı (!) ile övünmektedirler.”
Bir yıldan bu yana hükümetin uyguladığı düşük faizle enflasyon düşürme politikası karşısında ekonomi profesörlerimiz TV’lerde adeta zil takıp oynamışlardı. Bu uygulama hakkında yapmadıkları eleştiri kalmamıştı. Sonuçta görüldü ki; ülkemizde bu modelin bir yılı geçkin uygulamasıyla işsizlik %12’den %9,7’ye azaldı, döviz artışı durdu, yıllık enflasyon %80’lerden %55’e düşerken, ekonomi geçen yıl %5,6 büyüdü ve bankaların iflası yerine kârları katladı. Bu olumlu sonuçlar karşısında hepsi dut yutmuş bülbüle döndü. Gelelim ABD’ye. ABD’de 2022 yılı başında enflasyon oranı %7.5 değerine yükseldiğinde, kapitalizmde öğrenilmiş tek çözüm yolu olan faiz arttırma olduğundan, Fed Mart 2022'den bu yana 8 kez faiz arttırdı. 2022 başında % 0,25 olan faizi % 4,75'e çıkaran Fed, bu oranı % 5'in üzerine çıkarmayı planlıyor. Yüksek faizin ekonomi üzerinde tam bir yıkım olduğu kesin ve bu uygulamanın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen işsizlik artmaya devam ediyor ve Ekonomi 2021’de %5,9 büyürken 2022’de %2,1’e düşmesine rağmen, enflasyon %7.5’ten sadece %6,4’e düşebildi.
Ekonomide sorun hala devam ederken, peş peşe 3 ABD'li banka battı. ABD'de geçen hafta Silvergate, Silicon Valley (SVB) gibi 2 bankanın iflas ederken, bu haftada iflas kervanına New York merkezli Signature Bank katıldı. İflaslar sürerken Wall Street alarm haline geçerken, birçok Amerikalı paralarını çekmek için bankalar önünde kuyruk oldu. 2008 küresel krizden bu yana, en büyük banka iflası olarak dikkat çekti. Silikon Vadisi Bankasının (SVB) ardından New York merkezli Signature Bank'a da kayyum atanmıştır. Sonuçta 11 milyar dolarlık varlığı olan Silvergate, 200 milyar dolarlık Silicon Valley Bank (SVB) ve 110 milyar dolar bilançosu bulunan Signature Bank iflas ederek, düzenleyici kurumlar tarafından kapatıldı.
ABD Merkez Bankası, enflasyonu düşürmek için faiz oranını 17 Mart 2022 ve 1 Şubat 2023 tarihleri arasında % 0,25 ila 0,5 aralığından % 4,75 düzeyine yükseltti. Fed faizleri artırınca devlet borçlanma senetlerinin yani bono ve tahvillerin de faizleri de yükseldi. Hal böyle olunca eski bonoların faizleri düşük kaldı. Ancak daha yüksek faizle yeni bonolar çıktıkça, daha düşük faize sahip eski bonoların piyasada değeri düşer. Bankalar ise hem kanuni zorunluluklar hem de risksiz kabul edildikleri için bol bol devlet tahvili ya da bonosu satın alır. Fed hızlı biçimde faiz yükseltirken ABD bankalarında tutulan tahvillerin değeri de hızla eridi. Bankalar değeri düşen bu bonoları satmadıkları sürece zararı gerçeğe çevirmiş yani "realize" etmiş olmazlar. 2008 finansal krizi döneminde realize edilmemiş bono-tahvil zararı 75 milyar dolar civarındayken, son dönemde henüz gerçekleşmemiş bu kayıplar 600-700 milyar dolarlar seviyesine tırmandı.X
ABD sonunda faiz korumalı mevduat
Ülkemizde düşük faiz uygulamasında, döviz kurunun yükselmesini durdurmak amacıyla, kur korumalı mevduat uygulamasına geçilmişti. Bu konuda ülkemizin o çok önemli ekonomi uzmanları demedik laf etmemişlerdi. Gelelim ABD’ deki son uygulamaya. Kurtarma operasyonu ve başka banka iflaslarını engellemek için önce bir fon oluşturuldu. Buna göre ABD bankaları müşterilerinden yoğun mevduat çekme talebi gelirse, ellerinde tuttukları bonoları teminat olarak gösterip karşılığında çok yüksek olmayan bir faizle borç alabilecek. En önemlisi bankalar değeri düşmüş bonoları teminat olarak gösterse bile, fon bu tahvilleri ilk çıktığı değerinden işleme koyacak. Yani ABD birden ortaya çıkan bankacılık krizini çözmek için adeta zarar etmeyen 'FAİZ KORUMALI BONO' uygulaması başlatmış oldu.x Ne demişler “GÜLME KOMŞUNA GELİR BAŞINA”. Ekonomi uzmanlarımıza duyulur. Öğrenilmiş çaresizlik buna denir.
X- https://www.aa.com.tr/tr/analiz/3-soruda-abddeki-banka-iflaslari-ne-anlama-geliyor/2845098