Bak şu kabristana ne diyor sana?
Her taşında nice ibretlik manâ
Boyun bükmüş hepsi yokluktan yana
Ömür yolculuğu bitmez mi sandın?
Kim bilir ne halde kirpikler, kaşlar
Mecburen secdeye kapanmış başlar
Üstünde yattığı granit taşlar
Nazik tenlerine batmaz mı sandın?
Kemikler un ufak olsa da yine
Dil verir Yaradan onun tenine
İstemese bile hesap yerine,
Mahşere, mizana gitmez mi sandın?
Bazısı ser âzat gezerdi serbest
Ne namaz bilirdi ne de bir abdest
Etmez miymiş ecel, akıbet derdest?
Zamanı gelince çatmaz mı sandın?
Belâlar geldi de dağıttı onu
Hayat akıp durdu eğitti onu
Zaman bir değirmen öğüttü onu
Canını teninden etmez mi sandın?
Eliyle kabrini deşermiş meğer
Ömür dağlarını aşarmış meğer
Bu ıssız diyara düşermiş meğer
Ecel, oklarını atmaz mı sandın?
Başları dik gezen nice bir gafil
Günah deryasında yüzerken sefil
Bilmezdi her nefis canına kefil
Akıbet toprağa yatmaz mı sandın?
Envai çeşitler yutarken biri,
Rızkına haramı katarken biri,
Ömrü vefa edip biterken biri,
Ölüm acısını tatmaz mı sandın?
Sessiz kabristandan al da ibreti
Ki gelsin canına cennet gayreti
Rabbimin tükenmez bitmez nimeti
Rızkına bereket katmaz mı sandın?
Asla olmamalı garipten bîzar
Rabbinle eylersin böylece Pazar
Cennet bahçesinden istersen mezar,
Sevdiği kuluna satmaz mı sandın?
Hisarî, Beyhude hayaller anma
Zanna yenik düşüp gaflete kanma
Herkesi cahilmiş, bilmezmiş sanma
Akıllı, nasihat almaz mı sandın?
Mustafa Yıldız
23 Haziran 2023, KULU