Çaptan düşmüş, devlet nezdinde etkisi ve yetkisi kalmamış EMEKLİLERE yapılan haksız zam ayarlamasını(!), adalet terazisi ile vicdanımda bir türlü tartamıyorum.
Bu konuda, son dönem Osmanlı düşünürlerimizden Merhum Cenap Şahabettin'in "Tiryaki Sözleri" adlı meşhur eserinde çok beğendiğim şöyle bir sözü aklıma oturmuştu, hatırlayınca biraz teselli buldum. Bu sözünde üstad, "Terazi gerçekten adaleti temsil eder; dili daima ağırdan tarafa basar" diyordu.
Duyarlı gönüllere biraz dokunaklı olan bu "tariz" içerikli sözde, benim gibi hassas gönüller için ince manalar gizlidir.
Lafa gelince, "Bizim yanımızda güçlü olan haklı değil; haklı olan güçlüdür" diyenler olsa da; gerçek hayatta kimin güçlü, kimin güçsüz (aciz) olduğu görülüyor.
Ünlü düşünür Pascal da bu hayat gerçeği için,
"Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir” demiştir.
Mazlumların şairi Merhum Abdurrahim Karakoç ise bu gerçeği, "Tamam mı?" başlığı ile yazdığı dizelerinde şöyle dile getiriyor:
"Unutma, tez geçer zulmün ezası
Sabretmeyi bileceksin; tamam mı?
Yiğide ar değil bahtın kazası,
Hakk’a teslim olacaksın; tamam mı?
Yolumuz her zaman Allah yoludur.
Bu yoldaki ölüm oğul balıdır
Hak, haklının en mukaddes malıdır,
Vermezlerse alacaksın; tamam mı?
Çevirmez âhını Allah öksüz'ün
Pek basittir devrilmesi köksüzün.
Her kim olsa haksızlığı haksızın
Suratına çalacaksın; tamam mı?
Uyuşukluk şifa bulmaz illettir.
Korkaklık en adi en pis zillettir
Adalet ne güzel ne hoş nimettir?
Hep doğruyu bulacaksın; tamam mı?
Yalana hayır de gerçeğe evet…
Mücadele şarttır, kalsan da tek fert.
Bir de ötesi var buranın elbet;
Nasıl olsa öleceksin tamam mı?" diyerek teselli yanında mücadelenin nasıl olması gerektiğini de anlatıyor.
Biz de "TAMAM!" diyerek sineye çekiyoruz. Zamanı geldiğinde Allah fırsat verirse elbet görüşeceğiz !
06.10.2023 KEMALCE