Her birey, doğal olarak özgürlük hakkına sahiptir. İnsan olmak, özgür olmaktır. Özgürlüğün ihlal edilmesi, bireyin insanlığının ihlal edilmesidir. Her birey, özgürlüğünü ve insanlığını gerçekleştireceği uygun sosyal, siyasal, manevi ve kültürel şartlar içinde yaşama hakkına sahip olmalıdır. Kişinin özgür insan olma hakkını reddeden ve güvenliğini tehlikeye düşüren her türlü girişim, barışı, özgürlüğü ve birey olmayı ortadan kaldırmayı veya zayıflatmayı amaçlayan tehdit ve tehlikedir.
Dışarıdan hiçbir güç, bireye nasıl yaşayacağına, nasıl mutlu olacağına, onun için en doğrunun ne olduğuna dair bir baskıda bulunamaz. Kişinin istediği şekilde kendine uygun bir iyi ve doğru anlayışı oluşturması ve bu oluşturulan anlayış çerçevesinde kendisine uygun yaşam tarzını yaşaması özgürlüğü vardır. Özgürlük, hayata ve insana dair her şeyin temelidir. Kişinin kendisinin uygun gördüğü hayatı yaşaması için dışsal güçler tarafından baskıya ve müdahalelere maruz kalmaması gerekmektedir.
Bireysel, kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasal haklarımız diğer insanların özgürlüklerini ihlal etmiyorsa, onlar hak olarak nitelenebilir. Kendi kültürel ve sosyal kimliğimizi tek hakim doğru kabul edip, diğer insanların sosyal ve kültürel özgürlüklerinin baskı altına alınması ve inkar edilmesi, özgürlüğü ve barışı ortadan kaldıran yapısal şiddettir. Haklarda ölçü, diğer insanların özgürlüklerinin ihlal edilmemesidir. Farklı olanın varlığını ve özgürlüğünü tanımayan ve inkar eden otoriter, hegemonik ve totaliter bir yaklaşım, hiçbir şekilde özgürlükle ve barışla bağdaşmamaktadır.