Kaç asırdır azgınlar ile ahlaksızların el ele verip yeni düzenlemelerle şekil vermeye çalıştıkları dünyanın dengesi alt üst oldu, işler zıvanadan çıktı.
Onların kendi kurdukları ve insanlıktan biat istedikleri birkaç sözde evrensel kurumla adalet dağıtmak, haklıya hakkını teslim etmek ne mümkün? Keyiflerince milletleri ve ülkeleri yönetmeyi sürdürmeleri derin bir dram.
İnsanın fıtratına aykırı; insanlığın izzet, şeref ve haysiyetini hiçe sayan bu tutum ve anlayış bütün ağırlığıyla masumların, mazlumların üstüne abanmıştır. Her tarafta kan ve gözyaşı… Değişik ülkelerin bazı aklı evvelleri de kendisine güç ve iktidar sağlama adına bu zalimlere arka çıkmakta, zulmün devamına göz yummakta.
Biliyor ve fark ediyorum. Ancak Firavunlara, Nemrutlara bile rahmet okutan bu ahlaksız müstebitlerin ve gizli ağababalarının oyununu bozmak imkânsız da değil. Bunun için hakkın ve adaletin yılmaz savunucusu olmanın yanında, bu aziz değerleri koruyacak güç ve kudretin sahibi bulunmak, bir de o diktatörlerin acımazsıca kullandıkları araç ve gereçleri -hakkın hâkimiyeti adına- kullanacak bilgiyi edinmek, beceriyi kazanmış olmak gerekir.
Nemrut’u yerle bir eden sivrisinek vızıltısıydı, Firavun’un tacını tahtını yıkıp kendisini ibretlik hale getiren bir avuç su. Ama onların saltanatını hak ile yeksan eden büyük bir iman, gayret ve irade ortaya konmuştu.
Devletini dünyanın en azılı organize terör örgütü haline dönüştüren İsrail Gazze’de Müslümanlara yine kan kusturuyor. Ne müthiş bir plan ve zamanlama… Bir taşla beş on kuş vurma hinliğinin en keskin ağzı ile dans… Bakınız neler oluyor?
(ABD Seçimlerden hemen sonra CIA Başkanı Devid Petraeus eşini aldattığı için en parlak döneminde görevinden çekiliyor ya da çekilmek zorunda bırakılıyor. Bu anlaşılmaz biçim ve acayip zamanlamada yasak ilişkiler NATO’nun Avrupa Kuvvetleri Komutanlığına gelmesi beklenen Afganistan’daki komutanı John Allen’i içine aldı. Nerede duracağı belli olmayan büyük dalga her geçen gün dallanıp budaklanıyor.
Bütün dünyada heyecanla izlenen bir seçimi ikinci defa kazanan, ABD gibi bir devletin seçimini kazanma zaferini doya doya yaşayamayan Obama, şaşkınlık içinde sarsıntı geçiriyor. Bu skandal azgınların ekmeğine yağ sürüyor.
Önce 1600 kilometre uzaklıktaki Sudan’da silah fabrikasını vurduran, hemen akabinde Suriye'ye saldırılar düzenlettiren, Türkiye İsrail ile ilişkilerini istediği düzene koyamayan, Mısırda Mürsi’inin Cumhurbaşkanı seçilmesini önleyemeyen, İran’ı sersemletip rotasını yeniden tanzim etmekte kararlı olan derin güçlerin Obama’ya da büyük bir şok yaşatıp istikametini yeniden çizmeye kalkıştığını söylemek bir kehanet olmasa gerek…)
Her türlü hile, yalan ve desisenin olağan görüldüğü; seçmenin ilgisini çekmek ve hiçbir ahlaki kural tanımadan seçmenin oyunu alabilme adına içeride ve dışarıda saldırı dilini kullanma alışkanlığı yaygınlaştı. Adeta bu anlayış demokrasinin vazgeçilmezleri haline geldi.
İşte bu anlayış doğrultusunda İsrail aldığı erken seçim kararından sonra Ortadoğu’da şiddetin dozunu artırdı. Gazze’yi vurdu. Öldürmeye, Müslüman kanı akıtmaya devam ediyor.
Bu harekât, Batı dünyasının Siyonizm’e kayıtsız şartsız destek vermesi konusunda bir ısrarın, bir inadın yansımasıdır. İsrail, çocukları yakmış, Müslümanların evlerini başlarına yıkmıştır.
Saldırılardan sonra açıklama yapan Obama’nın: “İsrail savunma hakkını kullanmıştır!” demek zorunda kalması manidardır. Ayrıca bu saldırının Sayın Başbakanın Mısır’ı ziyaretini önlemeye yönelik olmasının yanında, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’a da. “BM’de gözlemci üyelik için uğraşma!” tehdidi, diğer kuşlardan birkaçıdır. Başka kuşlar da var işin içinde. Onu akıl feraset sahipleri ayan beyan görmektedir.
Senaryo, içinde -istese de istemese de- insanlığın ama özellikle Müslümanların yer aldığı büyük bir belanın sahneye konmasıdır. Bu kadar karmaşık hesabın yapıldığı bir düzeni kuranlar, bir gün elbet kurdukları tuzakların ağına kendileri düşeceklerdir.
Aslında İsrailli yetkililer bela ararken sürekli kendi ayağına kurşun sıkmaktadır. Ataların söylediği gibi, bela arayanlar bir gün belalarını bulurlar. Bekleyip görelim. Ancak, hem aklımızı başımıza toplayıp hem de gerekli tedbirleri alarak.
İdris Doğan