Bu sene kurban bayramında bağışladığınız kurbanları kesmek için Moğolistan’a gidiyorum. Bu yılki ziyaretim on altı senedir sürdürdüğüm Orta Asya çalışmalarımın başka bir yerinde Moğolistan’da olacak. İnşaallah!
Neden Moğolistan diye soranlara yaşadığım bir olayı aktararak hatırlatmak istedim. 2022 senesi kurban bayramı için Kazakistan’a gitmek üzere yola çıkmıştım. Telefonum çaldı. Yabancı bir numara arıyordu. Talebelerim o gün Kazakistan’a geleceğimi bildikleri için hocam ne zaman uçağa bineceksin diye soracaklar tahmininde bulundum.
Ancak arayan kişi selam sabahtan sonra bozuk Türkçesi ile anlatmaya başladı. Hocam ben Moğolistan’dan arıyorum. Adım Ersin. Moğolistan Kazaklarındanım. Mısır’da sekiz sene okudum. El Ezher mezunuyum. Oradan Türkiye’ye geldim. Konya’da da sekiz ay bulundum. Şimdi burada imamlık yapıyorum.
İmamlık yaptığım cami yerleşim yerinden biraz uzakta. İnsanlar camiye namaz kılmak için gelemiyorlar. Çocuklar da gelmiyor. Bu durum beni üzüyor. Ben insanlara İslam’ı anlatmak istiyorum. Eğitimini aldığım dini aktarmak istiyorum. Çoğu zaman namazı tek başına kendim kılıyorum. Zaman zaman insanları ve çocuklarını camiye nasıl getirebilirim diye düşünürken aklıma çocukları toplayıp onlara kim camiye benden ders almaya gelirse ona aylık iki dolar burs vereceğim diye taahhütte bulunayım geldi. Bölgemden seksen çocuğu topladım. Onlara kim derslere katılırsa aylık iki dolar burs vereceğimi söyledim. Ancak bunu söylerken bende bırakın iki doları bende iki sent bile yoktu.
Ancak benim görevim insanlara İslam’ı anlatmaktı. Ben görevimi yapmalıydım. Dinin sahibi ben değilim. Dinin sahibi Allah’tır. Allah’ı kendime vekil olarak seçtim. Allah’a güvendim. O’na sığındım. Vekil olarak Allah yeter dedim. Allah işimi halleder diye düşündüm.
Ben çocuklara verdiğim sözü de tutmam için kaynak aramaya başladım. Bir tanıdığımdan sizin on beş senedir Orta Asya’daki çalışmalara destek verdiğinizi duydum. Telefonunuzu temin ettim. Senden sayıları seksen tane olan çocuklarımız için ayda iki yüz dolar burs parası vermenizi talep ediyorum. Bizi de destekleyin dedi.
Ben de hocam birazdan uçağa bineceğim. Kazakistan’a gidiyorum. Ancak sizin burs talebimizle ilgili olarak Türkiye’ye dönüşte ilgileneceğim dedim. Karşılıklı dualaştık. Telefonumu kapattım. Aynı anda telefonum ikinci kez çaldı. Numarayı tanımıyordum. Ama ses kulağıma tanıdık geldi. Vahap kardeşim selamünaleyküm diye bir hitapla karşılaştım. Ben Antalya’dan …. yım. Aaaaaaa kırk beş senedir görmediğim, Mücadele Birliği içerisinde iken beraber olduğum bir arkadaşım. Hal hatır sormalardan sonra hemen konuya girdi. Kardeşim ben Ramazan ayında zekatımı eksik hesaplamışım. Sana 4064 dolar parası gönderiyorum. Bunu dilediğin yerde kullanabilirsin. Ben seni sosyal medyadan takip ediyorum. Orta Asya’da çalışmalar yapıyorsun. Oralarda da kullanabilirsin dedi. Ben şok oldum. Moğolistan telefonundan sonra saniyeler içerisinde Antalya’dan kırk beş yıldır görmediğim bir kardeşimden telefonun gelmesi.
Moğolistan’da İslam’ı anlatmak için talebelerine destek vermemi isteyen bir hoca. Antalya’da zekatını tamamlamak için ayırdığı parayı birilerine ulaştırmam için Kırk beş yıldır görüşmediğim bir arkadaşım.
Nasıl şok olmayayım. 6000 km uzaktan birisi imdat çığlığı atıyor. Talebelerine burs verebilmek için derdine İstanbul’dan çözüm arıyor. Sesini İstanbul’da tanımadığı bir adama duyurmaya çalışıyor. Ancak sesi İstanbul’da kalmıyor. 700 km uzaklıkta Antalya’dan benim de kırk beş yıldır görmediğim bir arkadaşım tarafından duyuluyor. Bu manzaradan nasıl etkilenmezsin. Tanımadığım birisi, tanımadığı birisine sesini duyuruyor. O ses İstanbul’da kalmıyor. Taaa Antalya’ya ulaşıyor.
Sesle istenen destek talebi İstanbul’u pas geçerek anında Antalya’ya ulaşıyor. Ben hiçbir şey istemeden Antalya’daki arkadaşımın gönderdiği zekat ile karşılanıyor. Elhamdülillah!
Moğolistan nere, İstanbul nere, Antalya nere? Moğolistan’daki hoca beni tanımıyor. Ben hocayı tanımıyorum. Ben Antalya’daki arkadaşımı kırk beş senedir görmüyorum. O da beni görmüyor. Ama Allah rızası için atılan çığlık bütün sınırları aşıyor. Olması gerekenin olması için yerine ulaşıyor. Elhamdülillah!
Telefonu kapattım. Başımı iki elimin arasına aldım. Sevinçten göz yaşlarımın akışına mani olamıyordum. Düşündüm birisi taaaaa 6000 km uzaktaki Moğolistan’da Allah’ı kendisine vekil seçerek ve Allah’a teslim olarak tanımadığı birisinden burs talebinde bulunuyor. Birisi de Antalya’dan bu sesi duyuyor. Talebin gerçekleşmesini sağlıyor. Bu gelişme insanı nasıl şaşırtmaz, nasıl etkilemez. İnanıyorum ki bu yazıyı okuyan sizlerde aynı benim gibi Allah’ın gücü karşısında ve talepleri anında karşılaması konusunda etkilendiniz.
Kendimi toparladım. Hemen Moğolistan’daki hocayı aradım. Hocam senin talebin karşılandı. Sana her ay iki yüz dolar burs parası göndereceğim müjdesini verdim. O da çok sevindi. RABB’im ben seni kendime vekil seçmiştim. Hemen talebime karşılık verdin. Elhamdülillah dedi.
Moğolistan ilişkim böyle başlamış oldu. Bu sene de kurban bayramında kardeşlerimin bağışladığı kurbanları kesmek üzere Moğolistan’a gidiyorum. RABB’im çalışmalarımızı bereketlendirsin. İnşaallah!!!
Vahap Yaman
vahap3442@gmail.com