Ülkemizde ve dünyada yapacak o kadar iş varken, enerjisini iç kavga için tüketenler emperyalist hainlerin değirmenine su taşıyan aptallardır.

İç mücadeleyle toplumu ayrıştıranlar, patika yollara kaldırım taşı döşeyenlerdir.

İç mücadele bitmezse işgalcilerin tankları döşenen o kaldırım taşlarından geçerler.

İç mücadele tuzaktır. Kazananı olmaz.

Zaman zaman dünyada ve ülkemizde devreye sokulan din motifli tartışmaları çok masum, yapıcı tartışmalar değildir. Bu tartışmalar işgalcilerin kendilerine karşı oluşabilecek toplumsal bir direnişi, kırmak ve hatta yok etmek amaçlı içimizdeki operasyonel adamları vasıtasıyla ortaya attıkları projeler olarak görülmeli.

Bunlar maalesef içerimizdeki bazı düşüncesiz, basiretsiz, ileriyi göremeyen, dünyayı okuyamayan, ihtiraslarının kurbanı olan beyinsizler tarafından da tartışılmaktadır.

Bize düşen iç mücadeleden sakınmak, gündemimize sokulan ve kimseye faydası olmayan dini tartışmaların içerisinde bulunmamak, güç birliğimizi sarsacak kaba, tahammülsüz ve suçlayıcı tavırlardan kaçınmak temel ilkemiz olmalıdır.

Mezhep tartışmaları, deniz ürünlerinin helal, haramlığı, imam hatip liseleri tartışmaları bu mantıkla değerlendirilmeli.

Karşımızda düşman devletler ve güçler var. Enerjinizi oraya harcayın. Nato'nun yeni düşman olarak seçtiği İslam konseptini iyi anlamak ve 21. yüzyıl İslam'ın, İslam'la savaşacağı yüz yıl olacaktır tuzaklarına düşmemek önceliğimiz olmalıdır.

Bunu becerebilirsek;

İslam 21. yüzyılın aydınlatan güneşi olacaktır. Yeter ki safları sıklaştıralım. Yeter ki bin yıllardır çözülemeyen ihtilafları kaşımayalım.

İç ihtilafları kaşıyan beyinsiz adamlar, coğrafyamızı dizayn etmek isteyen uluslararası güçlerin Türkiye’yi cezalandırmak istendiğini anlayın.

Farklılıklarımız her zaman dış güçler tarafından ayrışmaya zemin hazırlamak için kışkırtma aracı olarak kullanılmıştır. Bunları görün artık. Ayrışmayacağımızı gösterelim.

Sarı öküzü yedirmeyelim. Beraberliğimiz, direncimiz, karşı duruşumuz küresel saldırganları ve işbirlikçilerini korkutmaktadır. Bunların oyunlarına gelerek oluşan karşı duruşumuzu heder ettirmeyelim.

Birlikte yaşamak zorundayız. Başta sizler olmak üzere herkes her şeye tahammül etmek zorunda.

Türkiye'yi boğma ve yok etme savaşının sahiplerine ve işbirlikçilerine karşı birlik ve beraberlikle ve birbirimize tahammülle dur diyelim. Buna sizler de öncülük edin.

Birbirimizle kenetlenir, mücadele bilincini elde edersek ülkemizde ve coğrafyamızda özlenen güneşin doğuşu yakındır. İhtiraslar iç mücadeleyi körükler, herkes bundan sakınmalıdır.

Yılların birikimi olan, hiçbir hesap gözetmeden yeryüzünün İslamlaşması için çalışan binlerce güzel insanın umutlarını söndürecek ve onarılamayacak tahribatlar açan iç mücadele benimsenebilecek bir tarz değildir.

Müslümanlar arası bir iç mücadelenin kazananının olmadığını tarih bize hep göstermiştir.

Avrupa’da sekiz yüz yıl hakim olan Endülüs Emevi devletinin iç çatışmalarla nasıl yok olduğuna iyi bakmak gerekir.

Saldırgan bir dil ve bu dilin tahrik ettiği saldırılar değiştirilmediği takdirde üzülerek söylemek gerekir ki canımız hep acıyacaktır.

Bu hiçbir Müslümanın isteyeceği bir durum değildir.

Bize düşen; İslam coğrafyasındaki işgallerin bir ayağının da Türkiye'nin parçalanması ve işgal edilmesi olduğunu unutmamaktır.

İç mücadeleden sakınmak, gündemimize sokulan ve kimseye faydası olmayan dini tartışmaların içerisinde bulunmamak, güç birliğimizi sarsacak kaba, tahammülsüz ve suçlayıcı tavırlardan kaçınmak temel ilkemiz olmalıdır.

İç mücadeleyi haklı veya haksız kaşıyanlar bilmelidirler ki karşımızda İslamofobi diye ürettikleri İslam düşmanlığı temelli argümanlar geliştiren düşman devletler ve güçler var. Enerjinizi onlara karşı harcayın. Nato'nun yeni düşman olarak seçtiği İslam konseptini iyi anlamak ve 21. yüzyıl İslam'ın, İslam'la savaşacağı yüz yıl olacaktır tuzaklarına düşmemek önceliğimiz olmalıdır.

Bunu becerebilirsek;

İslam 21. yüzyılın aydınlatan güneşi olacaktır.

Yeter ki safları sıklaştıralım.

Yeter ki kardeşler olalım.

Yeter ki dünyayı okumayı becerebilelim.

ALLAH nurunu tamamlayacaktır.

Herkes Müslüman kimliğin inşa faaliyetlerine devam etmeli, bu sayede temiz, düzgün, dünya nimetlerini öncelemeyen bireylerin ve toplumun oluşmasına katkı sağlamalıdır.

İç mücadeleye son vermek, bizi birbirimize bağlayan gönül ve kalp yollarımızın daima açık kalması dileklerimle ve dualarımla!

Haydi dinde derinleşenler iç mücadelenin sona erdirilmesine öncülük edin.

“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” Nur/55

Vahap Yaman

vyaman3442@gmail.com