---Kitapta insanoğlunun takip edeceği yol haritası ve uyması gereken kurallar çok açık ve net bir şekilde tarif ediliştir. Allah’ın arzu ettiği yolun adı da sırat-ı müstakim (dosdoğru yol) olarak isimlendirilmiş ve inananların bu yol üzere yaşamaları ve hayatlarını devam ettirmeleri istenmiştir.
--Bu yolun haritası, yolculuğun pusulası RABB’imiz tarafından açık ve anlaşılır biçimde belirlenmiştir. Projesini Allah’ın belirlediği ve bizlere de bu projeye uygun yaşamayı tavsiye ettiği yolda düzgün yürümeyi becerebilmemiz gerekir.
--Sınırları aşmadan, yalpalamadan, sonu insan ve toplum için aydınlık, mutluluk ve cennet olan dosdoğru yolun yolcuları olabilmenin teslimiyet, gayret, çalışma, boyun eğme, dini anlama, yaşama, yayma ile gerçekleştiğini asla unutmamak gerekir.
---Elde edilen protest tavrın, kuşatıcı inşa diliyle güçleneceğini, inşa dilinin ise ülkemiz ve mazlum coğrafyalarda dirilişin ayak sesleri olacağı iyi bilinmelidir. İslam coğrafyasında kanımızı akıtan, topraklarımızı işgal eden, milyonlarımızı yaşadıkları yerlerden kovan, yerli ve küresel zalimlerin işgallerinin ve zulümlerinin son bulması, sadece Allah belalarını versin, Allah kahretsin demekle olmaz.
--Elde edilen direniş bilinci ve protest tavır küfür tek millettir ilkesini kavramakla, kendi topraklarımızda özgürce huzur içerisinde yaşama bilinciyle zulme hep birlikte karşı koymanın temel anahtarıdır.
Öncelikli olarak zihinlerdeki onlar güçlü algısını yıkmaya geldi. “Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir“ (Bakara/249) ilkesini unutmamak gerekir.
Tarihi, korkmayanlar, ileri atılanlar, kahramanlar yazar.
--Kur’an’da, İnsan ve toplum hayatını biçimlendirme, dizayn etme konusunda çok yoğun ayetler olduğunu biliyoruz. Kitabın yüzde 60-65 lik bir kısmı yaşanılan hayatı tanzim eden ayetlerden oluştuğunu görüyoruz.
--Allah tarafından konulan bu kurallar insanlar tarafından hayat tarzına dönüştürülmesi içindir. İnsan hayatının her anı ve her tarzı için kurallar veya yasaklar konulmuştur. Ancak her yasağın da mutlaka meşru olanları vardır. Dosdoğru yolda olanlara da meşru alanlardan istediği şekilde faydalanmayı tavsiye etmiştir.
--Dosdoğru yolda yürümeyi kendisine ilke olarak seçmiş Müslümanlar olarak kendimize arif edilen yolda yürürken her zaman
a- kendimizi sorgulamayı, denetlemeyi,
b- kendimizi birilerine bilerek ve isteyerek denetlettirmeyi
c- birbirini Allah rızası için denetleyenlerle birlikte hareket etmeyi ilke olarak benimsememiz gerekir. Bu denetim bizi öncelikle kendimizi, sonra birbirimizi gözetip kollamayı, iyiliklere teşvik, kötülüklerden uzak durmamızı sağlar.
--Özellikle Müslümanlar olarak bugün içerisinde kahrolduğumuz sıkıntıları gidermek için Müslümanları birbiri ile mücadele etmeye, hatta savaşmaya sevk eden kötü ve çirkin anlayışları gözden geçirme, akletme ve gereğini yapma sorumluluklarını yakalamamız gerekir.
--Bu bakımdan bizler bugünkü halimizden hem bireysel anlamda, hem de toplumsal sorumluluklarımız anlamında halimizden memnun muyuz sıkça düşünmemiz sonra da iç denetimimizi yapmak zorundayız.
--Düşünce olarak kirlenmiş, kulluk problemi yaşayan, dününü özleyen, bugünün yapılması gerekenleri yapmayan veya yapamayan, kendi yapması gereken işlerini tetikçi arayarak onlara pas eden, kendini emekliye ayıran, biz eskiden böyle mi idik deyip te örnekliği bırakanlardan mıyız düşünmemiz gerekir. Emekliliğin teneşirde olduğunu hatırda tutalım.
--Ayrıca bireysel olarak kendimize tavsiye edilen kurallara bağlılığımızı sorgulamak en temel görevlerimiz olmalıdır.
--La diyerek başladığımız ve ALLAH’tan başka hiçbir varlığı ilah edinmeyeceğimizin sözünü en temel ifademiz olarak sürekli söyleyip, okuyoruz. Lakin bu sözümüze rağmen hayatımızda yeni ve modern ilahlar var mı? Kutsallaştırdığımız kişiler, varlıklar, güçler var mı? Yaratıcımızla ilişkilerimizde aracılar kullanıyor muyuz? Aklımızdan asla çıkmamalıdır.
--Her şeyin yaratıcısı, hakimi, düzenleyicisi, Allah’ı tek ilah kabul edip, ona teslim olduğumuzu söyledikten sonra, başka ilahlar ediniyor muyuz? Sürekli sorgulayalım.
--Değerlerimizi asla değersizleştirmeyelim. Onları İslam’ın ana kaynakları olan Kur’an ve sünnetten beslemek yerine biz bunları anlamayız, birileri bunları anlatsın deyip topu başkalarına mı atıyoruz? Bu sakınmamız gereken temel anlayış olmalıdır. Allah anlamadığımız kitaptan sorguya çekmez.
Mücadele etmeyi vazgeçilmez ilke edinen, mücadeleden yılmayan kazanır.
--İşittik ve itaat ettik diyerek Allah’a söz verenler, kendilerini Allah’a adamış olanlardır. Adanmışlık ise Allah’ın davasını dert edinmektir. Bunlar kötülükle mücadeleyi ilke edinmiş olanlardır. Kötülükleri yok etmek için yola koyulan iyilik savaşçılarıdır.
-- Adanmışlığımızı yeniden ve tekraren hatırlayalım. Kendisini Allah’a adayarak cennetin çocukları olmaya azmetmişlerin ellerindeki bayraklar hiçbir zaman düşmemiştir. Cennete ulaşan çocukların bayrakları yeryüzünde hep dalgalanmıştır.
--Kendilerini Allah’a adamış cennetin çocukları var olduğu sürece – ki daima var olmuşlardır ve olacaklardır-- küresel sömürgecilerin yaptıkları saldırılar da diğerleri gibi hüsranla sonuçlanacaktır.
--Müslüman kişi ve topluluklar için en temel görev “hesap sorucu olarak bugün kendin yetersin” İsra/14 emrinin muhataplığını kavradığı zaman hesabı kolay ve çabuk verebilmenin en temel unsuru, kendisine uyması için RABB’imiz tarafından önerilen hayat tarzına uygun davranmak ve yaşayabilmek için çabalamak gerektiğinin bilincini elde etmektir.
--Dünyanın dört bir tarafında kulluk bilincini yakalamış, kirlenmemiş, mazlumların yanında olmayı ilke edinmiş, huzuru ve paylaşımı adalet duygusu ile temin etmeye çalışan insanları bekleyenler var. Mazlum İslam coğrafyasının sesi olabilmeyi, onları zilletten kurtarmayı ve insanca yaşamaya kavuşturmanın mücadelesini vermek için canı gönülden çabalayan güzel müminlerin yolları açık olsun.
Rol modelliğimiz daima ümmetin yollarını aydınlatacaktır.
--Unutulmamalıdır ki, tarihe geçmek, yüce Allah’ın katında makbul bir kul olmak, kazanımların en güzeli, ödüllerin en muhteşemidir.
--Farkına varalım! Şekillendiren bizler olalım!
--Zafer Hakk’ın ve Hakk'a inananlarındır.
Vahap Yaman
vahap3442@gmail.com