Emperyalizmin Kalesi Çöküyor Mu?
MAKALE
Paylaş
09.08.2024 16:03
124 okunma
Nejmettin Özdemir

Son haftalarda İngiltere’den gelen haberlere göre; ülkede şirketler, belediyeler, üniversiteler art arda iflas ediyor. İngiltere başbakanı, ülkenin zor durumda olduğunu açıkladı.

İngiltere İflas Servisi tarafından geçtiğimiz Cuma günü yapılan açıklamaya göre, Temmuz ayında ülkede 2.361 şirket iflas etti. Bu rakam, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17 artış gösterdi.

Yine İngiltere'de Birmingham Belediyesi iflas ettiğini açıkladı. Kentte zorunlular hariç bütün hizmetler durduruldu. Birmingham Belediyesi, 1 milyon 120 binlik kent nüfusuyla Avrupa'nın en geniş yerel yönetimi konumunda. 

Belediye meclisi tarafından yapılan açıklamada “Ülke genelindeki yerel yönetimler gibi, Birmingham şehir meclisinin de eşi benzeri görülmemiş mali zorluklarla karşı karşıya olduğu açıktır. Yetişkin sosyal bakım talebindeki büyük artışlar ve iş oranları gelirindeki dramatik düşüşlerden, yükselen enflasyonun etkisine kadar, yerel yönetimin bir felaketle karşı karşıya olduğu açıktır.” denildi.

Ayrıca, iflas durumunun Birmingham'la sınırlı olmadığı, başka belediyelerin de “iflas bayrağı çekmesinin” beklendiği belirtiliyor. Geçtiğimiz hafta, 47 kent konseyinin bir araya gelerek oluşturduğu Gruba göre, ülkenin en yoksul bölgelerindeki en az 26 belediye meclisinin daha önümüzdeki iki yıl içinde iflas etme riski altında olduğunu ortaya koydu.

Öte yandan, İngiltere'de üniversiteler de iflas riski ile karşı karşıya. Tahminlere göre yüksek eğitim kurumlarının yüzde 40'ı mali yıl sonunda açık verecek.

Üniversite sektörünün düzenleyici kuruluşu olan Office for Students'ın mayıs ayında yayınladığı mali sürdürülebilirlik raporuna göre, İngiltere'de yüksek eğitim kurumlarının yaklaşık yüzde 40'ı, yani 269 kurumdan 108'i, 31 Temmuz'da sona erecek olan mevcut üniversite mali yılında açık vermeyi bekliyor.

İngiliz medyasında yer alan haberlere göre Lincoln, Huddersfield, Londra'daki Goldsmiths ve Kent gibi onlarca üniversite kurumu, maliyetleri düşürmek için şimdiden personel ve ders kesintileri planlıyor ya da uyguluyor.

Peki bütün bunlar ne anlama geliyor?

Ne oldu da, Batının refah ülkesi İngiltere, iflas noktasına geldi.

BATI’NIN TARİHİ SÖMÜRGELER TARİHİDİR.

Batılı pek çok devletin deniz yoluyla coğrafi keşifler gerçekleştirdiği 15. yüzyıl, esasen halen süregelen batı sömürgeciliğinin de başlangıcı olmuştur. Bu süreçte, Portekiz, İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Danimarka gibi ülkeler, coğrafi keşif adı altında, buldukları her yeni kara parçasını, üzerindeki insanlarıyla birlikte sömürgeleştirdiler.

Ancak İngiltere’yi bu devletler içerisinde ayrı bir yere koymak lazım gelir. Kraliçenin emri ve mali desteğiyle denizlere açılan gemilerde kâşiften çok, buldukları her toprağı Kraliçenin malı yapmaya ant içmiş İngiliz askerleri vardı.

Öyle ki İngiltere bu seferler sonunda, tacın incisi Hindistan’dan, kara kıta Afrika’ya, komşusu İrlanda ve İskoçya’dan, okyanustaki irili ufaklı adalara kadar muazzam bir coğrafyaya yayılmış geniş toprakları sömürgesi haline getirmiş, üzerinde güneş batmayan bu coğrafyada, önce Birleşik Krallık’a, sonra da dünyanın en büyük Sömürge İmparatorluğuna dönüşmüştür.

Kraliçenin askerleri ayak bastıkları her yere Kraliçe adına el koymuş, yerel halk da dahil bölgenin her türlü zenginliğini İngiltere’ye aktarmışlardır. Elbette İngilizler tüm bunları yaparken korkunç bir vahşet sergilemiş, sayısız insanı katletmiş, bir o kadarını işkencelerle köle (iş gücü) olarak İngiltere’ye götürmüşlerdir.

Aynı insanlık dışı tutumunu 1. Dünya Savaşı sırasında da sürdüren İngiltere, özellikle Osmanlı İmparatorluğu toprakları dahilindeki petrol (neft) sahalarını aynı vahşetle ele geçirmiştir.

2. Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler Teşkilatında, mevcut sömürü düzeninin devamını teminat altına almak üzere getirilen daimi üyelik sistemi içerisinde, veto yetkisine sahip 5 daimi üyeden biri olmuş ve emperyal saltanatını devam ettirmiştir. 

Denizaşırı topraklardan siyasi ve askeri anlamlarda çok büyük faydalar elde eden, dünya çapındaki sömürgeleri sayesinde muazzam bir zenginlik ve refaha ulaşan İngiltere, bu sayede uzun yıllar Batının en gelişmiş ve çağdaş (!) toplumu olmuştur.

DÜNYA YENİDEN Mİ ŞEKİLLENİYOR?

Zenginlik ve refahını, başka toplumların kanı, gözyaşı ve hakları üzerine kuran, tüm bu süreçte kaynak ve sermayenin doğudan batıya aktarılmasına öncülük eden İngiltere, bugün emperyalizmin kalesi, müesses nizamın bekçisi ulusalcı kanadın temsilcisi konumundadır.

Çelişki gibi gözükse de gerçek şu ki, 15. yüzyılda sömürge politikalarıyla küreselciliğin öncülüğünü yapmış İngiltere sonrasında, çıkarları gereği, öteki kurucularla birlikte, mevcut paylaşım sisteminin devamını muhafaza ve müdafaa etme yönündeki politikalarıyla, ulusalcı kanadın öncüsü konumuna gelmiştir.

Öte yandan, serbest ticaret anlaşmalarını ve açık piyasaları savunan, birbirine bağlı bir dünya ekonomisini benimseyen, uluslararası normların devletlerin davranışlarını şekillendirdiği entegre bir sistemin gereğine inanan küreselciler, iletişim, ulaşım, para akışları, ticaret, eğitim sistemleri ve yönetim anlayışıyla insanları tek bir kültür içinde birleştiren, küresel bir iktidarın var olduğu yeni bir dünya düzeni kurmak istiyorlar.

Dünya uzun süredir ulusalcı-küreselci çatışmasına sahne oluyor esasen. Ulusalcıların, yerel değerlere, bağımsızlığa, milli ve kültürel ögelere vurgu yapmalarına karşılık, açık piyasalar, entegre tek bir dünya devleti arzulayan küreselcilerin, bu yönde pek çok planı uygulamaya koyduklarına şahit oluyoruz.

Dünyanın tek elden yönetimini kolaylaştırmak üzere insan nüfusunu azaltmak (great reset) için sürekli savaşlar çıkarmak, salgın hastalıklar, yeni mikrop ve virüsler yaymak, çevre ve iklime müdahale gibi pek çok faaliyetin küreselciler tarafından gerçekleştirildiğine dair ciddi iddia ve bulgular mevcut.

İnsan hayatıyla ilgili tamamen zıt yaklaşımları benimseyen ulusalcılarla küreselcilerin karşı karşıya geldikleri temel nokta ise; ulusalcıların mevcut düzenin devamı çabasına karşılık, küreselcilerin yeni bir dünya düzeni kurulması yönündeki inanç ve uygulamalarıdır. Dünya üzerinde, ulusalcılar müesses nizamın devamı, küreselciler ise yeni bir düzenin kurulması yönünde kıyasıya mücadele ediyorlar.

İngiliz uzmanlar, ülkede yaşanan iflasları ve ekonomideki kötü gidişatı, diğer etkenlerin yanında, büyük ölçüde pandemiye bağlıyorlar. Pandemi sürecinde dünya çapında pek çok sektörde üretimin durması, hammadde ve mamullerin sevkiyatının kesilmesi, tedarik zincirinin aksaması, tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkilemekle birlikte, aynı durumun, aslında ironik bir şekilde sömürgelerine bağımlı bir refahı yaşayan İngiltere’nin ekonomisinde yıkıma sebep olduğu görülüyor.

Bu durum, İngiltere başta olmak üzere, sömürü düzenindeki bir aksaklığın, Batılı ülkelerin ekonomi ve refahı üzerinde yıkıcı etkiye neden olacağı, hatta sömürge bağlarının kopması halinde, kendi kaynaklarıyla ayakta duramayacaklarını göstermesi açısından önemli.

Komplo teorisi sayanların dışındaki geniş bir çevreyi dikkate alacak olursak, Covid-19 pandemisi, küreselcilerin dünyayı yeniden dizayn etmek için uygulamaya koydukları planlardan sadece biriydi.

EMPERYALİZMDE EKSEN KAYMASI YA DA NEO-EMPERYALİZM

Küreselcilerin yeni bir düzen kurmaya yönelik asıl büyük oyunları ise, dünyada ticaret ve sermayenin yönünü ve merkezini Batıdan Doğuya kaydırmak. Küreselciler, doğudaki ticaret kısıtlamalarını kaldırmak, açık piyasa koşullarını gerçekleştirmek, ülkeler arası ekonomik entegrasyonu artırmak amacıyla son 20 yılı aşkın süredir yürüttükleri sermayenin Batıdan Doğuya aktarılması operasyonunda ciddi başarıya ulaşmış durumdalar.

Ekonomik verilere ve pek çok uluslararası kuruluşun değerlendirmelerine gore, dünyanın ekonomik ağırlık merkezi (DEAM)’nin 2002'den beri Asya'ya doğru kaymakta olduğu görülüyor. Asya-Pasifik bölgesinin Covid-19 krizi sonrası daha erken toparlanmaya başlaması, ileride bu kayma hızının önceden öngörülenden daha hızlı olabileceğini gösteriyor.

Küresel ekonominin ağırlık merkezinin ve özellikle ABD-Çin rekabetindeki dengelerin kademeli olarak değiştiği bu süreçte, Çin'in dünya pazarındaki payı giderek yükseliyor. 1990'da yüzde 2 olan bu payın, 2024'te yüzde 19’a ulaşacağı öngörülüyor. Ayrıca Japonya, Güney Kore, Hindistan, Endonezya, Malezya gibi bölge ülkelerinin dünya ekonomisinde yüzde 28'lik bir paya sahip olduğu görülüyor. Dünya ekonomisinin yüzde 50'si artık Doğuda yer alıyor ve ticaret ve sermaye dünyada Batıdan Doğuya kaymaya devam ediyor.

Esasen, dünyada sermayeyle birlikte emperyalizmde de eksen kayması yaşanıyor, klasik sömürgecilik yön ve şekil değiştiriyor. Neo-emperyalizm sahne alıyor. Neo-emperyalizm, ülkelerin askeri güç ve işgallerle değil, siyasi ve ekonomik bağımlılık ve tek sisteme entegrasyonuyla kurulacak yeni bir sömürü düzenini öngörüyor.

Küreselcilerin yeni bir dünya düzeni kurma yolunda uygulamaya koydukları gizli aşikar planları doğal olarak buna direnen ulusalcıları özelde de İngiltereyi vuruyor ve bugün İngiltere, bu durumun etkilerini yoğun şekilde yaşıyor.

Dünyayı şekillendirme mücadelesinde şimdilik küreselciler görece önde gözüküyor.

Ancak tüm bu gelişmeler, çıkarları ciddi zarar gören İngiltereyi agresif potikalar izlemeye itebilir. Ülke süregelen zenginlik ve refahını kaybetmemek için dünya üzerinde güç kullanımı ve yeni emperyal hamlelere girişebilir.

Çok uzak olmadığını hemen herkesin kabul ettiği 3. dünya savaşı öncesinde saflar netleşirken dünya, geniş etki doğuracak siyasi, askeri ve ekonomik pek çok gelişmeye gebe görünüyor.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya