“Dünyanın Yeni Güvenlik Mimarisinde Avrupa’nın Türkiye’ye Olan İhtiyacı”
MAKALE
Paylaş
14.04.2025 19:15
215 okunma
Nejmettin Özdemir

1. BÖLÜM

ABD başkanı Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşında ABD’nin şimdiye kadar destek verdiği Ukrayna’ya desteğini kesmesi ve özellikle NATO üyesi AB ülkelerini yeterince savunma harcaması yapmamakla suçlayarak, bu durumun değişmemesi halinde Amerika’nın artık Avrupa savunmasında yer almayacağını açıklaması, dünyada mevcut güvenlik ve savunma mimarisini kökünden sarsacak ve muhtemel sıcak çatışmalara yol açabilecek kadar önemli bir hususu ifade ediyor.

Trump yönetimi Avrupa’nın kendi güvenliği için daha fazlasını yapması konusunda ısrarcı. Trump ABD’nin önceliğinin kendi sınırları olduğunu, Avrupa’nın ve Ukrayna’nın güvenliğini artık büyük ölçüde kendi başlarına sağlamaları gerektiğini belirtiyor.

Avrupa ise endişeli. Trump’ın, Beyaz Saray’da Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy'le yaşadığı tartışmanın ardından bu ülkeye askeri desteği askıya alması, savunma alanında ABD'ye olan bağımlılığın azaltılmasının gerekli olduğu görüşünü güçlendirdi.

AVRUPA SAVUNMADA ABD'YE NE KADAR BAĞIMLI?

Öte yandan, Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından yayımlanan Uluslararası Silah Transferi Eğilimleri Raporu, Avrupa'nın savunma alanında ABD'den bağımsızlaşmasının hiç de kolay olmadığını ortaya koyuyor. Rapora göre 2020-2024 döneminde NATO'nun Avrupalı üyelerinin ithal ettiği silahların yüzde 64'ü ABD tarafından tedarik edildi. Bu oran 2015-2019 döneminde yüzde 52 seviyesindeydi. Son yirmi yılda ABD'nin silah ihracatında en büyük pay ilk kez Orta Doğu (yüzde 33) yerine Avrupa'nın (yüzde 35) oldu.

Diğer taraftan Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığı sadece silah tedariki konusunda değil, silahların kullanımı konusunda da geçerli. Örneğin F-16 savaş uçaklarının üçüncü ülkeler tarafından başka bir ülkeye teslimi ABD'nin onayı olmadan mümkün değil. Hava savunma sistemleri Patriot'lar, ABD füze göndermediği sürece işlevsiz kalıyor. HIMARS füzelerinin hedeflerini tam isabetle vurabilmesi için gerekli GPS koordinatları ABD'nin verdiği kodlara bağlı. Ayrıca askeri kaynaklara göre ABD, yeni nesil savaş uçakları F-35'lerin havalanmasını teknik olarak engelleme kapasitesine sahip. Avrupa ülkelerinin, ABD’nin desteği olmadan önemli hava savunma ve istihbarat paylaşım kanallarını da yitireceğine dikkat çekiliyor.

Uzmanlara göre Avrupa'nın silah üretimi parçalı ve büyük ölçekli savaşa uygun değil ve Avrupa, ABD’ye bağımlılıktan kurtulmak ve kendi savunma sistemini kurmak istiyor.

DÜNYA’NIN GÜVENLİK MİMARİSİ ÇATIRDIYOR MU?

Trump’ın AB ülkelerini NATO’ya karşı yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçlaması ve ABD’nin bundan böyle Avrupa’yı savunmayacağını açıklaması, 2. Dünya savaşı sonrası kurulan dünyanın iki bloklu güvenlik mimarisini de değiştirecek nitelik taşıyor.

2. dünya savaşı sonrası dünyasında Batı Bloğu ülkeleri ABD liderliğinde NATO savunma ittifakını kurarken, Doğu Bloğu ülkeleri Rusya liderliğinde Varşova paktı adı altında birleştiler. Sovyetler birliğinin resmen dağıldığı 1992 yılında Varşova paktı da sona erse de NATO’nun Rusya’ya karşı savunma rolü ve misyonu bugüne kadar devam etti. Bugün ise ABD’nin Avrupa ülkelerini kendi güvenlik şemsiyesinde daha fazla tutmak istemeyen tavrı, NATO’nun geleceğini sorgulatıyor.

Esasen bugüne kadar süre gelen dünyanın ABD ve Rusya eksenli savunma mimarisi, bu iki blok etrafında toplanan ülkelerin savunma harcamaları ve faaliyetlerini kontrol altında tutan bir mekanizmayı da oluşturmuş, savunma-saldırı eylemlerini kontrol ederek, ülkelerin tek başlarına ya da bir kaçının birden saldırgan eylemlerde bulunmasına engel olmayı başarmıştır.

NATO’nun bu fonksiyonunu yitirmesi, devletlerin başına buyruk ve fevri savunma-saldırı girişimlerini tetikleyebilir. Askeri harcamalarda artış, kontrolsüz bir silahlanma yarışı, farklı risk ve tehdit algıları ve karşılıklı meydan okumalarla, dünyanın kısa sürede bir sıcak çatışmanın eşiğine gelme riski artabilir. İki kutuplu sistemde var olan dengeleyici kontrol mekanizması, çok kutuplu bir yapıda yerini nispeten kontrolsüz ve öngörülemez bir ortama bırakabilir.

Nitekin dünyanın gördüğü 2 büyük savaş, bu tür ortamlarda ve Avrupa merkezli olarak çıkmıştır. Bu konuda özellikle Almanya’nın sabıkasının kabarık olduğunu belirtmek gerekir.

ABD’nin asıl hedefi Asya-Pasifik’te Çin’le mücadele etmek. Bu yüzden dünyanın geri kalanındaki sorunları kendince çözerek ya da geride bırakarak Çin’e odaklanmak istiyor. Ulusalcı mantığın temel söylemi olan “Amerika başkaları için yük yüklenmeyecek” mottosu gereği ABD, dünya üzerindeki yayılımını azaltarak kendi içine dönmeyi ve ekonomi başta olmak üzere, iç sorunlarını hallederek Çin’e karşı verdiği hegemonik savaşta güçlü durmayı hedefliyor.

AVRUPA ABD OLMADAN KENDİNİ SAVUNABİLİR Mİ?

Tüm bunlar olurken Avrupa kendi savunma sistemini kurmanın adımlarını atmaya çalışıyor. Savunmada bugüne kadar ABD’ye bağımlı olan Avrupa’nın mevcut kuvvet, silah ve mühimmat yapısı, özellikle Rusya’dan gelecek bir tehdit ya da saldırıyla baş edebilecek seviyede değil. Bugün itibariyle Avrupa’nın savunma sanayi teknolojisi ve üretim kapasitesi, kendi güvenliğini sağlamaktan uzak görünüyor.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün verilerine göre, Avrupa ülkelerinde yaklaşık 32 bin 700 zırhlı araç, 2 bin 200 kundağı motorlu obüs ve 2 bin 100 savaş jeti var. Rusya’da ise yaklaşık 10 bin 700 zırhlı araç, 1400 kundağı motorlu obüs ve 1100 savaş uçağı bulunuyor. Avrupa ülkelerindeki toplam tank sayısı yaklaşık 5 bin iken, Rus ordusu 3 bin tanka sahip. Diğer yandan, Avrupa ordularının dron savaşında deneyimsiz olduğu ve Ukrayna'ya bağışlanan askeri teçhizatla cephaneliklerin zayıfladığı da belirtiliyor.

Avrupa Rusya karşılaştırmasında, Avrupa’nın gücü üstün gözükse de asıl sorun, silah ve mühimmat üretme kapasitesi ve orduların savaş kabiliyeti. Avrupa bu konuda Rusya’nın epeyce gerisinde bulunuyor.

NÜKLEER DENGE

Avrupa güvenliğinin sağlanmasında en önemli konulardan biri de şüphesiz nükleer silahların caydırıcı gücü. Avrupa’nın savunmada daha fazlasını yapmasını isteyen Amerika’nın nükleer caydırıcılığa katkısının sürüp sürmeyeceği henüz netlik kazanmış değil. ABD'nin nükleer kapasitesinin Rusya’yı NATO ülkelerine saldırmaktan caydırdığı bir gerçek. ABD'nin katkısının sonlanması halinde, diğer NATO ülkeleri nükleer dengeyi korumak zorunda kalacak.

 

---------------------- BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU ---------------------------

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya