Bugün Lozan Antlaşması'nın kabul edilişinin yıldönümü. Sosyal medyada Lozan Antlaşması'nın lehinde ve aleyhinde birçok paylaşım yapılmıştır.
Lozan Antlaşması elbette Sevr ve Mondros antlaşmalarının üstünde bir antlaşmadır. Lakin milletimizin hak ve çıkarlarını tümüyle koruyan bir antlaşma değildir.
Bundan sonra Türkiye'yi temsil edecek devlet ve siyaset adamlarına düşen temel görev; Lozan + esasına dayanan yeni adımlar atılmalıdır. Türkiye'nin elini kolunu bağlayan zincirler mutlaka kırılmalıdır.
Bu noktada devlet adımlarımızı göklere çıkartan ya da yerin dibine batırmaya çalışan çıkışlar son derece yanlış çıkışlardır. Bunlara katılmak mümkün değildir. Bilinmelidir ki masada tarafları güçlü kılan ve istekleri kabul ettiren güçtür. Gücünüz yoksa hak ve çıkarlarınızı korumanız mümkün değildir.
Cumhuriyet de bizim, Osmanlı da bizim, 5000 yıllık Türk tarihi de bizimdir. Fatih, Yavuz, Kanuni, bizimdir. Gazi Mustafa Kemal de bizimdir. Hepsine sahip çıkmak bütün vatanseverlerin görevidir.
Sonuç olarak olayları ve devlet adamlarını değerlendirirken yaşadıkları dönemin tarihsel şartları ile değerlendirmek gerekir. Objektif değerlendirme budur.
Nurettin DURSUN