Ülkemiz yüz yıldır kendisine giydirilen deli gömleklerini, üzerinden atma mücadelesi vermektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Müslüman halk, bi çare kendisine dikte ettirilen Batı kültür kalıpları karşısında ülkeye küskün, tepeden inme. Milli mücadele direnişe uymayan yeni devletten ve rejimden uzak kalmayı tercih etmiş, ilerici-gerici kutuplaşmalar yaşanmıştır. Milli olan her şeyin, bir bir devlet tarafından tasviye edilişini çaresizce izlemiş, derinden derinden bir muhalefetle kendi değerlerini yaşamaya ve korumaya çalışmıştır. Bırakın dini bir eğitimi, matbuatta Allah bile demenin yasaklandığı dönemler olmuştur. 27 yıl, yeni kurulan rejimin adına cumhuriyet denmesine rağmen, tek partinin hâkim olduğu bu dönemde, tam bir baskı rejimi uygulanmış, ülke serbest seçim yüzü görmemiştir. 1950’li yılarda çok partili döneme geçişle, DP ile başlayan ufakta olsa öze dönüş kıpırtılarının önü, 10 yıl sonunda bir askeri darbe ile kesilmiştir. Arkasından 1960 askeri darbesinin tesiriyle, ülkede devlete karşı Alevi-sol-Kürt ayrışması başlayınca, milli değerlere sahip insanımız bu kez bunlarla da bir 30 yıl mücadele etmiştir. Binlerce insanımız bu ayrışmada katledilmiştir.
1980 yılında bir askeri darbe ile bu iç çatışma durdurabilmiştir. 1991 yılında Komünist Sovyetler Birliğinin çökmesiyle, sol düşünceye dayalı bu kamplaşma yavaş yavaş çökerken, bu kez milli değerlere dayalı partilerde yükselme başlamıştır. Bu yükselişin önünü kesmek için bu kez CHP etrafında ve ordu içinde kümelenmiş Kemalist sol anlayışla mücadele başlamıştır. Bu zihniyet milli değerlere bağlı yükselişleri durdurmak için her türlü zorbalığa baş vurmuştur. Bu ara ülkenin doğusunda Kürt halkın yaşadığı bölgelerde ayrılıkçı ırkçı bir hareket, bu bölgelerde büyük bir kaos yaşatmış binlerce insanın kanının dökülmesine sebep olmuştur. Bir 40 yıl da bu kamplaşmalar ülke sosyolojisi üzerinde etkin olmuştur. Ülkedeki siyasi bölünmeyi ilk serbest seçim ve çok partili hayatın başlangıcı olan 1950’yi baz alırsak günümüze kadar sol %25-30, sağ seçmen %70-75 olarak değişmeden günümüze kadar geldi. Tabi bu birçok siyasi fikri içinde toplayan iki ana akımdır. 2000’li yıllara kadar İslamcı denilen partiler %20’ler civarına yükselen oy oranı, Ak parti ile son 20 yıldır %40’lara yükselmiştir. Bu yükselişi durdurmak için 15 Temmuz 2016’da ülke yeni bir askeri darbe daha görmüştür. Bu ara Alevi ve sol hareketler devletle barışık politikalar izleyerek bir kaynaşma başlamıştır. Bu akımlar geçmiş 50 yıldır birbirlerine karşı çok tahammülsüzken son yıllarda bir arada yaşamaya daha yatkın bir çizgiye gelmişlerdir. Devlete ve İslami değerlere karşı çıkan alevi-sol muhalefet yumuşamıştır.
Cumhuriyetin 100’cü yılda toplum
2023 yılında, Marmara Üniversitesi’nden Dr. Zübeyir Nişancı yürütücülüğünde hazırlanan “Sayılarla Türkiye'de İnanç ve Dindarlık" raporuna göre, Türkiye’nin % 94,3’ü Allah’a inandığını, % 62’si çok dindar olduğunu, “hiç dindar değilim” veya “dindar değilim” ifadesini seçen katılımcıların oranı %14 olarak gerçekleşmiştir.x Katılımcıların geriye kalanı ise (%24) ne dindar olduklarını ne de olmadıklarını ifade etmiştir. % 39’u düzenli namaz kıldığını, % 75’i düzenli Ramazan orucu tuttuğunu beyan ediyor. Kadınlar, erkeklerden hem daha dindar hem de ibadetlerini daha fazla yerine getiriyor. Araştırmaya göre Allah inancı olmayanların oranıysa % 5,7. Bu araştırma ülkemizin dindalık durumunu yansıtır.
Ülkenin siyasal anlayışı, A&G’nin 3 bin hanede yaptığı araştırma ile kendini göstermektedir. Araştırmaya göre vatandaşların % 50’si kendini ne sağcı ne de solcu olarak konumlandırıyor. Türkiye’de yetişkin nüfusun
Milliyetçi %19.5
Atatürkçü %17.9
Muhafazakar %17.9
Dindar %17.3
Demokrat %13.9
Sosyal demokrat %5.9
Laik %4.6
Ulusalcı %1.9
Bu konuda diğer bir çalışma olan Kadir Has Üniversitesi, üzerinde çalıştığı Türkiye Eğilimleri 2021 araştırmasını yayınladı. Bu araştırma ile ülkedeki siyasi eğilimlerin yukarıdaki araştırmaya yakın görülmektedir.
muhafazakar %27,5
Milliyetçi %19,9
Kemalist % 19,2
Siyasal islamcı % 9
Sosyal demokrat %8,3
Ulusalcı % 3,3
Ülkücü % 3,2
Liberal % 2,5
Her iki araştırmada da Muhafazakar ve dindar toplamı birbirine yakın %35 civarındadır.
Deizim yayılıyor mu?
Nişancı, “Araştırmada ateizm yaklaşık olarak yüzde 1,5 civarında çıktı. Agnostisizm yaklaşık olarak 2-2,5 civarında. Bence Türkiye’de deizmin yayılmasıyla ilgili tartışmalar bir yönüyle suni. Çünkü insanlar kendini deist olarak tanımlamadan önce birileri bu duruma deizm adı koydu. Oysa deizm çok sofistike ve entelektüel bir akım. Biz de anket bulgularına baktığımızda aslında söylendiği kadar deizm olmadığını gördük. Bu durum, Türkiye’deki dindarlık pratiklerine tepki koyma yani ontolojik olarak deist olmasa da sosyolojik olarak mevcut dini ve dindarların pratiklerini reddetme durumu. Bu, tanım olarak deizme uymuyor” şeklinde konuştu.
Ancak gençlerimiz küreselci sosyal medyanın etkinliği ile Batı tarzı hedonist/hazcı dünyevi tehdit altındadır. Türkiye Gençlik STK’ları Platformu’nun Kasım 2018 tarihli yaptığı kamuoyu yoklamasına göre, gençlerde muhafazakarlık oranları daha düşmektedir.xx
Milliyetçi % 31
Atatürkçü % 29
Muhafazakar % 16
Dindar % 12
Demokrat % 11
Özetlersek ülkemiz 100 yıldır kendisine giydirilen deli gömleği yırtıp atmıştır. İslam ülke insanımızın yaşantısında önemi tekrar artmış ve siyasi eğilminde belirleyici rol oynamaktadır. Bu gelişme 20 yıllık Akparti iktidarı ile devlet hayatına da girmiştir. Müslümanca yaşama üzerindeki engeller kalkmıştır. Ancak çağdaş uygarlık/modern hayat seviyesi yutturmacasıyla Batı hayat tarzı, özellikle ülke gençlerimizin üzerinde büyük ölçüde etkilemektedir. Aslında bu bütün dünya insanlığını tehdit eden bir kültür istilasıdır. Özellikle değerlerimizi korumak ve yaşatmak için biz de bu kültür emperyalizmine karşı TV dizileri, filimler, çizgi filimleri, özellikle kendi müziğimizi geliştirmek mecburiyetindeyiz. Asıl önemli olan, gençlerimizi manasız nefsani hazlardan kurtarıp motive edecek, onlara peşinden koşturacak fikirsel Kızıl Elma’lar sunmalıyız. Yoksa fikirsizlik, en yüce inanç ve fikirleri yutabilir.
x-https://www.voaturkce.com/a/turkiye-dindarlik-cok-yaygin/7030870.html
xx-https://www.ulusaldemokrasienstitusu.org/turkiyede-dindarligin-azalmasi/