Adaletin işlediği, sade vatandaştan cumhurbaşkanına kadar hiçbir ayırım yapılmadan herkesten hesap sorulduğu bir hukuk devleti özlüyorum.
Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği, sorumluluk taşıyan herkesin hesap verdiği, kurumları saat gibi çalışan bir Türkiye özlüyorum.
Din istismarına ve din düşmanlığına yer vermeyen, dinin gereklerinin hakkıyla yerine getirildiği bir Türkiye özlüyorum.
Çalışan insanların, emeklinin hakkının verildiği, hiç kimsenin kimseye muhtaç edilmediği, ihtiyaç ve geçimlerini sağlamak üzere başka ülkelere gitmeye özenmeyen, gelecekten endişe duymayan insanların bulunduğu mutlu bir Türkiye özlüyorum.
Verdiği sözde duran, dürüst, ahlaki sorumluluk taşıyan, gerektiğinde özür dileyerek istifa eden, hedefe ulaşmak için her şeyi yapmayı meşru gören Makyavelist anlayışı elinin tersiyle iten kaliteli siyasetçilerin bulunduğu bir Türkiye özlüyorum.
Emanetin ehil insanlara verildiği, işlerin istişare ile yapıldığı, hiçbir hileye başvurmadan seçimlerin adil yapılarak milli iradenin ülke yönetiminde gerçek anlamda tecelli ettiği, ülke yönetiminde toplum için faydalı işlerin yapıldığı zararları işlerin yapılmasına izin verilmediği, muhalefet ve iktidarıyla halka güven veren bir Türkiye özlüyorum.
Yolsuzluğa, yoksulluğa, yasaklara izin vermeyen, senin hırsızın kötü benimki iyi tartışmalarına girmeyen, hırsızlığı siyasetin demirbaşı olmaktan çıkaran, her çeşit suiistimale karşı çıkan bir siyaset anlayışının hakim olduğu bir Türkiye özlüyorum.
Farklı siyasal partilere mensup insanların kendi düşüncelerini hiçbir baskıya maruz kalmadan özgürce açıklayan, sevgi ve saygının ötesinde hiç kimseye karşı kötü niyet beslemeyen insanların bulunduğu bir Türkiye özlüyorum.
Farklı futbol takımlarına mensup taraftarların bir arada maç izlediği ve kavga etmeden ayrıldığı, yine farklı siyasal düşüncelere mensup insanların düşüncelerini özgürce tartışarak hakaret ve saldırganlığa başvurmadan sevgi ve saygı esaslarına riayet ederek birbirlerinden ayrıldığı medeni bir Türkiye özlüyorum.