Dünya ülkeleri yaklaşık iki yıldır bir tarafta korona salgını, bir taraftan Ukrayna-Rus savaşı derken sıkıntılı günlerden geçmektedir. Özellikle ham petrol fiyatlarının 60 dolardan 120 doların üzerine çıkması, enerji piyasalarını derinden etkilediğinden, her türlü üründe önemli fiyat artışlarına sebebi olup, ülke ekonomilerinde enflasyonun artmaşına yol açarak, uzun yıllar görülmedik olumsuz etkileri olmuştur. Ülkemizde de bu etkilerle enflasyon ve döviz artınca, hükümetimiz önce döviz kurunun artışına karşı fazla bir önlem almamayı test etmiş ancak, kapitalist sistem gereği artış hızlanınca bu artışı, “dövize endeksli mevduat hesabı” düzenlemesiyle düşürmeye çalışmıştır. Ancak dış piyasalarda ham petrol hâlâ 120 dolar civarında seyrettiğinde enflasyon tam dizginlenememiştir.
Son ekonomik veriler
Hükümet dolardaki makul artışın döviz girdisi sağlayacak olan ihracat artışına yol açacağını düşünerek son aylalarda önemli bir müdahale etmemesinden ihracatta artışlar sürmüştür.

2022 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat, %15,2 oranında artarak 18 milyar 973 milyon dolar, ithalat ise %43,8 oranında artarak 29 milyar 652 milyon dolar olmuştur. Bu ara İthalat yüksek oranda artmış ve geçen sene ayni dönemde 18,3 milyar dolardan %31,1 oranında artarak 48 milyar 625 milyon dolara çıkan dış ticaret, biraz fazla açık vermiştir. Bunun sebebi yanlış ekonomik politikalardan ziyade, 2021 Ocak’ta 52 dolar olan ham petrolün bugün 120 dolara yani 1 yılda 68 dolar artmasından kaynaklanmıştır. 2022 yılının Ocak-Mayıs döneminde ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %38,3 artışla 85 milyar 220 milyon dolara ulaşmıştır. Bir yıl önce yıllık toplam 188 milyar 716 milyon dolar olan ihracatımız %28.6 artarak 242.6 milyar dolara çıkmıştır. Tabi bu ara ithalatta yükselerek 313.7 milyar doları bulmuştur.

Bütün olumsuzluklara rağmen, bir ülke ekonomisinin en önemli göstergesi olan ekonomik büyüme, 2021'de yakaladığı ivmesini 2022'nin ilk çeyreğinde de sürdürerek % 7,3 gayrisafi yurt içi hasıla artışı sağlayarak, yüksek oranlı ekonomik büyüme performansını başarıyla sürdürmüştür. Bu demektir ki, enflasyon sebebiyle piyasalarda talep düşmesi olmadığından iş yerleri kapanmıyor insanlar işini kaybetmiyor. Bunun sebebi uygulanan düşük faiz politikasıdır. Bu ara, ABD ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde %1,5 küçülürken Euro Bölgesi ilk çeyrekte %0,2 büyüyebilmiştir.
Fiyat Endeksi (Tüketici Fiyatları) (2003=100)
|
TÜFE (Yıllık % Değişim)
|
TÜFE (Aylık % Değişim)
|
05-2022
|
73.50
|
2.98
|
04-2022
|
69.97
|
7.25
|
03-2022
|
61.14
|
5.46
|
02-2022
|
54.44
|
4.81
|
01-2022
|
48.69
|
11.10
|
12-2021
|
36.08
|
13.58
|
Gelelim enflasyona. Geçen yılın son aylarında petrol artışının yanında hükümetin ihracat politikası sonucunda aşırı yükselen döviz fiyatlarının sebep olduğu yüksek enflasyon “dövize endeksli mevduat hesabı” sayesin de makul artış seviyesinde seyretmesi ve daha başka tedbirlerle düşmeye başlamıştır. Bundan sonrası başka önemli bir sorunla karşılaşmazsak dış piyasalarda ham petrolün düşmesine büyük ölçüde düşecektir. Dış piyasalarda ham petrol düşmeden kimse enerji fiyatlarında önemli bir düşme beklememelidir.
Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Hazine nakit dengesine ilişkin ocak-mayıs dönemi verisini paylaşarak, “bütçe sonuçlarının öncü göstergesi olan Hazine nakit dengesi mayıs ayında 149,2 milyar TL fazla verirken, 2022'nin ilk 5 ayında ise nakit fazlası ise 82,4 milyar TL oldu. Hazinenin fazla vermesi borçlanma ihtiyacının azaldığının göstergesi vergi gelirlerindeki büyük artış dolayısıyla kasa dolmasıdır” demiştir. Merkez Bankasının brüt rezervleri bu kadar büyük döviz ödemesine rağmen neden geçen hafta 2,6 milyar dolar artarak 102,9 milyar dolara, net rezervlerimiz 12,2 milyar dolara yükselmiştir.
7 düvelle savaşımız devam ediyor
Bu dönemde çok dikkatli olmamız gerek, 7 düvelle olan savaşımız her cephede devam etmektedir. Yurt içinde, Suriye’de, Ak Deniz’de, Libya’da, Irak’ta, Kafkaslarda, Balkanlarda, Orta Doğu’da, Afrika’da, Asya’da vb. milli çıkarlarımız uğrunda tam bir mücadele içindeyiz. Şükür ki her çephede Rabbimizin izniyle işler yolunda gitmektedir. Bu mücadeleyi bırakıp ABD ve AB’nin politikalarımıza evet diyelim yarın dolar hızla düşer. Bu durumda tabi ki bazı ekonomik zorluklar olacaktır. Buna rağmen mevcut zorluklar geçicidir. Devlet ebet müddettir. Batı’nın emrine girip milli politikalarımızdan taviz verirsek, Osmanlı’da olduğu gibi ne devlet kalır ne rejim. Bakın bu gerçeği sol politikacı olan Venezuella başkanı Maduro bile anlamış ki bakın ne diyor:
"Biz böyle görüyoruz, biz bunu böyle düşünüyoruz değil, bunun ötesinde bu bir gerçek. Türkiye çok önemli bir potansiyele sahip. Yeniden doğan dünya için büyük bir potansiyel. Bir dünya ki biz buna çok kutuplu dünya diyoruz. Çok merkezli bir dünya diyoruz. Biz bu dünya için barışın tesis edilmesini, uluslararası hukukun tesisini istiyoruz. Bu dünya eş güdüm, iş birliği dünyası olmalı. Birlikte var olabilmenin dünyası. Yine medeniyetler arasındaki diyaloğun, dinlerin, kültürlerin dünyası olmalı. Bu anlamda Türkiye bizim için bir örnek teşkil ediyor. Dünyayı jeopolitik olarak değerlendirdiğinizde Türkiye çok önemli bir rol oynuyor. Türkiye ile yaptığımız iş birliği, barış iş birliğidir, dostluk iş birliğidir, aynı zamanda eş güdüm iş birliğidir. İşler iyiye gidiyor, iyi sonuçlar alıyoruz. Bu bağlamda yeni bir dünya doğuyor. Hiç kimse buna mani olamayacak. Hegemonyalar artık olmayacak. Hegemonlar olmayacak. Bunları geride bırakacağız. Burada yine uluslararası hakların, diplomasinin, insanlığın barış içerisinde yaşama sözü geçerli olacak."
Üç kuruşluk sıkıntı için geleceğimizi karartmayalım. Kısır politikalar peşinde koşarken büyük tehlikeyi görmezden gelmeyelim. Çok değil sonbahara kadar sabredelim. İman et, mücadele et, zafer senindir.