Volkan Konak; ”.. herkesin bir derdi var, durur içerisinde” diyor ya, yüz hatları çok değişmemişse,yolda yürürken kimin ne derdi olduğunu pek anlayamazsınız. Bu, konuşunca anlaşılır.
Hastaneler, devlet daireleri ,adliyeler ve diğerleri dertlilerin ve dertlerin en çok zuhur ettiği yerlerdir.
Zaten şarkıcı , hastaneleri kastederek bu şarkıyı söylemiştir. Çaresi olmayan dertler, ağır hastalar ve bunların yakınlarının endişesi, sağlık haberi bekleyenlerin sıkıntısı ve endişesi de ayrı bir dert bu arada.. Umutsuz bekleyişler, olacak mı, ölecek mi endişesi insanı mahveder..
Dertlerin bir kısmı da maddi vakalardan kaynaklanıyor. Alacak davaları, tapu ve emlak ile ilgili davalar işlerin maddi unsuru... Psikolojik olanlar ise işin başka bir yönü. Bir işi kafaya takmalar, en ufak şeyleri dert edinip kendi kendini sıkıntıya sokmalar, psikolojik olayın temeli...
Herkesin bir derdi var yani.. Olmasa da insan, kendi kendini dertli yapıyor.
Derler ki, kendine bazı şeyleri dert edinmiş bir adam, derdine deva için Lokman Hekim’e gitmiş. Hekim adamı dinlemiş. Sorduğu her şeye cevap vermiş. Adam, durup durup yeni bir şey sorarmış. Hatta dert edinilmeyecek şeyleri de dert yapıp, Lokman Hekim’i nerede ise bezdirmiş. Lokman Hekim, adama bazı şeylerin ufak şeyleri olduğunu, kafaya takıldığı için bunların büyüdüğünü ve dert haline geldiğini anlatmışsa da, adam, küçük şeylerinde çaresini sormuş.
Sonunda Lokman Hekim, adama öyle bir reçete yazmış ki; adama, diyar diyar, ova- bayır, köy- köy dolaşmasını, dertsiz bir adam bulmasını, o dertsiz adamdan gömleğini istemesini verirse onun gömleğini giymesini o zaman bütün dertlerinin biteceğini söylemiş.
Adam, yola çıkmış. Günlerce dolaşmış. Dertsiz hiç bir adam bulamamış. Bir gün bir dağın eteğinde kaval çalan, saz çalan ve türküler söyleyen bir çobana rastlamış. Çoban öyle şenmiş ki, koyunlarla bile konuşuyor, şen şakrak ve sırtında bir kepenek ile dolaşıyormuş.
O dertli adam, çobana yaklaşmış. Biraz konuşmuşlar. Haline bakınca adam çabana; “senin hiç derdin yok mu" demiş. Çoban; “Benim hiçbir derdim yok. Hiçbir şeyi dert edinmiyorum” demiş gururla..
Dertli adam, umduğunu buldum sanmış. Çobana demiş ki; “Lokman Hekim bana hiçbir derdim yok diyen, yani hiç bir derdi olmayan bir adamın gömleğini alıp giyersen, senin de hiç derdin kalmaz” dedi. Seni yıllar sonra buldum. Her konuştuğumun derdi vardı. Bana gömleğini verir misin” demiş.
Çoban,” verirdim ama, benim gömleğim yok ki..” demiş ve üzerindeki kepeneğin önünü açmış. Adam bakmış ,altında gömlek yok. Zadece kepenek var üzerinde.
Yani dertli adamın derdine çare, bir dertsiz adam gömleği bulunamamış. Bir kişi varmış dertsiz. Onun da gömleği yokmuş.
İnsan, yaşamı boyunca küçük başarıları ve küçük mutlulukları tatmasını bilmelidir. Küçük başarılar bazen insanı tesellieder. Küçük başarılarlada idare edilir. En iyisi, her şeyi dert edinmemektir.